PİRHA-Emek Partisi koronavirüs salgınının yarattığı gıda krizi riskine karşı hükümeti uyardı. EMEP, “Gıda kıtlığına yol açacak tarım politikalarından vazgeçilsin. Güvenli, ucuz ve temiz gıda için önlem alınsın” dedi.
Dünya Sağlık Örgütünün pandemi (küresel salgın) ilanının ve Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görülmesinin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçti.
Emek Partisi, pandemi süresinde tarım sektörünü doğrudan ilgilendiren alınmayan önlemlere ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, tarımsal üretimi, üretici köylüyü görmezden gelen politikalar nedeniyle salgına kıtlık tehdidinin eklenmesinin sürpriz olmayacağı belirtildi.
“2019 YILI TARIM DESTEKLERİNİN TAMAMI HALA ÖDENMEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta “Çiftçilerimize destek olmak için 2020 yılı tarımsal desteklerinin yarıya yakınını bugüne kadar ödedik” sözlerine ilişkin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan eksik bilgi vermektedir. Yapılan ödeme 2019 yılı tarım destekleriyle ilgilidir ve tamamı hala ödenmiş değildir” diyen Emek Partisi şöyle devam etti:
“Çiftçi 2019 yılında ekim hazırlığı yapmış, tarlasını sürmüş, tohumunu ekip gübresini saçmış, hasadını yapmış, harmanını sürmüş ve ürününü satmıştır. Bu süreçte tohumluğa, ilaca, gübreye ve mazota para ödemek için ya kredi çekerek ya da başka yollarla borçlanarak tarım girdilerinin bedelini karşılamıştır. Tamamlanmayan destek bu sürece ilişkindir. 2020 tarım desteklerinden ise hiçbir haber yoktur. Üretici köylüye geçtiğimiz yıl verilmesi gereken destek bu yıl gecikmiş olarak, bir lütufmuş gibi sunuluyor.”
“ÜRETİCİ SALGIN DÖNEMİNDE DE YİNE YALNIZ”
İktidarın koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında açıkladığı 21 ilde yazlık ekim tohumluğunun yüzde 75’inin hibe edilmesi uygulamasının da yeni olmadığını kaydeden EMEP, “Tarım Bakanının aralıklı olarak yaptığı açıklamalara bakılırsa üretici köylüler için çok şey yapılıyor ama nedense üretici köylüler salgın sürecinde yine yalnız ve desteksiz kalıyor. Bugün üretim yapamaz hale gelmiştir” dedi.
“Artan girdi maliyetleri üretimi zorlaştırmakta, hayvan yetiştiricileri daralan tüketim nedeniyle zor durumda kalmaktadır” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hükümet bu zor dönemi yine bir lütuf kaynağı olarak görmektedir. Tahıl ve bakliyat üretiminin arttırılması gerekçesiyle hazine arazilerinin tarıma açılacağı müjdesini verdi. Yani hazine arazileri yine yandaş şirketlere devredilmek üzeredir. Küçük üreticiyi görmeyen iktidar büyük tarım tekellerinin imkanlarını genişletmektedir. Bu siyasetin sonucu son 20 yılda ekilebilir tarım alanlarının 3,5 milyon hektarının boş kalması, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısının 2,8 milyondan 2,1 milyona düşmesidir. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan 9 kişilik “Tarım ve Orman Bakanlığı COVID-19 Komisyonu”nda üretici köylüleri ve Ziraat Mühendislerini temsilen kimse yoktur. Yani konunun muhatapları yok sayılmıştır.
Bugün diğer ülkeler muhtemel bir tarım krizine karşı önlemlerini artırmışlardır. İhracat sınırlamasından gümrük uygulamalarına kadar önlemler almaktalar. Bu durumda ‘tarımda işler kötüye gitse de ihtiyacımızı paramızla ithal ederiz’ diyebilecek bir zemin de daralmaktadır.
Virüs salgınıyla birlikte kıtlığa bağlı olarak temel gıda maddelerinin emekçiler için aşırı fiyatlanacağı günler uzakta değildir.”
Tarıma, üretici köylülüğe nefes aldırmak ve halkın temel ihtiyacı olan gıda ürünlerinin ucuz ve temiz bir biçimde karşılanabilmesi için EMEP yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Tarım ürünlerinde üretici köylülerin, çiftçi ailesinin alnının teri, emeğinin karşılığını alacağı bir fiyat garantisi verilmelidir.
- Dünya geneli akaryakıt fiyatlarındaki düşme gerçek anlamda pompaya yansıtılmalı ve
- köylünün kullandığı mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır.
- Tarımsal üretimde maliyeti oluşturan girdilerden ilaç ve gübre devlet tarafından karşılanmalıdır.
- Sulama suyunda kullanılan elektrik borçları faizsiz ertelenmeli ve bu konuda yapılan takibat durdurulmalıdır.
- Özel ya da devlet bankası, kredi kooperatifi fark etmez, çiftçi borçları faizsiz ertelenmelidir.
- Yem fiyatları düşürülmeli, faizsiz yem kredisi verilmeli ve köylünün elinde kalan süt (süt tozu ve peynir yapmak üzere) devlet tarafından alınmalıdır.
- Tarım arazileri ve meraların enerji ve maden şirketleri tarafından talanına son verilmelidir.
- Borçla üretim yapan köylüye 2019 yılından kalma tarım destekleme ödemeleri tamamen ve nisan ayında ödenmelidir. 2020 tarım desteklerinin kapsamı genişletilerek artırılmalı ve bu yıl içinde ödenmelidir.
- Çiftçilerin SGK’ya olan borçları ertelenmelidir.
Yoruma kapalı.