PİRHA- Avusturya’nın Başkenti Viyana’da 8-9 Şubat tarihlerinde 1. Avrupa Alevi Kurultayı yapılacak. Kurultaya katılacak olan Kureşan Ocağı evladı Efe Engin Dede “Alevi örgütlülüğünün eksiği kendinde görme mantığı ile hareket etmesi ve bütün kurumlara ders olacak bir şekilde bunların da kayıt altına alınıp, eğer daha iyi bir organizasyona sebep olursa amacına erilmiş olacak” dedi.
Haberin videosu;
Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu ile Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun birlikte düzenleyecekleri kurultaya, Avrupa ve Türkiye’den çok sayıda Alevi kurum temsilcisi, araştırmacı, akademisyen ve Alevi- Bektaşi Anası, dedesi, babası katılacak.
“ KURULTAYDA ZENGİN BİR KATILIM SÖZ KONUSU FAKAT DAR BİR ZAMANA HAPSEDİLMİŞ”
Birinci Alevi Kurultayına ilişkin konuşan Efe Engin, kurultayın hukuksal, örgütlenme, akademik ve inançsal anlamda bir tanımlama ihtiyacı duyulduğu için yapıldığına dikkat çekerek şunları belirtti:
“Alevi örgütlenmesinin bugüne kadar tepki örgütlenmesiyle gelmesi artık tıkanma noktasındadır. Hem yol hukuku açısından, kurumların bugüne kadar Alevi örgütlenmesinde ki kurumların dizaynı tüzüğü ve davranışları açısından, tarihselliği açısından. O yüzden de Avrupa Alevi kurultayı da bu üç sac ayak üzerine kurulmuş bir program söz konusu. Buradan baktığımızda zengin bir katılım söz konusu fakat dar bir zamana hapsedilmiş durumda. Yani gerçekten her bir konu belki günlerce tartışılabilecek derinlikte. Dolayısıyla da bunu belki bir sonraki işlerin ele alınmasına vesile olacak bir toplantı olarak niteleyebiliriz. Tabi ki her konuşma her muhabbet geleceğe çerağ ve ışık olacak. O yüzden Şah Hatayi’nin “muhabbetten geçen haktan geçer” diye bir cümlesi var. Dolayısıyla da bu bir muhabbettir, bu belki Alevi örgütlülüğünün eksiği kendinde görme mantığı ile hareket etmesi ve bütün kurumlara ders olacak bir şekilde bunların da kayıt altına alınıp, eğer daha iyi bir organizasyona sebep olursa amacına erilmiş olacak.”
“Kurultaydan beklentim biraz daha netleşmek olarak görüyorum” diyen Engin, “Çünkü bugüne kadar insanların yazılı kaynaklarda bireysel çabalar söz konusu olduğu için, kafa karışıklıklarına yol açmıştır. Herkes bireysel faaliyetleri ile bir şeyi açıklamaya kalkmıştır. Dolayısıyla kurumsal ve örgütsel yapmakta fayda var. Bu çabayı kurumsal ve örgütsel yazıya döken ve üstelik de bir eğitim müfredata dönüşen bir süreci ortaya çıkarabilirsek iyi bir sonuç elde etmiş olacağız” dedi.
“KENDİ YOL DEĞERLERİMİZİN ÜZERİNDE BİR YAPILANMA KURMALIYIZ”
Engin, ilkeleri olan yeni bir örgütlenme biçimine ihtiyaç olduğunu savunarak, şunları ifade etti:
“Ortaya çıkacak bu örgütlenme hem dışarıdan gelecek asimilasyonu hem de içimizdeki asimilasyonun önüne geçecek. Bizim pirlerimizin de dediği gibi ‘aslına dönmektir hüner’ deyip kendi yol değerlerimizin üzerinde bir yapılanma kurmalıyız ve yol değerlerimizin geriye dönük uyguladığımız erkânlara uyup uymadığına bakmamız lazım. Hüsni 16. yüzyılda ‘dört kitapta yoktur bu ilim, irfan, ilim devriyedir bu sırrı kam, olup bir Mürşidi Kamil’i irfan, okuyup bu dersi ayana geldim’ demişken cemevlerimizde Kur’an kursları verdirmek sıkıntılı bir durum. Kendi inancımızın bilmiyoruz ya da pirlerimize kulak vermiyoruz.”
“Bizim 72 millete bir nazarda bakan, eline beline diline hakim ol diyen, evrensel felsefesi olan ortakçı bir bakış açısı olan, yarin yanağından gayrı her yerde her şeyi pay eden, Rıza şehrini savunan bir inancın sahibiyiz” diyen Engin “Bir dönemin takkiyeci anlayışından sıyrılmamız lazım. Kurultayda da inancımızı semavi inancın kanatları arasından çıkaracak, ‘Alevilik kendine has semavi dinlerden farklı ve kendine has olan bir inançtır’ deyip bunu net bir şekilde ifade edilmediği müddetçe egemenlerin baskısından kurtulmayacaktır” dedi.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.