PİRHA – Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla yayımladıkları açıklamada, insan haklarının tüm halklar ve inançlar için eşit, devredilemez bir hak olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, Kürt halkına, Türkiye Alevi toplumuna ve Suriye Alevilerine yönelik tarihsel ve güncel hak ihlallerinin görünür kılınmasının “insanlığın borcu” olduğu vurgulandı.
Federasyonun açıklamasında, 10 Aralık’ın yalnızca bir anma günü değil; kimliği, dili, inancı ya da düşüncesi nedeniyle ezilen tüm halkların mücadele gününe işaret ettiği belirtildi.
Açıklamada şu değerlendirmeler öne çıktı:
Metinde, Kürt halkının kuşaklardan beri inkâr siyaseti ve eşitsizlikle mücadele ettiği, bu mücadelenin bugün daha görünür hale geldiği ifade edildi. İnsan haklarının, halkın iradesine saygı duymakla başladığı vurgulanarak, seçilmiş belediyelere kayyum atanmasının demokrasi ve insan haklarıyla bağdaşmadığı belirtildi.
Ayrıca ana dilde eğitimin yasaklanmaması, kamusal alanda dil ve kültür nedeniyle dışlamanın son bulması gerektiği dile getirilerek, “Bir halkın türküsünün, kültürünün yasaklanmadığı bir yaşam insan hakkıdır” ifadelerine yer verildi.
KAYIPLARIN VE FAİLİ MEÇHULÜN OLMADIĞI BİR ÜLKE”
Açıklamada, basının özgürce yazabilmesi, gazetecilerin düşünceleri nedeniyle tutuklanmaması ve hakikatin suç sayılmadığı bir düzenin gerekliliği vurgulandı.
Cezaevlerinde çıplak arama uygulamalarına son verilmesi, ağır hasta mahpusların sağlık hakkına erişebilmesi ve yaşamlarının son dönemini ailelerinin yanında geçirebilmelerinin temel bir insan hakkı olduğu belirtildi.
Kayıplar, faili meçhuller ve gözaltında kaybetmelerin olmadığı bir ülke talep edilerek, “Bir ananın ömrü boyunca evladını beklemediği bir gelecek, insanca yaşamın temelidir” denildi.
“İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ DEVLET KONTROLÜ DIŞINDA OLMALIDIR”
Alevi toplumunun yüzyıllardır rıza ile ibadet ettiğini belirten federasyon, inancın devletin tekelinde yürütülmesine karşı çıktı. Her din ve inancın kendi dili ve ritüeliyle özgürce var olabilmesi gerektiği vurgulandı.
Aynı çerçevede, farklı inançlara sahip köylerin kapısına egemen dini ibadethanelerinin dayatılmasının kabul edilemez olduğu ifade edilerek, “Devletin değil, halkların iradesinin belirleyici olduğu bir yaşam” talep edildi.
Açıklama şu sözlerle sonlandırıldı:
“İnsan hakları bir lütuf değil; her halkın, her inancın ve her bireyin doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez bir haktır. Bu haklar tanınmadığında insanlığın kendisi eksik kalır. Bizler FEDA ve DAKB olarak, insanın haklarıyla insan olduğunun bilinciyle 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü kutluyoruz. Dilimiz, inancımız, kültürümüz hakkımızdır. Adalet herkes için, özgürlük her halk içindir.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.