Alevi Haber Ajansi

ETHA çalışanlarının tutukluluğuna devam kararı verildi

ETHA editörleri Pınar Gayıp ve Semiha Şahin’in de aralarında olduğu 4 tutuklu sanığın ilk kez hakim karşısına çıktığı davada mahkeme heyeti, 4 tutuklunun da tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 5 Aralık’a erteledi.

Aralarında Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Semiha Şahin ve muhabiri Pınar Gayıp’ın da bulunduğu 4 kişinin tutuklu olarak yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya yargılananların yakınları, ETHA çalışanları, ESP MYK üyeleri ve uluslararası gazetecilik meslek örgütleri katıldı.

“HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE TUTUKLUYUM”

Kimlik tespitinin ardından ilk olarak söz alan Gülsen İmre, 5 aydır hukuksuz bir şekilde, sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklu olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Herhangi bir şekilde örgüt propagandası yapmak amacında değildim. Bu tutukluluk beni ve çocuklarımı mağdur etti. Paylaşımını yaptığım Serkan Tosun’u küçüklüğünden beri tanıyorum. Ailece tanışıyoruz. Mahallede birlikteyiz. Serkan’ın cenazesine gitmem çok doğal.”

“YARGI İKTİDARIN NOTERİ HALİNE GELDİ”

Ardından savunma yapan tutuklu gazeteci Semiha Şahin, sözlerine bu hafta adliyelerde 84 gazetecinin yargılanacağına dikkat çekerek başladı.

Adaletin ülkedeki en önemli ve acil talep olduğunu vurgulayan Şahin, “Yargı iktidarın noteri haline geldi. Hakkımda verilen tutuklama ve hakkımdaki iddialar adaletin A’sını arar hale geldiğini görüyoruz. Uzun yıllardır gazetecilik yapıyorum. Son olarak ETHA’da çalışmaktaydım. ETHA suçlu gösterilerek kriminalize edilmeye çalışıyor” dedi.

ETHA’nın hak odaklı habercilik yaptığını belirten Şahin, baskılara inat özgür basının tarafında olmak gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Kendimi sosyalist bir gazeteci olarak tanımlıyorum. Uğur Mumcu’nun bir sözünü hatırlatmak istiyorum: ‘Gazeteci gerektiğinde hükümetlere güç odaklarına savaşan insandır’ Kendisi bu ilkeleri savunduğu için bombalı saldırının hedefi oldu. Benzer şekilde Hrant Dink, Metin Göktepe, Musa Anter de benzer şeyleri yaşadı. Hakikatin peşinden koşmanın bir bedeli var. Biz de bu bedeli ödüyoruz.”

“ÖZGÜR BASIN GELENEĞİNİN NİCE TEMSİLCİSİ KATLEDİLDİ”

Şahin sözlerini tahliyesini isteyerek noktalarken ardından söz alan Pınar Gayıp, savunmasına gazeteciliğin tanımını yaparak başladı ve devamla şunları aktardı:

“Gerçeklerden taviz vermemek ideali ile çıktıkları yolda gerçeğin izini süren Musa Anter, Metin Göktepe, Hrant Dink gibi özgür basın geleneğinin nice temsilcisi katledildi. Yürünecek bu uzun yolda adımlarıyla bize yol gösteren basın şehitlerini saygıyla anıyorum.”

Sosyalist bir kadın gazeteci olarak ezilenlerden yana haber yapan ETHA’da çalışmaya başladığını söyleyen Gayıp, iddianamede çalıştıkları ajansın kendilerinin gözaltı haberini yapmasının suç unsuru olarak sunulduğunu hatırlatarak sordu: “Etkin Haber Ajansı’nın haberimizi yapmasından, sahiplenmesinden daha doğal ne olabilir? Suç bunun neresinde?”

“SUÇ OLARAK GÖSTERİLEN ‘ETHA ÇALIŞANI KİMLİĞİ’ BENİM İÇİN ONURDUR”

ETHA’nın emekçi ve ezilenlerin yanında olduğunu belirten Gayıp, “Dolayısıyla iddianame de ‘suç’ olarak gösterilen ‘ETHA çalışanı kimliği’ benim için bir onurdur” dedi ve ekledi:

“Her gün çocukların, kadınların, LGBTİ’lerin sömürüldüğü, katledildiği, işinden edilenlerin, egemenlerin savaşlarında çocuklarını kaybedenlerin ırkçılığa karşı kardeşlik, savaşa karşı barış dedikleri için bedel ödetilenlerin feryadının yükseldiği bir ülkede bunları yazmak, haberleştirmek suçsa bu suçu defalarca işlediğimi açıkça ifade ediyorum.”

Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen Gayıp, beraatini istedi.

“DOSYA ASILSIZ GİZLİ TANIK BEYANLARIYLA DOLU”

Son olarak savunmasını yapan tutuklu sanık Harun Ferhat Pehlivan, dosyanın aslı astarı olmayan gizli tanık beyanlarıyla doldurulduğunu belirterek, “Sosyal medya paylaşımlarım propaganda amacı ile yapmadım. Paylaşımlarım eli kanlı İŞİD çetelerine karşı savaşanların fotoğraflarıdır. Bunlarda propaganda yoktur” dedi.

5 aydır 3 kişi ile birlikte hücrede tutulduğunu kaydeden Pehlivan, cezaevinde de haksız uygulamalara maruz kaldığını söyledi: “Cezaevinde de haksız uygulamalara maruz bırakıldım. OHAL bahanesi ile bir yıldır çalıştığım üniversite sınavına da götürülmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum ve beraatımı talep ediyorum.”

TAHLİYE TALEBİNE RET

Savunmaların ardından söz alan avukatlar da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.

Avukatların talebini ret eden mahkeme heyeti, 4 kişinin tutukluluk halinin devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 5 Aralık’a erteledi.

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak