PİRHA-HBVAKV Okmeydanı Cemevi dedesi Eren Yıldırım, tüm cemevlerinin deprem bölgesindeki insanların ihtiyaçları doğrultusunda dayanışmayı sürdürdüğünü belirtirken, “Cemevlerini ibadethane olarak görmeyen zihniyet bilsin ki cemevleri Hızır’ın elini; dili, dini, ırkı ne olursa olsun tüm insanlara götürüyor” dedi.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Okmeydanı Cemevi dedesi ve Baba Mansur Ocağı mensubu Eren Yıldırım, merkez üssü Maraş olan depremlerin ardından cemevi olarak yürütülen çalışmalar ile bölgedeki faaliyetlere ilişkin PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.
“CANLARIMIZ SEFERBER OLDU”
Hızır ayının da önemine değinerek konuşmasına başlayan Yıldırım, “İnancımın felsefesi bana öğretmiş ki, merkeze insanı koyan, nerede bir sıkıntı varsa, insan nerede dara düşmüşse ona Hızır’ın elini uzatman gerektiği anlayışıdır ki bu zamanlar da Hızır’ın aylarıdır. Alevi toplumu için özel anlamı olan günlerdir. Orada yardım bekleyen canlarımıza Hızır’ın elini uzatmak için canlarımızın seferber olduğunu görmek bir nebze de olsa geleceğe yönelik umutlandırdı. Tüm toplumun dayanışmasına baktığımızda insanların yaraları sarma konusunda ne kadar vicdanlı olduklarını görebildik” dedi.
“ÇADIRLARIN MALİYETİ ÇOK YÜKSEK AMA İNSANLARIMIZ ÇOK DUYARLI”
Yıldırım, birçok bölgede çadır ve ısınma probleminin devam ettiğini belirtirken, şöyle konuştu:
“Depremin haberini alır almaz Okmeydanı Cemevi’nde bir kriz masası kurarak, yardım kampanyalarımızı başlattık. Hatay’ın Defne ilçesindeki ihtiyaç sahiplerine yardım malzemelerini ulaştırdık. Oraya gittiğimizde gördük ki büyük bir barınma ve ısınma problemi var. Bu problemleri çözmek için İstanbul’a döndük. “Hızır lokmaları deprem bölgesine” diye büyük bir kampanya daha başlattık. Avrupa’daki dostlarımızın da lokmalarını göndermesiyle 74 çadır, 80 odun sobası, 100’ün üzerinde elektrik sobası, 200 tane tüp, tencere, çaydanlık götürdük. Ama gördük ki bu yeterli değil. İktidarın bugüne kadar topladığı deprem vergilerinin yanı sıra televizyon programlarında yuvarlayarak topladıkları milyarlarca liranın nereye gittiğinden haberdar değiliz. Her bölgeye gittiğimizde ya da çalan her telefonumuzda insanların çadır ihtiyacının olduğunu görüyoruz. Tekrardan bir çadır kampanyası başlattık. Maliyeti çok yüksek ama insanlarımız çok duyarlı. Hızır’ın lokmasını gerçekten yardıma muhtaç olan insanlara götürme noktasında insanların ne kadar duyarlı ve vicdanlı olduklarını çok net şekilde gördük. Hızır sadece Ocak ve Şubat aylarında değil her anımızda bizimle olandır. Felsefemizde önemli olan Hızır olabilmektir. Oradaki ihtiyaç sahiplerine Hızır elini uzatıp, lokmasını götürmek için büyük çaba sarf ediyoruz. Bu bütün cemevlerimiz için geçerli.”
“CEMEVLERİ, HIZIR’IN ELİNİ TÜM İNSANLARA GÖTÜRÜYOR”
Hiçbir ayrım yapmadan ihtiyaç sahiplerine yardım malzemelerini ulaştırdıklarını da kaydeden Yıldırım, “Her inanç kendine özel ve güzel. Gördük ki dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanlar kenetleniyor. Ama inancıma ayrı bir parantez açmak istiyorum çünkü inancım tartışılıyor. İbadethane olan cemevleri yıllardır tartışılıyor. Cemevlerini ibadethane olarak değil de ucube olarak gören zihniyet bilsin ki Hızır’ın elini, dili, dini, ırkı ne olursa olsun tüm insanlara götürüyor” diye konuştu.
Eren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Hatay’a gittiğimizde sadece Alevi köylerine değil Sünni köylere de, Samandağ’ın Ermeni köyü olan Vakıflı köyüne de götürdük. Bunu bir kez daha gördüm ki benim inancım gerçekten çok özel ve güzel. Alevi olan her insan vicdanlı oluyor. Özünde merkeze insanı koyarak, incinse de incitmeyerek, tüm insanlara yardım elini uzatabiliyor. Tüm toplumların da aynı duyarlılığı göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Ama sosyal medyada video paylaşan Sünni dostlarımız Alevi köylerine yardımların gitmediğini söylüyor. Cemevlerimizin yapmış olduğu yardımlaşma ve kampanya faaliyetlerine kayyım atayabilme zihniyetine sahipler. Bu zor zamanlarda bile yardım elini uzatmaya çalışan Alevilere karşı farklı bir bakış açısı, tutum ve tavır sergiliyorlar. Bunu da kınıyorum. Devlet olarak insanların düştüğü, düşenin elinden tutulması gerektiği noktada bir yaklaşım sergilemeksizin bir tavır tutundukları aşikar ama bari yardım elini uzatanlara engel olmayın.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.