PİRHA – HBVAKV Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevine gidişini ve cemevinin kendisine göre dizayn edilmesini eleştirerek “Cemevinin içeresinde, post makamında oruç açma yapılmaz. Mihman da olsa mihman gibi davranmaları gerekir” dedi. Nurettin Erdoğan, Cemevi başkanı ve dedeyi de eleştirerek, “İnancım odur ki en kısa zamanda arkadaşlarımız kendilerini düzeltir, doğru yolda hareket ederek yürürler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muharrem ayında Ankara Mamak’taki Hüseyin Gazi Türbesi ve cemevine gidişiyle birlikte eleştiriler de günden güne artıyor. Erdoğan’ın, bir Alevi dedesi gibi posta oturup iftar açması ve cemevi düzeninde değişime sebep olması toplumda sert tepkilere yol açtı.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Erdoğan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, cemevi ziyareti sonrası Alevi toplumunda rahatsızlıklara sebebiyet verdiğini söyledi. Nurettin Erdoğan, “Devlet yetkilileri veya siyasi partiler cemevlerimize mihman olabilir. Bununla ilgili bir sıkıntımız yok. Kaldı ki bir ülkenin cumhurbaşkanı en üst makamdır, cemevlerini ziyaret edebilir ama yapacağı ziyarette samimiyet gerekir” ifadelerini kullandı.
“ORAYI BİR MESCİDE VEYA CAMİYE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”
Nurettin Erdoğan, cumhurbaşkanının türbeye gidişi öncesinde cemevinde yapılan değişiklikleri de eleştirdi. Erdoğan, iktidarın, Hüseyin Gazi Cemevini camiye çevirme fikri taşıdığını belirterek şunları söyledi:
“Cemevine ziyarete gideceksiniz, içeriğini, atmosferini kendi istediğiniz doğrultuda değiştireceksiniz! Alevi felsefesine uygun olan ritüeli tamamen bozup kendi düşüncelerinizce Arap kültürünü yansıtarak orayı bir mescide veya camiye çevirmeye çalışıyorsunuz. Bu Alevilere yapılan bir hakarettir. Bizim inanç merkezimiz cemevlerimizdir. Cemevlerimizde nasıl ibadet edeceğimizi biz kendimiz belirleriz. Yolumuzun, felsefemizin gereği neyse o şekilde cemevlerimizi dizayn eder, ibadetimizi de o şekilde yapar, geleceğe de o şekilde aktarırız. Ama birileri gelip cemevlerimizin içeriğine farklı bir uygulama yapıp kendi inancına göre uyarlama yaparsa burada sıkıntılar çok büyük olur.”
“NORMAL BİR VATANDAŞ GİBİ GELMESİ GEREKİR”
Karşıdaki kim olursa olsun fark etmiyor; cumhurbaşkanı da olsa, şah da olsa, kral da olsa, padişah da olsa… Cemevlerimizin içerisinde peygamberimizin Kırklar Meclisi’ne giremediği, etiketini orada konuşturamadığı gibi tekrar geri dönüp Kırklar Meclisi’ne kendi adem kimliği ile girdiği gibi… Cumhurbaşkanının normal bir vatandaş gibi gelmesi gerekir. Burası bizim inanç merkezimizdir. Burada kimlik konuşulmaz. Burada tüm canlar birdir. O yüzden biz cemevlerimizde hep bir can bir beden oluruz. İbadetimizdeki bütün canlar, can cana ve yan yana cem olurlar. Hiç kimsenin kişiliği, inancı, sorgulanmaz. Herkes orada Hakk için ibadete gelmişse hepsi bir can, bir beden olur.”
“BULUNMUŞ OLDUKLARI KONUMUN HALA FARKINDA DEĞİLLER”
Nurettin Erdoğan, cumhurbaşkanı için organize edilen “iftar” yemeğini de yanlış bulduğunu söyledi. “Alevilik felsefesinde toplu iftar sofrası diye bir şey yoktur, oruç açma vardır” diyen Nurettin Erdoğan, eleştirilerini şu cümlelerle aktardı:
“Cemevlerine gelen canlarımız, bizim ritüellerimize uyarak gelecekler. Biz bir camiye, bir mescide veya bir toplumun cenazesine gittiğimiz zaman onların ritüelleri neyse ona göre davranırız. Ama bizi de kendilerine benzetmesinler. Herkes kendi inancını yaşasın. Kimse kimsenin inancına müdahale etme hakkına sahip değildir. Bu konuda oradaki yönetimi yargılamıyorum ama eksikleri var. Bulunmuş oldukları konumun hala farkında değiller. Cumhurbaşkanı gelebilir, ağırlayabilirsin ama orada bizim inanç önderlerimizin resimlerini kaldırıp başka bir tarafa koyup, Arapça görselleri asmak Alevi felsefesine hiç yakışmaz. Oradaki arkadaşlarımızın eksikliğidir. İnanıyorum ki kısa zamanda belki eksikliklerini düzeltebilirler.
Hüseyin Gazi Cemevi başkanı da bir açıklama yapmıştı; ‘Tadilat-onarım vardı, duvarın su alma durumu vardı, oradan kaldırdık daha iyi bir yere koyduk’ falan gibi kendini aklayan ifadeler kullanmıştı. Eğer bir yerde bir arıza varsa tadilatı yapılır ve aynı şekilde görseller yerine konur. Onları hadi kaldırdınız, başka bir yere konmasını kabullenebiliriz ama onların yerine Arapça görseller konulması, burada bir art niyetin olduğunu gösterir. Onun için biz de tepkilerimizi gösterdik.
Alevilik felsefesinde toplu iftar sofrası diye bir şey yoktur, oruç açma vardır. Oruç açma lokması vardır. Yaşadığımız bölgelerde herkes kendi evinde kendi hanesinde karınca kararınca ne olursa onunla orucunu açar. Gösterişin bizim inancımızda yeri yoktur. Bizim Yolumuz var. Yol’un yaşama dair işleyişi, biçimi var, onu uygulamamız lazım.”
“DERGÂHIN YEMEKHANESİ VARDI!”
“Orada cemevinin içeresinde post makamında oruç açma yapılmaz. Kaldı ki burası bir dergah. Dergâhın yemekhanesi var. Yemekhanesinde oruç açma yapılır ve posta post sahibi olmayan hiç kimse oturamaz. Mihmanlar gelir, mihman olur, oradaki gerekli ritüelleri yerine getirip giderler. Mihman da olsa mihman gibi davranmaları gerekir. Ama post makamında dedenin yanında oturup o samimi olmayan duygularla gelip oranın içeriğini, icraatını değiştirmesi oradaki arkadaşlarımızın kusurudur. İnancım odur ki en kısa zamanda arkadaşlarımız kendilerini düzeltir, doğru yolda hareket ederek yürürler. Kusurlarını da Hünkarımız af eylesin.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.