Analistlere göre ‘yeni risk unsuru’: Erdoğan ile hükümet ekonomide ters düşüyor
Türkiye ekonomisindeki ‘kriz’ açığa çıkmaya başlarken, analistler hükümetin hem kendi içinde hem de Cumhurbaşkanlığı ile görüş ayrılığı yaşadığını ve piyasanın bunu risk olarak addettiğini söyledi.
Ekonomideki ‘kriz,’ 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan operasyonları takiben dolardaki artışla kendini göstermişti. Bu süreç Avrupa Parlamentosu’nun (AP), Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinin dondurulmasına ilişkin tavsiye kararı almasıyla birlikte doların 3.47 liraya ulaşmasıyla görünür hale gelmişti. Son olarak Başbakan Binali Yıldırım, alarm veren ekonomiyle ilgili ilk kez ‘ekonomik kriz’ ifadesini kullanmıştı.
‘Güvenilirlik açısından sorunlu’
Reuters’a konuşan analistler, ekonomi yönetiminde Merkez Bankası’nın faiz artışı kararı alması, bunun ardından bazı bakanların farklı yönde değerlendirme yapmaları ve öncesinde Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılması planlanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) ile görüş ayrılıkları izlenimi oluşturduğunu kaydederken, piyasanın bunu risk unsuru olarak gördüklerini söyledi.
Analistlerin, bu görüş ayrılıklarının siyasi bir sonucu olup olmayacağını da yakından takip ettiği belirtilen analizde, bunun güvenilirlik açısından sorun yarattığı ifade edildi.
Dünya ekonomisi ve milli ekonomi ayrılığı
Konuyla ilgili açıklama yapan üst düzey bir AKP’li yetkili, ekonomi yönetiminde iki farklı yönde görüş ayrılıkları olduğunu belirterek, “Ekonomi yönetiminde tam bir uyum yok. Bir tarafta dünya ekonomilerinin gereklerini takip eden ve piyasa açısından çıpa olanlar, diğer tarafta daha çok milli ekonomi politikaları isteyenler var” dedi.
‘Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında paralellik yok’
Aynı yetkili, Twitter’daki hesabından dikkat çekici bir Avrupa çıkışı yapan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarının Türkiye ekonomisinin dünya tarafından anlaşılması açısından önemli olduğunu kaydederek, “Onun dışında bir de Cumhurbaşkanlığı ile hükümetin bir kanadında uygulanan ekonomi politikaları açısından paralellik yok. Bu ayrışmanın verdiği mesaj ve ortaya çıkardığı algı aslında güvenilirlik açısından da sıkıntılı bir durum” diye konuştu.
‘Taşlar yerine oturmuş değil’
Analizde AKP’nin ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı Şaban Dişli’nin Pazartesi günü bazı bankacılarla gerçekleştirdiği toplantıda da analistlerin ekonomi yönetimine yönelik endişelerini ifade ettiği belirtilirken, bir bankacının konuyla ilgili şu ifadelerine yer verildi: “Son dönemde ekonomi yönetimde bir görüş ayrılığı olduğu endişesi piyasalarda hissediliyor. Özellikle cinsel istismar ile ilgili düzenleme ve TCMB’nin faiz artışına gitmeden önce yapılacak olan ikinci EKK’nın iptal edilmesi ile başlayan süreçte henüz taşlar yerine oturmuş değil.”
‘Ayrışmanın siyasi sonucunun olup olmayacağını kimse kestiremiyor’
Ekonomi yönetimindeki görüş ayrılıklarının yeni olmadığını dile getiren aynı bankacı, şöyle devam etti: “Daha önce de bir çok konuda görüş ayrılıkları olduğu görülmüştü. Ancak bugüne kadarki farklı görüşler bir noktada birleşerek aşılabilmişti. Bir ortak nokta bulunmuştu. Ancak bu sefer aynı ortak noktanın bulunamadığına ve bunun kuvvetlenerek devam edebileceğine ilişkin endişeler piyasalarda bir soru işareti ve yeni bir risk unsuru olarak anılıyor. Bu ayrışmanın nereye kadar uzanacağını siyasi bir sonucunun olup olmayacağını şu an kimse kestiremiyor.”
‘Görüş ayrılıkları çok net’
Hükümetten gelen farklı açıklamaların risk unsuru olacağını belirten üst düzey bir kaynak ise, “Başbakan Yıldırım geçen hafta yaptığı konuşmada sanırım kendi yokluğunda EKK’da sorumlu bakanın Şimşek olduğuna işaret ederek, belki de bu konudaki tartışmaların bitmesini istedi” dedi.
Bu açıklamayı yeterli bulmayan bankacılar ise “Ekonomi yönetimindeki görüş ayrılıkları o kadar net ki, Başbakan Yıldırım’ın bu açıklaması bunu gidermeye yetmiyor. Fiilen uygulamada bunları görmemiz lazım” dedi.
‘Farklılık, önceki hükümet dönemindeki süreci hatırlatıyor’
Aynı yetkili, hükümet içinde farklı değerlendirmeler olduğu kadar hükümet ile cumhurbaşkanlığı arasında da söylem farklılığı olduğunu vurgulayarak, “Bu farklılık daha önceki hükümet dönemindeki süreci hatırlatıyor” diye konuştu.
Yıldırım, geçen hafta ekonomi ile ilgili çok seslilik ve çok başlılık olmadığını söyleyerek, “Ben bunları kabul etmiyorum. EKK’nın mevcut başkanı benim, benden sonra ekonomi ile ilgili konuşacak arkadaşımız Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’tir. ”Benim olmadığım durumlarda ekonomi ile ilgili bütün söz sahibi sorumluluk ona aittir” demişti.
/DİKEN
Yoruma kapalı.