PİRHA- Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Ensemble DİWAN’ın, Yunus Emre’nin unutulmuş ve ‘kaybolmuş’ eserlerini besteleyerek albüme taşıdığı çalışmasını, dinleyiciler ile buluşturuyor.
Yunus Emre’nin unutulmuş eserleri Kasım 2021’de Ensemble DİWAN tarafından albüm haline getirildi. Alevi müzik arşivinde önemli bir yer edindiği söylenen çalışma hakkında Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu yazılı bir açıklama yaptı.
“YUNUS EMRE YENİDEN ARAMIZDA”
‘UNESCO’nun 40. Genel Kurul Kararı ve Yunus Emre’nin Hasreti’ başlıklı yazıda, Yunus Emre’ye dönük “doğrudan ve dolaylı olarak saldırılar her zaman vardı” vurgusu yapılarak şu ifadelere yer verildi:
“Dünyadaki kültür ve tarih değerlerini koruma kurumu olan UNESCO 2021 yılını “Hace Bektaş Veli’yi, Yunus Emre’yi ve Ahi Evren’i Anma Yılı” olarak ilan etmişti. Bu kararla UNESCO, Alevi felsefesinin, kültürünün ve kurumlaşmasının Anadolu’daki önderleri olan Hace Bektaş Veli’yi, Yunus Emre’yi ve Ahi Evren’i ‘dünyanın kültür ve tarih mirası içinde yer aldığını’ ilan etmiş oldu. Bizim açımızdan bu, mutluluk verici tarihsel bir fırsattır.
Bu bilinçten hareketle Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) olarak Ensemble DİWAN’ın büyük ve titiz bir çaba ile Yunus Emre’nin unutulmuş ve ‘kaybolmuş’ eserlerini besteleyerek albüme taşıdığı çalışmasını, siz canlar ile buluşturuyor.
‘Ölür ise, tenler ölür/Canlar ölesi değil’, demişti Yunus Emre.
Yunus Emre, ‘canlar ölmez’ derken bundan, adı ile birlikte insanın geride bıraktığı evrensel değerdeki toplumsal eserlerini ifade ediyor. Aslında ‘Yunus Emre’ adı, her ad gibi sadece bir simge veya işarettir. Asıl olan, dışlanmış da olsa onun değerlerini yüzlerce yıl boyunca toplumsal hayatın gündeminde tutan şey, miras olarak bıraktığı eserleridir. O’nun eserlerindeki yargılayıcı gücüne karşı gizliden ve açıktan, doğrudan ve dolaylı olarak saldırılar her zaman vardı. Fakat bir dünya mirası olan Yunus’un eserlerini işlevsizleştirerek yok etme çabalarının hiç birinin işe yaramadığını şimdi görebiliyoruz. Yedi yüz yıl sonra ‘Ten’ olarak değil, fakat topluma bıraktığı eserleri ve değerleriyle ‘Can’ olarak Yunus Emre yeniden aramızdadır. Sefa gelmiş, hoş gelmiş!
‘Yeniden aramızdadır’ derken, neye işaret ediyoruz? Şuna:
Aleviliğin en büyük felsefe ozanı ve bilimin-bilginin piri Serçeşme’nin çağdaşı-yoldaşı olan Yunus Emre genel olarak toplumsal hayatımızdan dışlanmıştı. Daha da vahim olan, Yunus Emre, Aleviler’in hayatından da dışlanmış ve bu dışlama bir alışkanlığa dönüşmüştü. Burada dışlanan ve unutturulan Yunus’un adı değil, onun boyun eğmeyen devrimci eserleridir. Bugün Aleviler’i İslamcı-asimilasyon girdabına çekmek isteyenlerin aldığı en büyük cesaret bundandır. Bu nedenle, dışlanmış olmanın acısıyla yedi yüz yıl boyunca Yunus’un çektiği hasreti anlamak hiç de zor olmasa gerek.
Yargılayan her sanat erbabı gibi Yunus da – belki de pek çok sanatçıdan daha fazla özlem duyduğu ve hasretle beklediği o güzelim dünyasını eserlerinde en ustaca ve en ilkeli tarzda dile getirmiştir. Yaşadığı dönemde, kaynağını sömürüden, dinden, milliyetçilikten, güç ve zorbalıktan alarak insanlığın eline kelepçe, ayağına pranga olmuş her türlü kötülüğe ve gericiliğe en derinden karşı çıkmıştı Yunus Emre. Aynı zamanda bunun karşısına, yeryüzündeki bütün insanların sevgi ile birbirlerine baktığı ve barış içinde yaşadığı bir dünyayı koymuş ve son nefesine kadar ‘ten olarak ölünceye kadar’ hasret ile özlem duyduğu bu dünyayı beklemekteydi. Hala da bekliyor!
“SU AKAR, YOLUNU BULUR”
‘Su akar, yolunu bulur’ diyor bir halk deyimi. Yunus’un hasretini kalbinde hisseden Ensemble DİWAN, büyük ve titiz bir çaba harcayarak O’nun dışlanmış, unutturulmuş ve unutulmuş eserlerini Kasım 2021’de ilk albüme taşıdı. Umuyoruz ki bu albümü başkaları takip edecek, çünkü Yunus sonsuz bir deryadır. Çünkü Yunus dünyayı, dünya Yunus’u arıyor. Bu bilinçten hareket eden Ensemble DİWAN, Yunus’un hasretine cevap olmak ve sesini, özlemini duyduğu dünyaya taşımak amacıyla O’nun toprağa gömülmüş ve ‘bilinmeyen’ eserlerini gün ışığına çıkararak müzik hayatımıza kazandırmıştır. Çok mutluyuz! Biz AABF olarak bu mutluluğu en başta bütün Alevilerle, fakat aynı zamanda bütün dünya ile paylaşmak istiyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.