PİRHA-ESP Genel Merkezi, partililerine yönelik 12 farklı kentte gözaltı operasyonuna ilişkin açıklama yaptı. ESP, “‘Bu gözaltılar hukuksuzdur’ demiyoruz, çünkü sarayın hukukunun tam olarak bu olduğunu biliyoruz ve tam da bu yüzden meşruiyetimizi hukuktan değil, işçi sınıfı ve ezilenlerin çıkarlarından ve öfkesinden alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 12 farklı şehirde yürütülen gözaltı operasyonlarına dair genel merkez binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya birçok siyasi partinin temsilcileri de destek verdi.
ESP İl Örgütü adına açıklamayı okuyan Sedat Polat, “Devrimciler ve sosyalistler yeni bir siyasi kırım operasyonuyla daha karşı karşıya” diyerek partilerine dönük yapılan operasyona dair şu detayları paylaştı:
“KURUMLAR KELİMENİN TAM ANLAMIYLA TALAN EDİLDİ”
“ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, İstanbul İl Başkanı Ezgi Bahçeci ve HDP PM üyesi Sıtkı Güngör başta olmak üzere, aralarında ESP üyelerinin, Kaldıraç Dergisi okurlarının, avukatların, gazetecilerin ve tiyatrocuların da olduğu çok sayıda kişi ev baskınlarıyla gözaltına alındı. 12 kentte yapılan saldırı kapsamında ESP’nin Ankara’daki Genel Merkezi, İstanbul’daki Eş Genel Başkanlık İrtibat bürosu, İzmir İl binası ve Yamanlar ilçe bürosu, Etkin Haber Ajansı (ETHA), Bilim Eğitim Estetik Kültür ve Sanat Vakfı (BEKSAV) ve Yenikapı Tiyatrosu da polis tarafından basıldı. Parti tabelaları parçalandı, bilgisayarlar ve albüm kayıtları çalındı, kurumlar kelimenin tam anlamıyla talan edildi.
Müptezel bir itirafçının önüne konan listeye imza atması ile belki de aynı eylemde bile yan yana gelmemiş onlarca sosyalist, avukat, gazeteci, tiyatrocu, öğrenci aynı ‘suç’ torbasına atıldı.
Önceki operasyonlarda olduğu gibi, bu operasyonda da amaç aynıdır. Saray rejiminin sömürdüğü ve ezdiği kitlelerin ayaklanmasından, hesap sormasından korkmaktadır ve halkın örgütlü güçlerine saldırarak bu ihtimali elinden geldiğince boğmaya çalışmaktadır.
‘Bu gözaltılar hukuksuzdur’ demiyoruz, çünkü sarayın hukukunun tam olarak bu olduğunu biliyoruz ve tam da bu yüzden meşruiyetimizi hukuktan değil, işçi sınıfı ve ezilenlerin çıkarlarından ve öfkesinden alıyoruz.
Devrimciler faşizmle nasıl mücadele edileceğini bilir. Tarihten bilir, kendi pratiklerinden bilir, eşyanın tabiatından bilir. Bu yüzden faşizmin vurduğu yer, aslında çaremiz olacak yerdir. Madem burjuva-faşist devlet halkın devrimci güçlerine devamlı saldırma ihtiyacı hissetmektedir, o halde devrimci safları hızla doldurmak ve faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek de hepimizin sorumluluğu haline gelmektedir.”
“YÜREKLERİNDE İNSANLIK NAMINA BİR ŞEY YOK”
Kaldıraç gazetesi adına konuşan Besim Can ise “Bu vahşetin sebebi yüreklerinde insanlık namına bir şeyin olmamasıdır” diyerek şöyle devam etti:
“Yalnızca ve yalnızca ceplerini ve içinde oturdukları sarayları düşündüklerinden sarayın dışındaki her şeyden korkmaktalar. Yönetemedikleri için çatlak sesleri her gün artarak boylarını aşmasından kaynaklı hapishaneler dolup taştığı için yenilerine ihtiyaç duymaktalar.”
HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu ise AKP-MHP iktidarının güç kaybettiğine vurgu yaparak, “Artık frene basamayacak bir durumda oldukları için bütün halklar ve emekçilere her şey reva görülüyor. Yan yana daha çok birlikte olmalıyız. Bunlar gidecek illaki direnen halklar, biz kalacağız” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.