Alevi Haber Ajansi

EMEP’den ‘Deprem ve Yerel Yönetimler Emekçiler Ne Yapmalı’ Paneli -VİDEO

PİRHA-EMEP Mersin İl Örgütü tarafından düzenlenen “Deprem ve Yerel Yönetimler Emekçiler Ne Yapmalı” başlıklı panelde, depremin üzerinden bir yıl geçmesine karşın sorunların giderilmediğine dikkat çekilerek, yerel yönetimlerin depremlere dair daha fazla insiyatif alması gerektiği vurgulandı. Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hatay’da yaptığı açıklamaya tepki göstererek, “Hatay halkına şantaj ile tehdit ile bize yerel seçimlerde oy vermezseniz size hizmet yok diyen tek adam iktidarına karşı ortak mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.

Emek Partisi (EMEP) Mersin İl Örgütü tarafından Yenişehir Belediyesi Akademi Salonunda “Deprem ve Yerel Yönetimler Emekçiler Ne Yapmalı” başlıklı panel düzenledi. Panele siyasi parti, sivil toplum ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ve yurttaşlar katıldı.

Mersin EMEP İl yönetiminden Halil Kara moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, depremde hayatını kaybedenler anıldı, depreme dair sinevizyon gösterimi yapıldı. Panele, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Hatay Tabip Odası Şube Başkanı Sevdar Yılmaz, Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Erkan Demir konuşmacı olarak katıldı.

Panelde ilk olarak Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz konuştu. Yılmaz, depremde 6 kamu 6 da özel hastaneler olmak üzere toplamda 12 hastanenin işlevsiz hale geldiğini belirterek, Türk Tabipler Birliği ve sendikalar olarak yaptıkları çalışmaları aktardı.

“ÇOCUKLARDA BÜYÜME GERİLİĞİ YAŞANIYOR”

5 yaş altı çocuklarda beslenme yetersizliği nedeniyle büyüme geriliği tespit ettiklerini dile getiren Yılmaz, “Beslenme konusunda yetkileri uyardık. Pirinç, bulgur ve makarna geliyordu sürekli. Çocuklar için gerekli olan süt, peynir ve bal gibi ürünler depremzede çocuklara ulaştırılmadı. Bodurluk başladı çocuklarda. Hijyen problemleri devam ediyor. Deri enfeksiyonu hastalığına çok sık rastlıyoruz” diye belirtti.

Hatay’da güvenlik zaafiyetlerinin ve iş sağlığı güvenliğinin yetersizliğinin devam ettiğini kaydeden Yılmaz, “Mevcut belediye başkanı yeniden aday gösterildi, birçok kesimden tepki var, bizlerde bunu anlamış değiliz. Halk sağlığı dostu ödülü verildi Hatay Belediye Başkanı’na, Hatay’da en fazla ölümün olduğu yer, nasıl o ödül verilir diye sorduk ama yanıt alamadık. Her şeye rağmen umuda sarılıyoruz. Umudumuzu kaybetmemeye çalışıyoruz, bunu yaparken de dayanışma içerisinde oluyoruz” şeklinde konuştu.

“YAŞAMIMIZI KORUMALIYIZ”

Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Erkan Demir de, Murat Kurum’un 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenlerin 130 bin olduğu açıklamasına tepki göstererek, “Deprem bizim gerçekliğimiz, ölüme davet çıkaran bir toplumuz. Ölenlerin sayısını 50 binde durduran Süleyman Soylu, şimdi bu sayı 130 bin diye açıklandı. Yerinde yaptığım tespitlerle yıkılan 50 bin binadan insanların canlı çıkma şansı yoktu. Bahsi geçen rakamlardan daha fazla insan öldü. Dava süreçlerine bakıyoruz cezasızlık var. Ağır olan binaların orta hasarlıya dönüştürülmesi için rüşvet alıyorlar, bu bizim gerçekliğimiz” ifadelerine yer verdi.

Erkan Demir, afet diye bir şeyin olmadığını, depremin doğa olayı olduğunu vurgulayarak, “Sorunların kaynağına inip sorunları çözmeliyiz. 22 imar affı yasası çıkartıldı. Yoksul kesimler ev yapıp başını soktuğu evlere yerel yönetimler ruhsat veriyor. Devletin her seçim öncesi imar aflarını yapmamalı. Altyapısı olamayan gece kondular var. Yeni binalar yani bilim ve teknolojiyle yapılan binalarda yıkıldı. Yurttaşlar olarak bizlerde sürece müdahil olup, yaşamımızı korumalıyız” diye konuştu.

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Hatay’da yaptığı açıklamayı hatırlatarak, Erdoğan’ın halkı tehdit ettiğini söyledi.

“BELEDİYELER HALK MECLİSLERİ OLUŞTURMADAN SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ

Aslan, şunları ifade etti:
“Bizim adaylarımıza oy vereceksiniz bu olmazsa size hizmet vermeyiz yaralarınızı sarmayız deniliyor. Muhafelet partileri kazanırsa hizmet yapabilecekleri koşulları yaratmayız deniliyor. Tehdit ve şantaj politikasıdır bu. Erdoğan’ın tehdit ve şantaj politikalarını kınıyoruz. Sinevizyonda gördük, vatandaşın ‘Devlet nerede” diye feryatlarını, devlet var ama halk için yok. Tarikatlar ve cemaatlerin deprem döneminde yaptıklarını gördük, oralarda varlar.

Türkiye’yi yönetenlerin güvenli bir konutlar yaratma gibi tedbirleri söz konusu değil. 1999 depreminin ardından 25 yıl geçti, bu sürede şehirler depreme hazır hale getirilebilirdi. Kapitalist sistem gölgesinin satamadığı ağacı da keserler sözünü hatırlayalım. Rant ve talan istiyorlar, yüksek kar getirecek şeyler istiyorlar. Bunların hesabı sorulmadığı sürece aynı şeyleri yaşayacağız. Depremin ardından bir yıl geçti işçi ve emekçilerin dayanışmasını bu süreçte gördük. Bu dayanışma olmadan insanların yaralarını sarması mümkün değildi. Devam ediyor dayanışma peki iktidar ve devlet nerede? Gelip Hatay’ halkını tehdit ve şantaj ederek oy isteyip vermezseniz hizmet yok diyor. İmar afları ve rantiyecilik devam ettiği sürece bunlar devam edecek, mevcut haliyle depremlerde kayıplar yaşamamızın önünde bir engel yok. Tedbir ve önlemler alınması gerekiyor.

Halk kendini yerel yönetimlerde sağlık kuruluşlarından içme sularına kadar, parklardan diğer şeylere varıncaya kadar karar verebilme şansı yok. Bu böyle devam ederse yerel yönetimlerin demokratikleşmesi söz konusu değil. Kentlerle ilgili kararlarda kapitalistler karar veriyor. Neyin nerede olacağına ne yapılacağına sermayeler ve onun tekelleri karar veriyor. Belediyeler halk meclisleri oluşturmadan sorunlar çözülmez. Birlikte ve kitlesel olarak mücadeleyi örgütlemeliyiz. Bunlar tartışılmalı, halkın istedikleri üzerine kafa yormalıyız.”

Konuşmacıların ardından soru-cevapla panel sona erdi.

PİRHA/MERSİN

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak