İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu saat 22.30’da Beylikdüzü’ndeki Yaşam Vadisi’nde açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Ben AK Partili hemşehrilerimin de, MHP’li hemşehrilerimin de oyunu istiyorum dedim. Bizim meydanlarımızda yuh yok, sevgi var. Onlar bizden çatışma isteyecek, kötü söz duymak isteyecek. Biz ısrarla bu milletin kavga etmesini istemeyen, bu milletin kucaklaşmasını isteyen insanlar olarak ısrarla kucaklaşacağız. Asla biz ne dedik, evet AK Partili, MHP’li, HDP’lilerin de oyunu istiyorum. Ben bütün siyasi partilere oy vermiş herkesin oyunu istiyorum, hem de yürekten. Yola çıktığımızda medya yanımızda yoktu, devletin hiçbir imkanı yanımızda yoktu. Bizim yanımızda siz vardınız, halk vardı. Bizim bu şehrin gönlü sevgiyle dolu çocukları vardı, hala var. Gençleri vardı, büyüdükçe büyüdü. Bu şehirlerin kadınları, anneleri, teyzeleri, nineleri, amcaları vardı. Biz bu seçimi milyonlarca insanın alınteriyle kazandık. Alın terinin en büyük şahidi sizlersiniz, en büyük yol arkadaşımız sizlersiniz. Kazandığımız bu seçimi 31 Mart akşamı elimizden almaya çalıştılar, emeğimizi çalmaya çalıştılar, işbirlikçisi Anadolu Ajansı’nın utanmaz yöneticileri 12 saat bilgi paylaşamadılar.
“BELKİ CANINIZ SIKKIN AMA ASLA UMUDUNUZU YİTİRMEYİN”
Belkide yüzyılın medya rezilliğini yaşattılar bize. Bizim memleketimiz için kurulan Anadolu Ajansı’nı kendi çıkarlarına kullandılar. O gece ne yaptılar? Burada belki canınız sıkkın ama umudunuzu yitirmeyin biz buradayız, asla vazgeçmeyin. O gece demokrasimize ihanet etmek isteyenler gecenin bir vakti saat 10’da alelacele ‘3 bin oyla kazandık’ diye açıklama yaptılar. Tam bir komedi. Ben olsam yerinize kahkaha atarım. Vallahi gülün, bu adamların gülünecek hali var. Sizlerin kararlılığı sandıkların başında durmanız, ıslak imzalı bütün evraklarımızın yanımızda olması her anında sizi aydınlatmamızla inancımız bir kat daha arttı. Günün sonunda 31 Mart’tan sonra akıllarındaki tüm şeytanlıkları akıllandıkları tüm şaibeli işleri kendileri kazanamayınca gerekçe olarak ürettiler. Her ürettikleri gerekçe çürüdü. Hiçbirinde gerekçe tutturamadılar. Biz o akşam bu kadar kararlı olmasaydık hani söylediler ya, sabah günün kör vaktinde 31 Mart’ın bir gün sonrasında inanın ki çıkıp ‘atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyeceklerdi, dedirtmedik.
“YÜKSEK SEÇİM KURULU’NU KINIYORUM”
Demokrasi mücadelesi verdiniz, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dediniz. İlkelerimizden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. Bu ülke demokrasi, cumhuriyet için inanın son anına kadar mücadele edecek 82 milyon vatanseverle dolu. Tam 82 milyon. 31 Mart’tan sonraki bu süreçte kendileri gerekçe tutturamayınca karar vericileri etki altına almaya çalıştılar. YSK’yı gün be gün farklı farklı itirazlarla, farklı farklı gerekçelerle etki altına almaya, tehdit etmeye başladılar. Buna boyun eğdiler. Ben YSK’yı kınıyorum. Şimdi YSK karar açıklıyor. Sandık kurullarına yapılan olağanüstü itiraza göre seçimi iptal etmiş. Aynı kurullarda geçen yıl Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçtin, aynı kurullarda referandum yaptın Anayasa değişti. O zaman Anayasa da şaibelidir, Cumhurbaşkanlığı seçimleri de.
“BÜTÜN TÜRKİYE’NİN ADALET DUYGUSU BİZİMLE BERABERDİR”
Şaibeli olduğunu düşünmüyorsanız, ki biz bizim İstanbul seçimlerinin anamın ak sütü kadar helal olduğunu biliyorum. Bu millet bizi seçmiştir. Şu anda size bir söz söyleyeceğim, Biz adalete susamış, demokrasiye inanmış Türk gençliğiyiz. Bu millete özgürlüklerine, demokrasisine kimse ama kimse engel olamaz. Bu ülkede karar vericiler, gaflet, dalalet hatta ihanet içinde olabilirler. Ama biz asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü ben biliyorum ki, bu yolu yürürken ben asla yalnız yürümeyeceğim. Ben 16 milyon İstanbullu ile yürüyeceğim. Ben artık inanıyorum ki, toplumun tamamının vicdanı bizimle. Bütün Türkiye’nin, vatanın her yerinden, 81 ilinden, doğusundan, güneydoğusundan, Doğu Anadolu, Marmara, Trakya, Akdeniz, Karadeniz kısacası bütün Türkiye’nin adalet duygusu bizimle beraber.Ben bunu biliyorum.
“YARINDAN İTİBAREN SİZİNLE HER ADIMI PAYLAŞACAĞIM”
Demokrasimizi, cumhuriyetimizi, bu şehrin dünyaya olan itibarını ayaklar altına insanlar olabilir. Biz bu milletin evlatları 82 milyon insan, bir avuç insana asla bu değerlerini yok ettirmeyeceğiz. Biz asla vazgeçemeyeceğiz. Biz süreci en sağlıklı şekilde yönetmeye kararlıyız. İstanbul’un her yerinde insanlarımız bir an için kaygı duymuş olabilirler. Bir an için umutsuz olabilirler. Sultanbeyli’den geliyorum. O mahallede gözyaşı döken genç kızlarımız, erkeklerimiz vardı. Ağlamasınlar, silsinler gözyaşlarını buradayız, hep beraber çalışacağız. Bizden kavga bekleyenler, bizden huzursuzluk umanlar, bizden bu ülke adına birtakım unsurlar üzerinden kendi emellerine dönük hareketler bekleyenleri şaşırtacağız. Yarından itibaren her adımı sizinle paylaşacağım. Yarın sabah Ankara’ya gideceğim, CHP yöneticileriyle, genel başkanımla bulaşacağım. İttifak partilerimizle konuşacağım. Herkesle konuşacağımız.
“BEN KİMSEDEN TALİMAT ALMAYACAĞIM’ DEDİĞİM İÇİN SEVMEDİLER”
Buradan tavsiyem var. Ben özellikle siyasi geçmişi, siyasi düşünceleri ne olursa olsun bütün İstanbullu dostlarımdan ellerini vicdanlarına koyup, düşünmelerini istiyorum. Lütfen bu süreçte benim hemşehrilerim demokrasi adına herkese haklılığımızı anlatsınlar. Efendim sanatçıymış, konuşamazmış, konuşacak. Efendim iş insanıymış, konuşamazmış. Konuşacak. Konuşma vakti artık. Ben niye kabul görmedim söyleyeyim mi size? Ben bir kişiden talimat almayacağım dedim, 16 milyon insandan talimat alacağım. Bana hizmet etmeyin dedim. Bana değil 16 milyon insana hizmet edeceksiniz dedim. Artık büyükşehirde israf yok dedim. 15 günde elde ettiğimiz bilgilerle, alacağımız tedbirlerle sizin haklarınızı nasıl koruyacağımızı bildiğim için israfa artık geçit yok dedim. Partilere, vakıflara, derneklere, cemaatlere yok dedim, millet var millet. İşte onun için sevmediler. Onun için istemediler.
Yoruma kapalı.