PİRHA- Ajansımızın Maraş Elbistan’daki depremin hemen ardından ulaştığı Soğucak Köyü’nde ikamet eden Memet Mustafa Polat, Alevi kimliklerinden dolayı ayrımcılık gördüklerini kaydederek ilaç, yiyecek, çadır ve temiz suya ulaşamadıklarını kaydetti. Depremde kuzenini kaybeden Polat, günlerce cenazeyi çıkarmak için tek bir iş makinesinin gönderilmemesine isyan ederek, “Muhalif ve Alevi kimliğimizden dolayı depremde dahi ayrımcılık yaşıyoruz. Devlet buraya hiçbir yardım ulaştırmadı. Kendi imkanlarımız ile hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sesimizi duyun” çağrısında bulundu.
6 Şubat tarihinde 11 ili ve 13 milyon insanı etkileyen, büyük felakete yol açan depremde on binlerce yurttaş hayatını kaybedip, yüz binlercesi yaralanırken, milyonlarca insan yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyor.
Deprem felaketinin üzerinden 4 gün geçmesine karşın, yurttaşların temel ihtiyaçları giderilebilmiş değil. Su, gıda, hijyen malzemesi ve çadır sorununun devam ettiği kentlerde, enkazlar halen duruyor.
Yüzde 80’inin yıkıldığı Hatay’da arama kurtarma çalışmalarında yeterli düzeye ulaşılmış değil. Kent hayalet şehre dönüşürken, Hatay’da binlerce insan şehri terk ediyor.
1 METRELİK KARDA DIŞARIDA KALDILAR
İki gün sonra girilen Maraş Elbistan’da yapılan arama kurtarma çalışmalarına da geç kalındı. Birçok kişi halkın kendi imkanlarıyla kurtarılırken, halkın devlete/iktidara yönelik tepkileri de daha fazla artıyor. Depremin ardından halk, depremden her ne kadar etkilense de Elbistan merkez ve Soğucak Köyü’ndeki her iki evi yıkılarak enkaz olan Memet Mustafa Polat, yaşanan duruma isyan etti.
Eşi ve 2 çocuğu ile 4 gündür dışarıda kalan Memet Mustafa Polat, ayrıca kuzeni ve birçok akrabasının enkaz altında olduğu bilgisini paylaşarak, 4 gündür arama kurtarma çalışmalarına başlanmamasını eleştirdi.
4 GÜNDÜR DIŞARIDA YAŞIYORLAR
Depremin üzerinden geçen 4. günde kente tam anlamıyla bir çadır yardımı yapılamadı. Havaların eksilerde olduğu kente halk, depremde dışarıda odun sobası kurarak soğuktan korunmaya çalışıyor. Elektriğin günlerden kesik olduğu şehirde Memet Mustafa Polat ve çevre mahallerden insanlar dayanışma çağrısı ile getirttiği odunlarla soğuktan korunmak için sokak ortasında ateş yakmış durumda.
4 GÜN SUSUZ VE AÇ KALDILAR
Devletin yardım ulaştırmamasından kaynaklı, dayanışma duyguları ile çoğu yerde bir yığılma yaşanılırken, Memet Mustafa Polat kentte yaşanılan su sorunundan kaynaklı 4 gündür susuz kaldıklarını ifade etti. Yiyecek ve gıdaya ulaşamadıklarını sözlerine ekleyen Polat, sadece bisküvi il beslenebildiklerini söyledi. Polat, “Köydeki ve Elbistan ilçesindeki evimiz depremde yıkıldı. 4 gündür eşim ve çocuklarım ile dışarıda kalıyoruz. Soğuk ve açlıktan ölmek üzereyiz. Çok zor durumdayız. 4 gündür sadece bisküvi ile beslenebildik. Yiyecek ekmek bulamıyoruz. Etraftan bulduğumuz odunları yakarak ısınmaya çalışıyoruz. 50 yıllık evimi ve tüm birikimimi kaybettim. Cebimde ekmek alabilecek bir kuruş para dahi yok” dedi.
KOORDINASYON YOK, ONLARCA BINAYA DOKUNULMADI
Kent merkezinde yapılan arama kurtarma çalışmaları devam ederken, çalışmalarda hala yeterli noktaya ulaşılmadı. Kent merkezinde hala onlarca binaya dokunulmuş değil. Yaptığımız birçok görüşmede, koordinasyonsuzluktan kaynaklı yaşayanların da yaşamını yitirdiğini söyleyen gönüllüler, dışarıdan çok sayıda gönüllünün geldiğini ve onlarca enkaza yetişemediklerini belirttiler.
Kuzeni olan Zeynep Armut ve oğlu Ali Efe Armut’un günlerdir enkaz altında olduğunu bilgisini paylaşan Memet Mustafa Polat, yetkili mercilerle yaptıkları tüm görüşmelerin olumsuz geçtiğini, iş makineleri ve kurtarma ekiplerinin enkazın olduğu binaya gelmeyerek akrabalarının ölüme terk edildiğini dile getirdi. Polat, “Günlerdir yağan karın altında kuzenim Zeynep Armut ve oğlu Ali Efe Armut’un kurtarılmasını bekliyoruz. Devlet yetkilileri ve kurumlarının hiçbiri burada değil. Soğuktan ölmek üzereler. Sesimizi duyan kimse yok” şeklinde konuştu.
AİLELER ENKAZLARIN BASINDA BEKLİYOR
Elektrik ve suyun olmadığı kentte saatler akşamı gösterdiğinde halkın çaresizliği kendini bekleyişe bırakıyor. Yıkımlarla dolu zifiri karanlık sokakların ücra köşelerinde soğuktan korunmak için yakılan ateşlerin başında Memet Mustafa Polat ve ailesinin bekleyişi sürüyor. Kiminin eşi, çocuğu, kayınbiraderi, kiminin kız kardeşi, babası, annesi enkaz altında kalırken, aileler dondurucu havaya rağmen yakınlarını canlı ya da cansız bir şekilde almanın umudunu taşıyor.
İNSANLAR ŞEHRİ BOŞALTIYOR
Enkaz altında cenazelerini alan onlarca insan, cenazeleri defnettikten sonra yaşam şartlarının zorlaşmaya başlamasından kaynaklı şehir dışı taşıma yapan otobüsler için isimlerini yazdırarak, akrabalarının ya da çocuklarının yanına gidiyor. Cenazelerini enkazda almayı bekleyenler ise, cenazelerini aldıktan sonra hem kalacak yerlerinin olmaması hem de havaların çok soğuk olmasından kaynaklı gideceklerini ifade ettiler.
“AYRIMCLIK YAŞIYORUZ!”
Deprem sürecinde devletin yardım konusunda ayrım yaptığını ifade eden Memet Mustafa Polat, “Bizim bir diğer büyük acımızda yardımların taraf tutularak yapılmasıydı. Özellikle Alevi bölgeleri bilerek ve isteyerek konteynırsız, çadırsız, sıcak çorbasız, ekmeksiz aşsız bırakıldı. Yardımlar gelmeye başladığında ise açıkça Alevilerin yaşadığı bölgelere ayrımcılık yaparak yardım gönderilmedi ve halkın gönderdiği yardımlara da engel olundu. 6 Şubat depremi özünde bir konuyu daha da görünür kıldı. Bunlardan birincisi devletin doğal afette dahi Alevilere ve muhaliflere ayrımcılığını somut olarak görmüş olduk. Bizler kendi dayanışmamız ve imkanlarımız ile hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sesimizi duyun” diye konuştu.
PİRHA/MARAŞ
Yoruma kapalı.