Alevi Haber Ajansi

Ender İmrek: Bu bütçe açlık ve yoksulluğu derinleştirir!-VİDEO

PİRHA – Hükümetin 2026 yılı bütçesini “Emekçinin boğazına basan, daha da fazla sefalete sürükleyen” bir bütçe olarak değerlendiren yazar Ender İmrek, bütçeyi Saray’da hazırlayan sistemin değişmesi gerektiğini söyledi. “Vergiler, cezalar, harçlar gibi alanlarda emekçiden koparılan, ümüğüne basılarak elde edilmiş olan paralar bir biçimde silah ve savunmaya aktarılıyor” diyen İmrek, savaş bütçesindeki yüzde 41’lik artışın da bunun açık göstergesi olduğunu vurguladı.

Pirha’ya konuşan Yazar Ender İmrek,  2026 bütçesinin önceki yıllarda yapılan bütçelerden farklı olmadığını belirterek, “Bu bütçe bir kez daha, 23 yıllık AKP iktidarının sermayenin partisi olarak, sermayenin iktidarı olarak onlara taahhüt ettiği dünyayı sürdürdüğünün tescili anlamına geliyor. Bu bütçenin bir önceki yıldaki bütçe ile büyük bir farkı yok. Sadece vergilerin tabana yaygınlaştırılması adına daha çok küçük esnafa, işçilere, emekçilere, emeklilere ve halka daha çok vergi, daha çok cezalar, daha çok harçlar biçiminde dönebilecek bir bütçeden söz etmek mümkün” dedi.

İmrek, bütçenin emekçi kesim için yıkım anlamına geldiğini vurgulayarak, “Önümüzdeki yıl işçiler, emekçiler, ezilenler bakımından daha çok yıkım, daha çok sefaletle boğuşulan, ücretlerin düşürüldüğü ama sermayeye ve silahlanmaya daha çok kaynak aktarılacağı bir bütçe ile karşı karşıyayız” dedi.

“RANT GELİRLERİNE DOKUNULMUYOR EMEKÇİNİN SIRTINA YÜKLENİLİYOR”

İmrek, bütçede rant ve servet gelirlerinin dokunulmaz kılındığını belirtti:

“ÖTV’den 2,5 trilyon, KDV’den 3,5 trilyon lira gelir hedefleniyor. Bu gelirler halktan, işçilerden, emeklilerden elde edilecek gelirlerdir. Gelirler servet vergisi ya da rant vergisi üzerinden şekillenmiyor. İnşaat sektörünü, binlerce konutu elinde bulunduran kapitalist işletmeleri düşünün; buralara dokunulmuyor. Yine rant gelirleri diye tabir edilen alanlara dokunulmuyor.”

İmrek, bütçenin “Halkçı değil, yandaş sermaye için düzenlenmiş bir bütçe” olduğunu şu örnekle anlattı:

“Zafer Havaalanı gibi her yıl hedefin yüzde 1’inin bile tutturulamadığı projeler işçi ve emekçilerin sırtından kapitalistlere, yandaş firmalara aktarımın yapıldığını gösteriyor. Dakikada 60 milyonu bulan saray harcaması söz konusu. Saray harcamaları Meclis bütçesinden daha yüksek.”

“BU İKTİDAR YOKSULLUĞU DERİNLEŞTİRİYOR”

İmrek, bütçenin yoksulluğa çare olmadığını, tam tersine derinleştirdiğini söyledi:

“Sanayide, tarımda ciddi gerileme var. ‘Savunma sanayii’ adı altında savaş yatırımları pompalanıyor. Bu sistem yoksulluğa çözüm üretemez, çünkü kendisi yoksulluğu derinleştiriyor. AKP’nin 2026 bütçesi, zenginleri daha da zenginleştiren bir düzene hizmet ediyor.”

İmrek’e göre, Meclis işlevsiz bırakılmış durumda ve bütçenin tümü Saray’da şekilleniyor:

“Bütçe, Meclis’e Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından sunuluyor. Çoğunluk kendi ellerinde olduğu için Cumhur İttifakı onaylıyor. Meclis göstermelik konuma düşürüldü. Esas işler Saray’dan yönetiliyor. Böyle bir düzende emekten, halktan yana bir bütçe olamaz.”

“NE KADAR ÖRGÜTLÜYSENİZ O KADAR DEĞİŞİM MÜMKÜNDÜR”

İmrek, bütçeye karşı toplumsal tepkinin ancak örgütlülükle büyüyebileceğini vurguladı:

“Ne kadar örgütlüyseniz, ne kadar sesinizi çıkarabiliyorsanız o kadar değişim mümkündür. Ancak Türk-İş ve Hak-İş gibi merkezler susturulmuş durumda. DİSK, KESK ve TÜMTİS gibi birkaç sendika dışında gerçek bir itiraz sesi çıkmıyor. Yer yer 10 milyona çıktığı söylenen sosyal yardımlar aslında karın tokluğu düzeyinde ve parti örgütleri üzerinden dağıtılıyor. Bu sosyal devlet yaklaşımı değil, parti devleti uygulamasıdır. Emekçilere verilen yardımlar onların kendi vergileridir; kırıntılardır.”

İmrek, sosyal devletin çöküşüne işaret ederek deprem örneğini hatırlattı:

“İletişim Bakanlığı’na 7,6 milyar lira ayrılmışken, AFAD’a 378 milyar lira ayrılıyor. Türkiye deprem bölgesi ama hâlâ konteynerde yanan çocuklar var. Bu bütçe sosyal devleti değil, iktidarın yandaş ağını büyütüyor. Bir öğün okul yemeği veremeyen 40 yıl çalışmış emekliye 16 bin lira maaş veren bir iktidardan söz ediyoruz. Ama tarikatlara, cemaatlere büyük kaynaklar aktarılıyor. Yoksulluk büyürken, vergi muafiyetleriyle yandaşlar zenginleşiyor.”

“SAVAŞ BÜTÇESİYLE BARIŞ KURULMAZ”

Savunma harcamalarındaki artışa dikkat çeken İmrek, “Bu iktidarın günahı iki kat daha fazla” diyerek şöyle konuştu:

“40 yıllık savaşta en düşük hesapla 2,5 trilyon lira kayboldu. Şimdi barış süreci konuşulurken, sınır ötesi 3 yıllık tezkere hazırlanıyor. Bu barışla bağdaşır bir durum değil. Halkların lehine bir bütçe yerine, savaş sanayisini besleyen bir hesap yapılıyor.”

İmrek, sözlerini çarpıcı bir uyarıyla tamamladı:

“Vergiler, cezalar, harçlar ve benzeri alanlarda emekçiden, yoksuldan koparılan, ümüğüne basılarak elde edilmiş olan paralar bir biçimde silah ve savunma adı altında aktarılmış oluyor. Bu hem halkların güvenliği açısından tehdit hem de açlık ve yoksulluğu derinleştiren bir tablo demektir.”

Ersin ÖZGÜL/İSTANBUL 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.