PİRHA- HDP’li Kemal Bülbül, “El ele, can cana vererek bu ırkçı, faşist kuşatmaya karşı mücadele etme zamanıdır. En büyük ibadet budur. İnanç kurulu vb. oluşumlarla zaman kaybetmeye gerek yok” dedi. Bülbül, kurum temsilcilerini “Solda birlik oluşturulmasını sağlamak yerine, tek tek adayları peşinde koşuyorlar” diyerek eleştirdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Alevilere dönük hukuksuzlukların arttığına dikkat çekti. Kurum yöneticilerinin yaşanan olumsuzluklara karşı eylem ve etkinlik yapmaları gerektiğini söyleyen Bülbül, “Şimdi yeniden inanç kurulu, dernek yönetimi oluşturmak için zaman kaybetmeye gerek yok” dedi.
Bülbül konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz siyaset yürütenler olarak, Alevi toplumuna çağrı, eylem ve etkinlikler de yaparız. Fakat bu Alevi kurumlarına ayıp olmaz mı? Alevi kurumlarının görevi bu değil mi? Aleviliğin gerektirdiği varlık, birlik, dirlik içerisinde el ele, can cana, yan yana, göz göze, diz dize vererek bu ırkçı, faşist kuşatmaya karşı mücadele etme zamanıdır. En büyük ibadet bu ırkçı, inkarcı, tekçi, kadın katliamcısı, kadın tecavüzcüsü, çocuk tacizcisi kamusal alandan, ekonomik yaşamdan, siyasal yaşama kadar her şeyi istila eden bu ırkçı, gerici tutuma karşı mücadele etmektir.”
“SOLUN BİRLİĞİ YERİNE KENDİ ADAYLARI PEŞİNDEN KOŞTULAR”
Bülbül’ün eleştirileri odağında Alevi kurumlarının yerel seçim tutumu da yer aldı. Bülbül, “Kurumlar maalesef sosyal demokrat, yurtsever, devrimci partilerin bir araya gelmesini, solda, adalette, dirlik ve bir birlik oluşturulmasını sağlamak yerine, kendi adayları peşinde koşup büyük hata yaptılar. Oysa Türkiye genelinde bu iradeyi oluşturabilecek güç varken bunu yapmak yerine tek tek adaylarla uğraşmak gibi bir yanlış tutum içerisinde oldular” dedi.
“TARİHTEN ÇIKARSAMA YAPAMIYORLAR”
Bülbül, “Bari seçim sürecinde birliği sağlayalım” diyerek eleştirilerine şu cümlelerle devam etti:
“Kürdistan’da kayyum atamalarına karşı, HDP adaylarının, batıda da ortak adayların yanında olmak gibi bir tutum sergileyelim. Alevilikte çaresizlik yoktur, yöntem yanlışlığı vardır. Kurumların, yöneticilerin birçoğu yöntem hatası içerisinde süreci okuyamıyor, tarihine bakamıyor, tarihinden bir çıkarsama yapamıyor. Şu anki yöneticilerimiz de değerlidir ama görevini sorumluluğunu yaptığı, Alevi toplumunun kendine verdiği sorumluluğu yerine getirdiği sürece… Yoksa kendiliğinden kimse değerli değildir.”
“ZALİMLERE ÖVGÜ YAPANLAR ZULME CEVAZ VERENLERDİR”
Kemal Bülbül’ün eleştirileri arasında Tunceli Cemevi Dedesi Mehmet Halis’in, Vali Tuncay Sonel için ‘Xızır’ benzetmesi de vardı. “Federasyon yöneticileri, inanç kurulu temsilcileri, gidip o cemevi sorumlusu ile konuşmalı” diyen Bülbül sözlerini şu cümlelerle noktaladı:
“Dersim’de devlet ile birlikte çalışan aslında devlet dairesi olan bir kurumun temsilcisi çıkıp kendisine pirlik adına, zulüm, kuşatma, istila ile göreve gelmiş kayyum için ‘Xızır’ın temsilcisi’ diyor. Yani Xızır’ın keremi aşkına, Xızır’ın hakkı hakikati aşkına şunu söyleyelim ki zalimlere övgü yapanlar, zalimlerden nemalananlardır, zulme cevaz verenlerdir. Bir pir, bir ana… Mertebesi ne olursa olsun, mazlumların makamını istila edip haklarını elinden almış bir zalime ‘Xızır’ benzetmesi yapamaz. Bırakın kayyumun zulmünü, Dersim’de cemevini temsil ettiği iddiasında olan dedelerin zulmü söz konusudur.”
Cebrail ARSLAN-Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.