ODTÜ öğretim üyeleri de Türkiye’de gelişmelere karşı ayağa kalktı. Akademisyenler bir basın açıklaması yaparak, “ODTÜ’lü öğretim elemanları olarak talebimiz, demokratik, katılımcı, özerk, insan ve doğayla barışık üniversitedir. Bunun sağlanması için mücadele etmeyi topluma karşı bir sorumluluk ve görev kabul ediyoruz” dedi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ÖDTÜ) öğretim üyeleri cübbelerini giyerek üniversitenin Fizik Amfisi önünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada; rektörlük seçimlerinin kaldırılmasına, HDP’li vekillere ve Cumhuriyet gazetesine yönelik tuutklamalara da değinilerek “kaygı verici siyasi müdahaleler yapıldığına tanık oluyoruz” denildi.
Yaşanan sürecin kaygı verici olduğu belirtilen açıklamada “Bugün ülkemizde demokrasinin sürdürülmesi için yaşamsal öneme sahip kurumlara, parlamentoya, yargıya, siyasi partilere ve basın-yayın kuruluşlarına kaygı verici siyasi müdahaleler yapıldığına tanık oluyoruz” ifadeleri de yer aldı.
ODTÜ öğretim üyelerinin ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği tarafından hazırlanan açıklama şöyle:
“Demokrasi insanlık tarihinin en önemli kazanımlarından biridir. Farklılıklarla bir arada yaşamayı mümkün kılan bu kazanım, sancılı tarihsel süreçler sonunda elde edilmiştir. Bugün ülkemizde demokrasinin sürdürülmesi için yaşamsal öneme sahip kurumlara, parlamentoya, yargıya, siyasi partilere ve basın-yayın kuruluşlarına kaygı verici siyasi müdahaleler yapıldığına tanık oluyoruz. Bu süreç, son bir haftada yaşadıklarımızla yeni ve korkutucu bir evreye girmiş bulunmaktadır.
Sürecin üniversiteye yansımalarından biri, 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 676 no’lu KHK ile, üniversite yönetimlerinin belirlenmesinde öğretim üyelerine söz hakkı tanıyan rektörlük seçimlerinin yürürlükten kaldırılması olmuştur. 2547 sayılı YÖK yasasında tanımlanmış halini dahi yeterli görmediğimiz bu uygulamanın kaldırılmasını demokrasinin toplumsallaşması ve kurumsallaşması açısından kabul edilemez buluyoruz.
Ayrıca hatırlatmak isteriz ki, üniversitelerin toplum yararına bilgi üretebilmesi ve toplumsal gelişmeye katkı sağlaması için temel ön koşul özerkliktir. Bu nedenle, üniversitelerin özerkliği çağdaş dünyada anayasal güvence altına alınmıştır. Üniversite rektörlerinin seçimle belirlenmesi, yüksek öğretim elemanlarını toplumun diğer kesimlerinden ayrıştırmak üzere talep edilen bir ayrıcalık değildir. Aksine, kamusal bir hizmet olan eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin toplum yararına ve bilimsel bir temelde yapılabilmesinin gereklerindendir.
ODTÜ’lü öğretim elemanları olarak talebimiz, demokratik, katılımcı, özerk, insan ve doğayla barışık üniversitedir. Bunun sağlanması için mücadele etmeyi topluma karşı bir sorumluluk ve görev kabul ediyoruz.”
Yoruma kapalı.