Alevi Haber Ajansi

Esenyurt’ta miting: Devlet, Kürt sorununun çözümünde acilen adım atmalıdır-VİDEO

PİRHA- Esenyurt’ta gerçekleştirilen mitingde Kürt sorununun çözümüne dair somut adımların atılması gerektiğine vurgu yapılarak, barışa olan inancın ancak bu adımların atılmasıyla mümkün olacağına işaret edildi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan Cumhuriyet Meydanı’na “Özgürlüğü örgütlüyoruz” şiarıyla “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış” mitingi düzenledi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katıldığı mitinge sabahın erken saatlerinde yurttaşlar akın etti. Mitinge çok sayıda siyasi parti, kurum, kuruluş, sendika, platform temsilcisi de katılım sağladı.

“BARIŞIN ZAMANI GELDİ”

Mitingde ilk olarak DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, mitingi “barış talebiyle” gerçekleştireceklerini belirterek, mücadelelerine devam edeceklerinin mesajını verdi.

Tarihi günlerden geçtiklerini belirten DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Murat Kalmaz, barış için üstlerine düşecek olan her göreve hazır olduklarını söyledi. Murat Kalmaz, mücadele çizgilerini güçlendireceklerini belirtti.

Barış Anneleri adına Rewşan Güler de halkı selamlayarak, yıllardır savaşın devam ettiğini ve artık barışın zamanının geldiğini belirtti. Rewşan Güler, barışın herkese kazandıracağını söyledi.

Ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün barış için buluştuklarını söyledi. Tülay Hatimoğulları, “Bugün adalet, barış, özgürlükleri talep etmek için geldik. Bugün biz toplanırken, toplanmamızı engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Barikatları görüyorsunuz. Bu barikatlar barışa karşı kurulmuştur. Bizler barış için tüm bedelleri verenler olarak bu barikatları çoktan yıkmışız. On yılardır mücadelemiz devam ediyor. Bu mücadelede şehit düşen bütün yoldaşlarımızı buradan bir kez daha minnetle anıyorum. Bu mücadele de gözaltına alınan, tutuklanan, siyasi rehine olarak tutulan bütün arkadaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz. Mücadelemiz hapishanedeki demir parmakları kırmak, İmralı tecridini kırmak, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve adını sayamadığım binlerce arkadaşlarımızın içindir” dedi.

“SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMINI KABUL ETMİYORUZ”

Orta Doğu ve dünyada yeni küresel bir sistemin dizayn edildiğini belirten Tülay Hatimoğulları, yaptıkları mitinglerin ölümleri durdurmak için olduğunu ifade etti. Hatimoğulları, “Bu mitingler Suriye’de Lübnan’da, Filistin’de, Irak’ta, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da, Orta Doğu bölgesinde devam eden savaşı durmak içindir. Bugün Suriye ‘de rejim değişikliği olduktan sonra Kuzey ve Doğu Suriye’de Rojava’da bin bir mücadele ile oluşan özyönetimin bir statü kazanmasını engellemeye çalışıyorlar. Buradan bir kez daha diyoruz ki Rojava’dan elinizi çekin. Kuzey ve Doğu Suriye’den elinizi çekin. Bırakın Suriye halkları Kürt’üyle Türkmeniyle Arabıyla Dürzisiyle Alevisiyle Sujnisiyle özgürce kendi iradesini ortaya koyabilecek bir demokratik Suriye’yi inşa edebilsin. Elinizi çekin. Elinizi oradaki Kürt halkının üzerinden çekin, elinizi Alevilerin üzerinden çekin. Suriye ve Lazkiye’de gerçekleşen Hama’da Humus’ta gerçekleşen Alevi katliamını asla kabul etmiyoruz. Oluşturduğu özyönetim ile bütün Orta Doğu’ya model olan bir demokratik toplumsal yönetimi sağlamıştır. Rojava’da mevcut olan bütün farklı halklar ve inançlar orada kendilerini temsil etmektedir. Kadınlar Orta Doğu’nun karanlığında boğulmak istenen kadınlar Rojava’da eş başkanlık ve eşit temsiliyet ile siyasette kamusal alanda toplumsal alanda yaşamın her alanında kadınlar var” ifadelerini kullandı.

İMRALI GÖRÜŞMELERİ VE MESAJLAR

Ülkenin ağır ekonomik sorunlar yaşadığının altını çizen Tülay Hatimoğulları, iktidarın emekçilerin yan yana gelip örgütlenmesini engellediğini söyledi. Tülay Hatimoğulları, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“İmralı görüşmelerini bu meydanı dolduran siz değerli halklarımız çok merak ediyorsunuz. Bunu iyi biliyoruz. Ama şundan emin olun ki Türkiye’de yaşayan bütün yurttaşlarımız şuan İmralı’daki görüşmelerin nasıl geçtiğini ve nasıl sonuçlanacağını dört gözle izlemektedir, merak etmektedir. Öncelikle şunu söylemeliyim. Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu oldukça iyi ve sizlere selamlarını getirdim. Selamlarını iletiyorum size. Sayın Öcalan’ın siz değerli halkımıza verdiği mesajı şudur: Türkiye’yi demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülecektir demiştir. Barışın toplumsallaşması için sadece iktidar sadece DEM Parti değil, Türkiye’deki bütün siyasi partiler bütün muhalefet partileri, bütün kurumlar bütün toplumsal dinamikler mutlaka ve mutlaka bu sürecin bir parçası olmalıdır, yürütücüsü olmalıdır. Yürütücüsü olmalıdır ki kalıcı bir barışı hep beraber sağlayalım.

“BİR YANDAN BARIŞ, BİR YANDAN KAYYIM”

Kanın her yerde aktığı bir dönemde barışa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye oldukça karanlık bir dönemden geçiyor. Bakın kendi belediyeniz ve burada halkın ortak iradesiyle seçilmiş olan değerli Ahmet Özer şu an cezaevinde ve Esenyurt’a kayyım atandı. Bununla kalınmadı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) hakkında açmış oldukları davalarla onu mahkeme koridorlarına göndermeye çalıştılar. Bu irade bir gaspıdır. Bunu asla kabul etmiyoruz. HDP’nin belediyelerinde geçmiş dönemde iki kez şimdi de DEM Parti’nin belediyelerine kayyım atıyorlar. Bir yandan barış diyorlar öte yandan kayyım atıyorlar. Bunun kabul edebilir miyiz değerli halklarımız. Siirt’te yeni kayyım atandı. Biraz önce kayyım atanmış belediyeleri değerli yoldaşımı tek tek saydı. Bizler bir ellerinde sopa bir ellerine havuçla barışın olamayacağını haykırmak istiyoruz. Barış istiyorsanız, biz çok istiyoruz DEM Parti olarak, Kürt halkı barışı istiyor, Türkiye’nin bütün demokrasi güçleri barışı istiyor. Bir yandan barış diyeceksiniz sonra kayyım atayacaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz şu arkada gördüğünüz barikatları barışın mitinginin içinde kuracaksanız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Biri yandan barış diyecekseniz gazetecileri tutuklayacaksınız bir yandan barış diyecekseniz öte yandan gazetecileri İHA ve SİHA’yla vuracaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz biryandan Rojava’ya bombalar yağdıracak, İHA ve SİHA’larla suikastler düzenleyeceksiniz. Değerli halkımıza sormak istiyorum böyle bir barış olur mu? Umuyorum ki saray bizi izliyor, iktidar bizi takip ediyor. Halkın duygu ve düşüncesini siyasini görüşünü, toplumsal duruşunu görüyordur.

“BARIŞI KENDİ ELLERİMİZLE GETİRECEĞİZ”

Bizler çok önemli bir görev düşüyor. Barışı biz kendi ellerimizle getireceğiz. Mücadele ederek onurlu bir barışı ve demokratik çözümü hep beraber kazanacağız. İşte biz burada yaptığımız miting gibi Mersin’de de Amed’de de mitinglerimizi gerçekleştireceğiz. Sadece bu mu hayır değil. Türkiye’de muhalefeti, herkesi, her kurumu tek tek dolaşacağız. İl il çalışma yapacağız barış için. Buradan bütün il ve ilçe örgütlerimize ve değerli halklarımıza elbette çok önemli görev ve sorumluluk düşmektedir. Bizler 10 Şubat’a kadar 42 merkezde halk toplantıları yapacağız. Bu halk toplantılarında barışın ve onurlu bir barışın nasıl tesis edilebileceğini hep birlikte konuşacağız. İmralı görüşmelerinin bilgisini siz değerli halkımızla paylaşacağız. İstanbul’da da 3 bölgede bu toplantılarımız gerçekleşecek. Bizim bu çalışmadaki en büyük amacımız evimizde oturarak barışın gelmeyeceğini bildiğimiz için barış mücadelemizi daha çok büyütmek için yollara koyulduk. Nasılsa barış olacak nasılsa çözüm var deyip sizden ricam hiç kimse evinde oturmasın. Barışa bu kadar yaklaştığımız bir dönemde barışı 4 elle tutabilmek için yapmamız gereken şey daha çok çalışmaktır. Alanlara mitinglere gelirken 3 kişi geliyorken 10 kişi gelmektir. Alanlara yüzbinleri doldurmaktır. Newroz için şimdiden büyük bir hazırlığın içine girmektir. Gençleri kadınları örgütlemektir. Ancak bizler bu şekilde barışa kavuşabiliriz.

BEŞTAŞ: BUNA KİM İNANIR

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ise kayyım atmalarına vurgu yaparak, “İktidar şiddet bitsin derken, şiddet uygulamaya devam ediyor. Geçenlerde 15 gazeteci tutuklandı, bileşen partimiz ESP operasyon yapıldı, Sêrt’e kayyım atandı. Orada havaya ateş açıldı. Halkın üzerine mermi sıkıldı. Birileri ‘onların sizin tarafınızdan getirilmediğini nereden bilelim’ diyorlar. Ama birbirlerinden haberi yok. Onların vekili bunu söylerken, başka bir vekil ‘saldırı vardı, o yüzden kolluk güçlerimiz havaya ateş açtı’ dedi. İşte bu kadar iki yüzlüler. Onlar binalarından çıkamayacaklar, binalara kayyım atıyorlar. İsimliğine Belediye Başkanvekili yazmış. Hadi ordan sen kayyımsın! Üç defa kayyım atayacaksın sonra şiddet bitsin diyeceksin, buna kim inanır. Bu halkın iradesine el koymaktan daha büyük bir şiddet var mı? Kürtler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Buradaki tüm halklar ve farklılıklarla birlikte burası bizim ortak vatanımız. Biz buraya misafir olarak gelmedik. Biz birlikte burada yaşıyoruz. Bu yüzden Cumhuriyeti Demokrasi ile buluşturacağız. Biz barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz ama şiddeti de sinmeyeceğiz. Buna direneceğiz. Barış demek teslimiyet değildir” ifadelerini kullandı.

“BARIŞ İSTİYORUZ DİYE SALDIRILARA KARŞI SUSMAYACAĞIZ”

Beştaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kendini muhalefet olarak gösteren bazı kesimler sanki biz hiç baskı görmedik, sanki ittifak yapıyoruz gibi saçma sapan yorumlar yapıyorlar. Kürt halkı bugüne kadar dostlarıyla mücadele ettiği partilerle hep birlikte oldu ve asla arkasını dönmedi. Eğer bir masaya oturulacaksa herkesin sözünün olmasını istiyoruz. Biz evet kurtuluş yok tek başına dedik, birileri bunu yeni hatırlamış. Ama olsun birlikte mücadele etmek lazım. Mesela sadece silahların bitmesi değil, mesele konuşmak, adaleti getirmek, demokrasiyi sağlamaktır. Bu nedenle barış halkların buluşması, hakikatlerin ortaya çıkması, adil yargılamaların olmasıdır. Sürecin arkasında olduğunu söyleyenler saygısını koruyunuz. Bunun karşısında milyonlarca insan direndi. Barış istiyoruz diye saldırılara karşı susmadık, susmayacağız. Bu kayyım ve gasp yöntemleri son bulmalı.”

Miting, konuşmaların ardından sona erdi.

 

(HABER MERKEZİ) 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.