Alevi Haber Ajansi

Erdoğan’ın ‘dünyayı gezin’ dediği gençler: Bir sallama çayı üç kez içiyoruz

PİRHA- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere verdiği ‘imkanınız olursa dünyayı gezin, aromalı kahve eşliğinde sosyalleşin’ tavsiyesine ilişkin konuşan gençler, “Her günüm gelir gider hesaplarıyla geçiyor. Bu gelirle temel ihtiyaçlarımı bile karşılayamıyorum. Bize bu hayatı sunanlar gezin, tozun, yiyin, için dedikçe açıkçası öfkeleniyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlere yaptığı ‘Yakın çevrenizden başlayarak ülkemizi, imkanınız olursa dünyayı gezip görmek, farklı kültürleri tanımak için şartlarınızı zorlayın. Aromalı kahve, çay eşliğinde sosyalleşin’ çağrısı, ekonomik sorunlar yaşayan gençler arasında tepkilere neden oldu.

Ankara’da iki farklı üniversitede okuyan Helin Kaya ve Ali Dursun, yaşadıkları ekonomik sorunları anlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavsiyelerinin gerçeklikle bağdaşmadığını belirtti.

Temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta çok zorlandıklarını vurgulayan gençler, bu tavsiyelerin tanıdıkları hiçbir genç için bir şey ifade etmediğini dile getirdiler. Bir sallama çayı bile üç kez içtiklerini söyleyen gençler, günümüz şartlarında dünyayı gezme gibi bir durumun gündemlerinde olmasının imkansız olduğunu aktardılar.

“BİZE BU HAYATI SUNANLAR GEZİN, TOZUN, YİYİN, İÇİN DEDİKÇE AÇIKÇASI ÖFKELENİYORUM”

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 24 yaşındaki Helin Kaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere yönelik yaptığı tavsiyeye ilişkin, “Ben emekçi bir aileden geliyorum. Sınırlı bir miktar gelir ile geçinmeye çalışan bir gencim. Bu gelirle temel ihtiyaçlarımı karşılamakta bile sıkıntılar yaşıyorum. Kitaplarımı alamıyorum. Her günüm gelir gider hesaplarıyla geçiyor. Bununla birlikte eğitim sisteminin de getirdiği bir stres var. Bunca sıkıntı ve baskının altında dünyayı gezmek, kahve içmek bizim için lüks. Fırsat eşitsizliğinin olduğu sistemde bu hayatı bize dayatıyorlar. Bu hayat benim tercihim değil. Bize bu hayatı sunanlar gezin, tozun, yiyin, için dedikçe açıkçası öfkeleniyorum. Eşitsizliği yaratanlar, yaşadığım sıkıntılar sanki benim suçummuş gibi konuşunca duyduğum tek duygu öfke oluyor” dedi.

“DEVLETE DAHA ŞİMDİDEN 40 BİN TL CİVARINDA BORÇLUYUM”

Ülkemizde belirli bir kesimin lüks içinde yaşadığını, büyük bir çoğunluğun ise açlık sınırında yaşam mücadelesi verdiğini kaydeden Kaya sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ay başında ödeyeceğim kira ve faturayı düşünürken gezmem, eğlenmem nasıl mümkün olabilir? Daha şimdiden 40 bin TL civarında borçluyum devlete. Bunu nasıl ödeyeceğimin derdindeyim ben. Bir kahve içerken hangi ihtiyaçlarımdan kısmam gerektiği düşüncesi beni rahatsız ederken o kahvenin tadını nasıl çıkarabilirim? Bunlar bizim yarattığımız sorunlar değil bize dayatılanlardır, yaşatılanlardır. Bizi bu hayatın içine atanların bize hiçbir şey yokmuş, her şey bizim suçumuzmuş gibi tavsiyelerde bulunmaları bana komik geliyor ve dediğim gibi öfke yaratıyor.”

“GELİRİMİN YÜZDE 70’iyle KİRA VE FATURALARI ÖDÜYORUM, KİTAPLARA PARA KALMIYOR”

Okuldan birkaç arkadaşıyla birlikte evde kaldığını, Ankara’ya okumak için Diyarbakır’dan geldiğini belirten Kaya, “Ailemden belli bir miktar destekle birlikte burs da alıyorum ancak KYK bursu değil, KYK kredisi. Bu gelir tabii ki yetmiyor. En nihayetinde hayat pahalılığı her geçen gün artıyor ve biz öğrenciler bu durumu çok yoğun bir şekilde hissediyoruz. Okul için kitap, kırtasiye, okula gidiş geliş ulaşım masrafı derken temel ihtiyaç masraflarının yanına barınma masrafları da ekleniyor ve bu liste uzadıkça uzuyor. Zaten gelirimin yüzde 70’iyle kira ve faturalarımı ödüyorum. Açıkçası kitaplarıma para yetmiyor. Bu kadar giderim varken değil dünyayı gezmek, dışarda kahve içmek bile düşündürüyor beni. Bu kadar ders yoğunluğu varken kalan zamanımda gelir elde edeyim diye çalışmayı düşünüyorum. Dünyayı gezmeye ne para ne de zaman var” şeklinde konuştu.

“BU GEÇİM SIKINTISI OKUMAMA ENGEL OLDU”

Yaşadığı ekonomik sorunların olumsuzluklarını her alanda hissettiğini dile getiren Kaya, zamanının çoğunu nasıl geçineceğini düşünmekle geçirdiğini ifade etti.

Bu durumun ders çalışırken odaklanmasına engel olduğunu da aktaran Kaya, “Ders kitaplarımın kenarında hesaplamalar var. Gelir gider hesabı yapmak zorunda kalıyorum. Rekabetçi eğitimin bizim üstümüzdeki baskısı yetmezmiş gibi geçim sorunu dertlerimizin üzerine gökdelenler inşa ediyor ve açıkçası kendimi altında eziliyor hissediyorum. Bununla birlikte masraflarımı karşılamak için zaman zaman çalıştığım oldu. O dönemlerde derslerime çalışmak için vakit de bulamıyorum. Part time çalışsam da 6 gün çalıştırıyorlar. Benim yaşımdaki birinin şuanda çalışıyor olması gerekirken ben hala okuyorum. Hala okuyorum çünkü aynı zamanda çalışmak zorundaydım. Bu geçim sıkıntısı okumama engel oldu. Ve ben hala üniversitedeyim. Bu benim suçum değil. Ben yaşamaya çalıştım. Geç kalıyorum hayata ama baskıya inat yaşıyor, mücadele ediyorum” cümlelerini kurdu.

“BİR GENÇ OLARAK GELECEKTEN UMUTLU DEĞİLİM”

Bir genç olarak gelecekten umutlu olmadığını vurgulayan Kaya son olarak, “Çalışma hayatıma başladığımda 40 bin TL civarında borcum gerçeği yüzüme tokat gibi çarpacak. Bu borcu nasıl ödeyeceğim? İş bulabilecek miyim? Bu sorular şu anda bile kafamı meşgul ederken umutlu olmak zor. Ancak tablonun böyle devam etmeyeceğini de biliyorum. İşte benim umudum burada canlanıyor. Değiştirme iradesine sahip olduğumuz müddetçe umutlu olacağız tabii ki. Biz gençler en temel ihtiyaçlarımız için endişelenmediğimiz, sokaklarda rahatça, korkmadan dolaşabileceğimiz, kendimizi kültürel anlamda ilerletebileceğimiz bir hayat istiyoruz ve bunun da ancak bahsettiğim değiştirme iradesiyle olacağının farkındayım” dedi.

“BEN BİR SALLAMA ÇAYI ÜÇ KEZ İÇİYORUM”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) matematik bölümü okuyan 22 yaşındaki Ali Dursun ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere yönelik tavsiyelerine ilişkin; “Açıkçası çok şaşırdım. Tanıdığım hemen hiçbir genç için bir şey ifade etmiyor bu tavsiyeler. Bırakın dünyayı gezip farklı kültürleri tanımayı, aromalı kahve eşliğinde sosyalleşmeyi, ben bir sallama çayı üç kez içiyorum. Dünyayı gezme ile ilgili hayal kurmam çok mantıksız olurdu. Böyle bir şeyin gündemimde olması bile mümkün değil. Arkadaşlarımla birlikte veya tek başıma ise dışarıda ara sıra yiyebiliyorum. Çoğu arkadaşımın durumu daha kötü ama. Okulun kendi yurdunda kalıyorum, Yozgat’tan geldim. Aylık gelirim temel ihtiyaçlarıma yetiyor. Öte yandan, örneğin bir iki hafta önce resim çizmeye başlayayım kendi halimde dedim, boya ve tuval fiyatlarını görünce vazgeçtim” ifadelerini kullandı.

“UMUDUM YOK DEYİP KENARA ÇEKİLME LÜKSÜM YOK”

Hayat pahalılığını hayatının normali olarak kabul ettiğini ve artık hiçbir alanda olumlu beklentilere girmediğini söyleyen Dursun şunları kaydetti:

“Son zamanlarda duygusal veya psikolojik açıdan bana bir etkisi olmuyor kendi ekonomik durumumun. Öte yandan kötü durumda olan insanları, özellikle çocukları görmeye dayanamıyorum. Örneğin bir süre önce sosyoekonomik anlamda dezavantajlı çocuklara destek olmak için kurulmuş bir toplulukta görev aldım ancak gördüklerime dayanamadığım için çekildim. Kısa süre içinde ciddi bir iyileşme beklemiyorum. Umutsuzluğu uzunca bir süre yaşadım da. Ancak umutlu olmak zorundayım. Artık bunun, benim topluma karşı sorumluluğum olduğuna inanıyorum. Umudum yok deyip kenara çekilme lüksüm yok.

Gençler refah içinde ve özgür bir hayat istiyor, yani bireysel kurtuluşlarını. Bunun için de bir yolunu bulup yurt dışına yerleşmek istiyorlar. Çünkü bu ülkede bir şeylerin değişebileceğine olan inançlarını yitirmiş haldeler. Genç diye sınıflandırılabilecek neredeyse her insanda bunu gördüm.”

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak