PİRHA- 16 Haziran Dünya Ev İşçileri Günü. Ev işçisi kadınlar bugünü deterjanlar içinde geçiriyor. İş güvenliğinden uzak, güvencesiz, canını ve sağlığını tehlikeye atarak çalışan ev işçisi kadınların talepleri öncelikle iş yasasında olmak, işçi sayılmak, sigortalı ve güvenceli iş.
Bugün 16 Haziran Dünya Ev İşçileri Günü. Kadınlar Dünya Ev İşçileri Günü’nde yaptıkları çeşitli eylem ve etkinliklerle ev işçilerinin sorunlarına ve taleplerine dikkat çekiyor.
Biz de PİRHA olarak İmece Ev İşçileri Sendikası Başkanı Münire İnal ve sendikanın avukatlarından Sevgi Evren ile ev işçilerinin yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk.
EV İŞÇİLİĞİNDEN SENDİKA BAŞKANLIĞINA
Evli ve 2 çocuk sahibi olan Münire İnal, 2006-2007 yıllarında başlamış ev işçiliğine. Bütün ev işçilerinin yaşadığı güvencesiz çalışma, sosyal hakların olmaması, iş yasasında bulunmamak gibi sorunları İnal da yaşıyor. Antalya’da yaşayan İnal çalıştığı evde cam silerken 3’üncü kattan düşmüş. Ancak iş yasasında bulunmadığı için dava açamamış. İlk başta ev sahiplerine ulaşmaya çalışan İnal, ev sahiplerinin bir süre onu ziyarete gelip gittiğini ancak sonra telefonlarına bile çıkmadıklarını söyledi. Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvuran İnal’a SGK, ‘Sen iş yasasında değilsin, ev işçisisin. Senin yaşadığın kazayı iş kazası olarak tanımlayamayız’ demiş. Bu olaydan sonra ‘ne yapabilirim’ diye çok düşündüğünü dile getiren İnal, gittiği “Gündelikçi” isimli belgeselin gösteriminde İmece Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştığını ve o günden sonra dernekte mücadele etmeye başladığını sözlerine ekliyor.
“SENDİKA İLE KENDİMİ GÜÇLÜ HİSSEDİYORUM”
2013 yılının Aralık ayında resmi olarak İmece Ev İşçileri Sendikası’nı kurduklarını belirten İnal, “Sendika bana o kadar güç verdi ki kendimi şimdi daha güçlü hissediyorum, öz güvenim geldi. Kendi haklarımı öğrendim, hem evde hem işte hem dışarıda bir birey olduğumu öğrendim” dedi. Sendikanın onun davalarını üstelendiğini ifade eden İnal, şu anda hizmet tespit davası, tazminat davası ve SGK’ya açtığı dava olmak üzere 3 tane davası olduğu bilgisini verdi. Şimdi İmece Ev İşçileri Sendikası’nın başkanı olan İnal mücadelesine devam ediyor.
“EV İŞÇİLERİNİN EMEĞİ GÖRÜNMELİ”
Avukat Sevgi Evren, 2013 yılının Aralık ayında ev işçileri tarafından kurulan İmece Ev İşçileri Sendikası’nın kurucuları arasında yer alıyor. Aynı zamanda sendikanın avukatlarından olan Evren, ev işçileriyle ilgili yapılan çalışmalara gönüllü olarak katılıyor. Ev işçilerinin genel olarak güvencesiz, esnek ve sigortasız çalıştırılma ve iş tanımının yapılmamış olması gibi sorunları olduğunu kaydeden Evren, ev işçilerinin sendikalaşma mücadelesi verdiği yıllarda ev işçisi denmediğini hatırlatarak şunları belirtti:
“4857 sayılı iş yasasına göre ev işçileri, işçi sayılmadıkları için istisna tutuldukları için işçi denmiyordu. ‘Kadın tuttum’ denirdi mesela, ev işi verenler böyle tarif ederdi ev işçilerini ya da kendi aralarında ‘gündeliğe gidiyorum, gündelik iş yapıyorum, gündelikçi olarak çalışıyorum’ derlerdi. Bu örgütlenme mücadelesinin sonunda gündelikçi yerini ev işçisine bıraktı. Bu gerçekten çok ciddi ve çok büyük bir kazanım. Çünkü ev işçilerinin emeğinin görünmesinin birinci aşamasını tamamlamış oldu.”
“EV İŞÇİLERİ ÖNCELİKLE İŞÇİ OLMA MÜCADELESİ VERİYOR”
Ev işçilerinin iş tanımlarının belli olmamasının ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Evren, “Mesela bir metal işçisinin bir fabrikada makine operatörünün yapacağı, yaptığı ve ondan beklenen iş belli. Ama ev işçilerinin böyle bir iş tanımı yok, her şeyi yapması bekleniyor. Saat sınırı yok, iş tanımı yok, kullanacağı kimyasallarla ilgili bir sınırlama yok hangi kalitede olacak, ne sürede ona maruz kalacak. Bu belirsizlik en başta işçi sayılmamalarından kaynaklı. O yüzden de ev işçileri öncelikli olarak işçi olma mücadelesi veriyorlar” dedi.
“TÜRKİYE’DE EV İŞÇİLERİNİN YÜZDE 80-90’I SİGORTASIZ”
Türkiye’de çalışan ev işçilerinin yüzde 80-90’ının kayıt dışı ve sigortasız çalıştırıldıklarını kaydeden Evren, bu durumun kadın emeğinin görünmemesiyle doğrudan ilgili olduğunu ifade ederek “‘Nasıl olsa kocandan sigortalısın. Sen zaten ev ekonomisine katkıda bulunuyorsun. Bir gün geliyorsun 3 gün gelmiyorsun’ gibi çalışma alanının zorluklarından kaynaklı bir görünmezlik var. O yüzden de sigorta bir ihtiyaç olarak hasıl olmuyor iş verenlere, zorunluluk gibi gelmiyor” diye aktardı.
Evren, ev işçilerinin çalıştıkları evlerin riskli iş alanlarından olduğunu ve çalışma sırasında yaşanan kazaların da iş kazaları olduğunu vurguladı.
“KADIN EMEĞİNİ GÖRMEMEKLE ALAKALI”
Sigortalı olma ve kayıtlı çalışma mücadelesinin ev işçilerinin ikincil mücadelesi olduğunu dile getiren Evren, 2015 yılında ev işçileriyle ilgili çıkarılan yasayı hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mecliste 2015’te bir yasa geçti 6552 sayılı yasa. Bu yasada ev işçileri için şöyle bir ayrıma gidildi; yasaları yapanlar mecliste ev işvereni statüsünde olan kişiler ağırlıklı olarak avukat, doktor, şirket sahibi vs. onlar yasayı yaparken empatiyi tersten kurmuşlar ve kendilerinden empati kurarak yasayı düzenlemişler. İkili bir ayrım koymuşlar. Demişler ki 10 günden az çalışan ev işçisi 10 günden fazla çalışan ev işçisi. Aslında bu bir yanıyla ev işçisini işçi olarak tanımlıyor, bizim asıl verdiğimiz mücadeleyi onaylıyor, 10 günden fazlaysa o zaman işçi. 10 günden az çalışmasını da maalesef herkes haftada bir gün bir ev işçisine ihtiyaç duyuyor, çalıştırıyor. Sayıyor haftada bir günden ayda 4 gün yapıyor. O yüzden ben buna göre düzenleyeyim deniyor. Bu ev işçiliğini bir alan olarak görmemek, profesyonel bir iş olarak görmemek ve kadın emeğini görmemekle alakalı. Biz buna itiraz ettik. Değişmesi için de teklifler ve yeni düzenlemeler talebinde bulunduk, eylemler yaptık. Bu kadarını başardık bundan sonrasını da başaracağız bunu biliyoruz. Çünkü her işçinin hakkı olduğu gibi ev işçilerinin de insana yakışır iş hakkı, ücret, güvence hakkı var. Kıdem tazminatı hakkı olmalı, yıllık izin hakkı olmalı, fazla çalışma ücreti isteme ve alma hakkı olmalı. Kendi sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atacak işlerden kaçınma hakkı olmalı. Bunun için mücadelemiz sürüyor.”
“TAZMİNAT, GÜVENCE VE GÜVENLİK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasında da ev işçilerinin çalışma koşullarına dair hiçbir madde ve düzenleme olmadığına değinen Evren, “Kadınlar temizlik yaparken zorunlu olarak çıktıkları/çıkarıldıkları camlardan düşüyorlar. Düşemez, böyle bir ihmal kabul edilemez. Aslında bu kasıttır. O cama çıkıldığında düşülebileceğini 10 yaşındaki çocuk da bilebilir gerekli tedbirleri almıyorsanız eğer. Bir ev işçisini cama çıkartıyorsanız tedbirleri almak bir ev işvereni olarak sizin sorumluluğunuzda. Bu yüzden hem tazminat hakkımız, hem güvence hakkımız hem güvenliğimiz için bu mücadeleyi sürdürüyoruz” diye ifade etti.
EV İŞÇİLERİNE ÇAĞRI
Son olarak İmece olarak bütün ev işçilerini, ev işçilerinin örgütlü mücadelesine omuz vermeye ve katılmaya davet eden Evren, “Haklılığımız ve görünmezliğimizi ancak kendimiz ifade edersek ve bu mücadeleye katılırsak çözebiliriz. Yaşasın ev işçilerinin örgütlü mücadelesi” ifadelerini kullandı.
Suay ABAK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.