PİRHA – Demokratik Alevi Federasyonu, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki açıklamalarına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada “Alevilerin bu projeye kanması ve iknâ olması halinde Alevi inancından eser kalmayacağını iyi bilmemiz gerekiyor” denildi.
AKP iktidarı tarafınca Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulacağının açıklanması ardından Alevi kamuoyundan tepkiler gelmeye devam ediyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 7 Ekim’de Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki açıklamalarına bir eleştiri de Demokratik Alevi Federasyonu’ndan (FEDA) geldi.
Erdoğan’ın duyurduğu ‘Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bir tür asimilasyon aracı olduğunu ifade eden FEDA, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“KÜLTÜREL SOYKIRIMLA ALEVİLERİ BAŞKALAŞIMA UĞRATMAK!”
Bakanlıklar bünyesinde kurulacak olan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı’nın, “Devletin inkârından daha da tehlikeli” olduğu söylenen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Tekçi ve inkârcı ulus devlet zihniyeti yüzyıl sonra Alevilere dönük yeni oyunların peşindedir. İnkâr, katliam, asimilasyon ve soykırımla ortadan kaldıramadığı Aleviliği kendine göre tarif eden, devlet ve iktidarın çıkarına uygun Alevilik yaratmaya çalışan, kendine göre şekil vermek, yeni gömlek biçmek isteyen bu anlayışı red ediyor, kabul etmiyoruz.
Devlet, Erdoğan üzerinden Alevileri tamamen kontrol ve denetim altına almak, devletin Alevisi olmayan, direnen örgütlü Alevi mücadelesini tasfiye etmek istiyor. Bu anlamda devletin kültürel soykırım amaçlı atmak istediği bu adıma karşı ön almaya çalışmak her sürekten Alevilerin önceliği olmalıdır. Sürek ve kurumsal farklılıklarımıza bakmaksızın oldukça tehlikeli bir sürecin arifesinde olduğumuzun duyarlılığıyla bu sürece yaklaşmamız gerektiğine inanıyoruz.
Erdoğan’ın ‘Bakanlığa bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı’nı kuracağız.’ söylemi devletin inkârından daha da tehlikelidir. Çünkü tekçi, inkârcı ve katliamcı devletin bakanlığına bağlı kültür ve cemevi başkanlığı üzerinden Alevi inancının hak ve hakikatinin yaşatılması ve sürdürülmesi asla söz konusu olamaz.
Devlet, Alevilerin muhalif örgütlü gücünden korktuğu için karşısına almak yerine, denetimine ve kontrolüne almak amacıyla bu hamleyi atmaktadır. Eğer samimi olmuş olsaydı, Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğunu söyler, inanç ocaklarını yasaklamaktan ve dağıtmaktan vazgeçer, pîrlerin inancın Yol önderleri olduğunu kabul ederdi. Yapması gerekenler yerine; bakanlığa bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığını kurmak istemesi, Alevileri zapturapt altına almak, kültürel soykırımla Alevileri başkalaşıma uğratmak, Alevi inancını Sünni İslam’a tabi bir tarikat örgütlenmesi içine çekmek istemesindendir.
Alevilerin bu projeye kanması ve iknâ olması halinde Alevi inancından eser kalmayacağını iyi bilmemiz gerekiyor.
Zalimin sofrasının kırıntıları değil, meşru demokratik Alevi Yol’unun hak ve hakikatini yaşamak ve sürdürmek istiyorsak demokrasi mücadelesinde birlikte olmaktan başka yolun olmadığının bilinci ile bu sürece yaklaşmalıyız.
Aşk ile…”
(HABER MERKEZİ)
İLGİLİ HABERLER
>Erdoğan’dan Alevi inancıyla bağdaşmayan ‘müjde’ler; Alevi hakları yine yok!
Yoruma kapalı.