Alevi Haber Ajansi

Faşistlerin Gazi ve Ümraniye’de katlettiği canlar, 1 Mayıs Mahallesi’nde anıldı -VİDEO

PİRHA-12 Mart 1995 yılında faşistlerin Alevilere yönelik yaptığı katliamı Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde protesto eden kitleye ateş açılması sonucu yaşamını yitiren 5 kişi için yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. PSAKD Ataşehir Şubesi Başkanı Gülsev Kaya, katliamların üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen hala ne acıların ne de öfkenin dindiği belirtti.  

12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirilen katliam, 15 Mart’ta Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi’nde (1 Mayıs Mahallesi) protesto edilirken polis tarafından açılan ateş sonucunda 5 kişi yaşamını yitirmişti, 14 kişi yaralanmıştı. Gazi ve Ümraniye Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen hala gerçek sorumlular ortaya çıkarılmadı, katliam aydınlatılmadı.

Yüzlerce yurttaş, İstanbul 1 Mayıs Mahallesi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ataşehir Şubesi Cemevinde bir araya gelerek, katliamda hayatını kaybedenleri andı.

Anmaya PSAKD Ataşehir Şubesi Başkanı Gülsev Kaya, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Cemevi Başkanı Hıdır Karadaş, Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Ferhat Aktaş, Baba Mansur Ocağı evladı Haşim Kızılveren, Karakoçan Dernekler Federasyonu, Anadolu Yakası Dersim Derneği, Mazgirt Derneği, Türkiye İşçi Partisi(TİP), Partizan, KÖZ, Sosyalist Meclisler Federasyonu(SMF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi(ESP), HDP 27. Dönem Milletvekili Musa Piroğlu katıldı.

Cemevinde lokmaların pay edilmesinden sonra kitle, “12-15 Mart Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız”, “Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi şehitleri ölümsüzdür” yazılı pankart ile katliamın yaşandığı 30 Ağustos İlköğretim Okuluna doğru yürüdü. Kitle sık sık “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Halkımız saflara hesap sormaya”, “Katil devlet hesap verecek”, “Gazi şehitleri ölümsüzdür”, “1 Mayıs’ta düşenler kavgamızda yaşıyor”, “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganlarını attı.

“GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLDÜ”

30 Ağustos İlköğretim Okulu önüne gelen kitlenin ortak basın açıklamasını PSAKD Ataşehir Şubesi Başkanı Gülsev Kaya okudu.

Kaya, peş peşe yaşanan 12-15 Mart Gazi ve Ümraniye katliamlarının 29. yıldönümünde ne acıların dindiğini ne de öfkelerin yatıştığını söyleyerek, “Acımız ve öfkemiz katliamların hesabının sorulacağı güne kadar da dinmeyecektir. Bu süreç boyunca göstermelik yargılamaların yapıldığı ve katliamın üstünü örten kararların verildiği 12-15 Mart katliam davalarının bizlere gösterdiği tek şey hukuk sisteminin bir tiyatrodan ibaret olduğu ve gerçeklerin üzerinin örtüldüğüdür. Tıpkı Sivas Madımak’ta, Maraş’ta, Koçgiri’de, Suruç’ta, Ankara Gar Katliamı’nda, Soma’da, Roboski’de olduğu gibi 16 Mart 1978 Beyazıt Katliamı, Halepçede olduğu gibi. Gerçeklerin yok sayılmaya çalışıldığı tarihin her sayfası kan ve katliamlarla dolu. 1995 12 Mart Gazi Mahallesi’nde devletin kontrgerilla çetelerinin saldırısı sonucu Alevi dedesi Halil Kaya’nın hayatını kaybettiği saldırıları protesto eden Gazi halkının üzerine ateş açılmış 18 kişi sokak ortasında katledilmiştir” ifadelerini kullandı.

“KATLİAMA KARŞI BÜYÜYEN HALKIN ÖFKESİ KATLİAMLA BASTIRILDI”

Kaya, halka yönelik bu katliama karşı İstanbul ve ülkenin dört bir yanında gerçekleşen yürüyüşlerden birinin de Ümraniye’nin 1 Mayıs Mahallesi’nde olduğuna, 15 Mart günü 1 Mayıs Mahallesi halkının üzerine ateş açıldığına ve 5 kişinin katledildiğine dikkat çekerek, “Devlet, katliama karşı büyüyen halkın öfkesini 1 Mayıs Mahallesi’nde de katliama başvurarak bastırmaya çalışmıştır. Böylece 12-15 Mart 1995 tarihinde devletin katliamcı sayfasına bir yenisi daha eklenmiştir” dedi.

“TECAVÜZ, UYUŞTURUCU SUÇUNDAN YARGILANANLARA, HAYVAN DÜŞMANLARINA ÖDÜL GİBİ CEZALAR VERİLMEKTEDİR”

Ülkenin yangın yerini aratmayacak durumda olduğunu dile getiren Kaya, halkın açlık, yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaya zorlandığını kaydetti. Açıklanan işsizlik rakamlarıyla işsizler ordusunun daha da büyüdüğünü gösterdiğini belirten Kaya, şunları söyledi:

“Egemen sınıflar siyasal ve ekonomik krizin faturasını yoksul emekçi halka ödetirken en demokratik hakları dahi baskı altında tutmaktadır. Hapishanelerde tecrit içinde tecrit dayatılırken, tutsaklarla dayanışmanın suç haline dönüştüğü, tutsaklara para yatıran tutsak yakınlarının tutuklandığı saldırılar devam etmektedir. Yeni açılan S ve Y tipi hapishanelere götürülen siyasi tutsakların üzerindeki tecrit ve hak gaspları daha da ağırlaştırılırken taciz, tecavüz, uyuşturucu suçundan yargılananlara, hayvan düşmanlarına ödül gibi cezalar verilmektedir.”

“İLİÇ’TE YAŞANAN DOĞA VE İŞÇİ KATLİAMI BUGÜNE KADAR YAŞANAN KATLİAMLARDAN AYRI VE BAĞIMSIZ DEĞİLDİR”

Kaya, İliç’te yaşanan doğa ve işçi katliamının bugüne kadar yaşanan katliamlardan farksız olduğuna da dikkat çekerek şöyle konuştu:

“İşçiler hiçbir iş güvenliği önlemi alınmaksızın çalışmaya zorlanıyor, hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında eriyen ücretler işçileri sefalete ve açlık koşullarına mahkum ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın birkaç ay geçmeden eriyip gitmesi işçilerin insanca yaşam koşullarından ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Erzincan İliç’te siyanürlü altın madeninde meydana gelen birikmiş toprağın çökmesi ve kayması sonucunda 9 işçi 17 şubattan bu yana toprağın altından çıkarılmayı bekliyor. Doğayı ranta ve talana açarak hem doğa katliamını hem insan yaşamını hiçe sayan devlet toprak altında kalan işçileri arama kurtarma çalışmalarını ikinci gün durdurmuştur. Bölgeye gitmek isteyen çevre örgütlerini, milletvekillerini alana sokmamıştır. İliç’te yaşanan doğa ve işçi katliamı da bugüne kadar yaşanan katliamlardan ayrı ve bağımsız değildir.”

“ÖRGÜTLENMEKTEN BAŞKA BİR SEÇENEĞE SAHİP OLMADIĞIMIZI BİLİYORUZ”

Kaya, son olarak şunları dile getirdi:

“Bizler yaşanan katliamları unutmayacağımız gibi direnişleri ve halkın dayanışma ruhunu yaşatmaktan, büyütmekten asla vazgeçmeyeceğiz. 12-15 Mart’ta olduğu gibi yaşadığımız hiç bir katliama sessiz ve seyirci kalmayacağız. Egemen sınıfların tüm saldırısı halka örgütsüzlüğü dayatmaya, her türlü örgütlenmesini ve mücadelesini bastırmaya yöneliktir. Bizler 1 Mayıs Mahallesi’nin devrimci, demokratik ve ilerici güçleri olarak saldırılara karşı örgütlenmekten başka bir seçeneğe sahip olmadığımızı biliyoruz. Bu sebepledir ki direniş tarihimizden öğrenerek, örgütlenerek saldırılara ve katliamlara karşı koyuş içerisinde olacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz. 12-15 Mart’ı katliama çevirenler bilsinler ki halkın örgütlü gücüyle baş edemeyecekler ve mutlaka halk kazanacak, biz kazanacağız! 12-15 Mart şehitleri ölümsüzdür! Gazi Ümraniye Katliamı’nı unutma unutturma!”
Anma, katliamın yaşandığı 30 Ağustos İlkokulu önüne karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak