PİRHA- Alevi toplumu içinde son günlerde aratarak devam eden tartışmaların başında yer alan hakka uğurlama ve cem erkânlarının nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı-Yazar Abbas Tan Alevi ritüellerinin birilerine şirin gözükmek adına ya da zorunluluktan değiştirildiğine dikkat çekti.
Sanatçı Emre Saltık’ın cenaze erkanının Alevice olmaması Alevi kamuoyunda eleştirilere neden oldu. Araştırmacı-Yazar Abbas Tan, hakka uğurlama ve cem erkânlarının nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda PİRHA’ya konuştu.
“HAKKA UĞURLAMAYI ‘CENAZE NAMAZINA’ DÖNÜŞTÜRENLERDEN HESAP SORULMALI”
Tan, bazı Alevi dedelerinin ve kurumların yarı Arapça, yarı Türkçe cenaze erkânı yürütmesine tepki gösterdi. Tan, “Hakka uğurlama erkânını ‘cenaze namazına’ dönüştürenlerden hesap sorulmalıdır.”dedi.
“Aleviler örgütlenmeye başlayınca inançlarında yeniden bir düzenleme yaptılar, inançsal ritüellerini de günün şartlarına göre düzenleyip, aslına uygun şekilde yürütmek istediler. Alevilik için oluşturulmuş Alevi kurumları ikiye ayrıldı. Birileri geçmişte yaşanan korku ve şirin görünmenin sonucu yaşanan durumun devamı yönünde ilerlerken, Aleviliği içselleştirmiş kurumlarda “cenaze namazı” söylemi başta olmak üzere Aleviliği aslıyla buluşturmaya çabaladı. Türkiye’nin birçok yerinde ciddi ve hızlı bir değişim yaşandı ve iyi bir sonuçta alındı. Ama hala bazı Alevi dedeleri ve kurumları yarı Arapça, yarı Türkçe cenaze erkânı yürütüldü. En son Emre Saltık gibi değerli bir canın, “cenaze namazı” kılınarak hakka uğurlanması ve mezarının üzerine ruhuna fatiha yazılması Alevi’ce bir duruş değildir. Bu kadar “radikal” karaların altında durmak zor. Ancak Alevi inanç önderlerinin dik durması gerekiyor. Ne yazık ki dedelerin çoğu hala bu noktada değil. Emre canın hakka uğurlama erkânını görünce çok üzüldüm. Emre Saltık gibi değerli bir canın hakka uğurlama erkânı böyle olmamalıydı. Hakka uğurlama erkânını “cenaze namazına” dönüştürenlerden hesap sorulmalıdır.”
“BAZI ALEVİ DEDELERİ İNANCIMIZI BOZMAYA ÇALIŞIYOR”
Son olarak Alevilerin sırlanma mekanlarına ilişkin de konuşan yazar Abbas Tan, Bazı Alevi dedeleri, kimsenin yapamadığını yaparak, inancımızı bozmaya çalışıyorlar” dedi.
“Bir Alevinin mezar taşı artık Alevice olmalıdır. Bir canımızın yirmi yıl sonra Alevi olup olmadığını kimse bilmez, hatta birçokları da Alevi olmadığını iddia ederse haklıdır. Çünkü mezar taşı ve mezarın cephesi son derece önemlidir. Alevilerin mezarları dahil, evlerinin kapısı güneşe bakardı. Sırlanan canın yüzü güneşe dönüktür. Emre can Alevice yaşadı, Müslüman olarak gömüldü. Bazı Alevi dedeleri, kimsenin yapamadığını yaparak, inancımızı bozmaya çalışıyorlar. Umarım bundan herkes ders alır ve erkânlarını Alevice yürütür.”
Diren Keser/MERSİN
Gelin benden de hesap sorun o Zaman! Hiç okumadıysam en az 30 tane sırf Hak Ozanları’nın divanlarını okudum. Bizim Sinemilli geleneğinden gelen nefeslerin de en az 300, 400 tanesinin bizzat kayıtlarını yaptım! Ve hiç birinde Allah Muhammed Alim sevigisi aşkı olmayan, gününümüzün modası haline getirilmiş bu saçmalıklara fırsat verecek bir açık bulamadım! Yok efendim alevilerin mezarları güneşe dönük olacakmış, yok zart yok zurt! Artık bu kabak tadı vermeye başlamış spekülasyonların tek faydası, aleviliği bitirmeye çalışanlara olmaktadır! Alevilere de zarardan başka birşey vermemektedir! Bunu çok iyi bilen bu alevi inancını yaşamayanların da amacı, inancından kopmuş, kirlenmiş bir alevilikten öteye gitmiyor! Neden mezarlarımız güneşe doğruymuş? Var mı bunun örnekleri? Bizim Elbistan’da ve her yerde mezarlarımız dünden beri hangi tarafa bakıyorsa, hala o tarafa bakmaktadırlar!
Bırakın bu inanca çomak sokmaları da, ya gelin alevice yaşayın, ya da bizi rahat bırakın!
Emre Saltık alevice yaşadı mı, yaşamadı mı, bilemem! Ama bir alevinin mezarında “Ruhuna Fatiha” yazılmasından daha doğal birşey olamaz!
Asıl gün gelecek, tarih sizlerden hesap soracak!
Aleviliğe yapılan bunca zulmün hesabını!
Emre Saltika da, yaşayan Alevi kesime de saygisizlik olmuş..
Ama dikkatmi çekiyor;
birçok Alevi/Kizilbaşin cenazesinde, Arapça birşeyer söyleniyor..
Halbuki, bölgede Kirmancî ve Kirdaşki konuşuluyor..
Bu da saygisizligin daniskasi oluyor..