PİRHA-8 Mart Kadınlar günü yaklaşırken, SES Adıyaman Şube Eş Başkanı Emine Esen, deprem sonrası Adıyaman’da kadınların yaşadığı zorlukları anlattı. Esen, konteynerlerde yaşamak zorunda kalan kadınların ruhsal ve bedensel problemler yaşadığını belirterek, “Son dönemlerde anne karnında bebek ölümleri gerçekleşiyor. Bunu da deprem sonrası yaşanan ruhsal sorunlara bağlayabiliriz” dedi.
6 Şubat Maraş merkezli depremlerin olduğu illerde barınma sorunuyla birlikte kadınlar ve çocuklarda ruhsal ve bedensel hastalıklar baş gösterdi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adıyaman Şube Eş Başkanı Emine Esen, son dönemlerde kadınların düşük yapmasında, anne karnında bebek ölümlerinde artış olduğunu söyledi.
Esen, İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı tarafından tek taraflı feshedilmesini eleştirerek, “İstanbul Sözleşmesi’nin sürdürülememesi, kadın cinayetlerinin önünü açarak sorunun daha derinleşmesine neden olmuştur. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin kararı verilirken kadınlara sorulmadı erkekler tarafından karar verildi” şeklinde konuştu.
Konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınların yaşadığı sorunlara da değinen Esen, “Depremin üzerinden bir yıl geçti ama sorunlar hala çözülemedi. Sağlıklı ısınamama, yetersiz beslenme, B12 vitamin eksikliği, yaz aylarında konteynerlerin fazla sıcak olması sorun” dedi.
“BAZI SOSYAL HİZMETLER SAĞLANSA DA YETERLİ DEĞİL”
Deprem bölgesinde yaşayan insanların psikolojik destek alması gerektiğini ifade eden Esen, “Hepimizin bir rehabilitasyona ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Belli alanlarda kısmen rehabilite alanları oluştu aslında. Dikiş nakış kursları, kuaförlük kursları açıldı ama bunlar da bir nebzeye kadar onların sosyal hayat içinde yaşamalarını sağlıyor” diye belirtti.
“DEPREMDEN SONRA ANNE KARNINDA BEBEK ÖLÜMLERİ GERÇEKLEŞİYOR”
Her şeyden önce bir barınma sorunu olduğunu, bunun kadınları etkilediğini dile getiren SES Eş Şube Başkanı Emine Esen şunları ifade etti:
“Kadınların yaşadığı sorunlar arkasından doğal olarak çocukları etkiliyor. Kadınlarda uykusuzluk, baş ağrısı, strese bağlı olarak bir takım psikolojik sorunlar olduğunu görmeye başlıyoruz. İnsanlar gelecek konusunda kaygısızlık yaşıyor, bu da insanlarda uykusuzluk, stres hatta son dönemlerde anne karnında bebek ölümleri gerçekleştiriyor. Daha önce bebek ölümleri formu doldurmamıştım ama depremden sonra kendi çalıştığım birimde doldurdum. Bunu da deprem sonrası yaşanan ruhsal sorunlara bağlayabiliriz.”
“KADINLAR GÜNÜ SADECE 8 MART’A SIĞDIRILMAMALI”
Emine Esen, kadınlar gününün bir zaman dilimine sığdırılmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Kadınların haklarının sadece billboardlarda ya da internetlerde paylaşarak basitleştirilmesi bu durumun içinin boşaltması anlamına geliyor. Ekranlarda bunun sevgililer günüymüş gibi yansıtılmasının anlamsız ve gerçeklerden uzaklaştırılması söz konusu. Kadın kesinlikle demokratik hayatı zorlayacak kesimdir. Bu kesim çocuklarına da o demokratik alanı sağlayacaktır. Kendi yaşadığı ortamla birlikte erkeğin de demokratikleşmesini sağlayacaktır” dedi.
“KADIN MÜCADALESİNİ YANIMIZDAKİLERİ ÖZGÜRLEŞTİREREK BAŞARACAĞIZ”
Kadın özgürlük hareketinin çevrelerindekilere benimseterek çözüleceğine değinen Esen, şöyle devam etti:
“Sağlık veri açısından, sayısal veri açısından incelediğimizde kadınlar daha yoğun çalışıyor. Özellikle hemşire alanında baktığınız zaman sayısal verilerin çok olduğunu görüyorsunuz. Peki kadınlar ne yapabilirler? Bence kadınlar kendi sınırlarını zorlayabilirler. Kendileri farkına varmak zorundalar. Bunun için de o bilinç düzeyinin oluşması, o erkek hegemonyasının kırılması gerekiyor. Bunu nasıl başaracağız yanımızdakini özgürleştirerek başaracağız. Bütünsel olarak baktığımızda aslında bu bir Orta Doğu sorunu. Annelerimiz emektar, üretken insanlardır. Çocuklarımızı büyütürken davranış kalıplarını eşit şekilde göstermesi gerekiyor. Kız çocukları, kadınlar ülkede barışı sağlayacak. Savaşı kadınlar çıkarmıyor, erkekler çıkarıyor. Anaerkil toplumda da böyleydi. Çocukların cinsiyet üzerinde etkinliği ne zamanki öğreniliyor, o zaman o ataerkil sistemle birlikte savaşlar ve kıyımlar başlıyor. Bunları her zaman göz önünde bulundurup, planlamamız lazım.”
Kamber YILDIZ/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.