PİRHA- Eğitim- Sen İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne giderek bilimsel, anadilde, laik, demokratik, parasız ve karma eğitim talepleri yeni dönemin başladığı ilk günde yineledi.
Eğitim emekçileri 2018-2019 eğitim öğretim yılı açılırken öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekmek üzere birçok ilde açıklama yaptı.
İstanbul Sultanahmet Tramvay durağı önünde bir araya gelen eğitim emekçileri, ‘öğrencilerimizin geleceği için laik, bilimsel, anadilinde parasız ve karma eğitim istiyoruz” pankartı ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüdü.
Açıklamaya Veli-Der, Halkevleri, HDP, HDK, ÖDP ve EMEP katıldı.
Açıklamayı okuyan Zeliha Baksı, 2018-19 eğitim ve öğretim yılının öğrenciler ve öğretmenler açısından çözüm bekleyen sorunların gölgesinde başladığını belirtti. Baksı, “Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli bilimsel ve anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması için somut adımlar atılmalı, eğitimde ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir” dedi.
DİYANET’E BÜTÇE MEB’E KESİNTİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinde yaşanan kesintilere dikkat çeken Baksı sözlerine şöyle devam etti:
“MEB bütçesinden ‘kamuda tasarruf tedbirleri’ kapsamında kesintiye gidilirken; diğer taraftan söz konusu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ek bütçe talebi olduğunda isteklerin anında hayata geçirilmesi büyük bir çelişki oluşturmaktadır. 2017 yılı Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nda; 2018 yılına 6 milyar 867 milyonluk bütçe ile başlayan, diğer kurumlara aktarmalarla ödenekleri 4,3 milyara düşen ve bunun 4,2 milyarını da yedi ayda harcayan Diyanet İşleri Başkanlığı, yıl sonuna kadar harcama yapabilmek için ek bütçe talep etmiştir. MEB bütçesinden kesinti yapılması bir yana, ilk aşamada en az iki kat arttırılması ve okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılması gerekmektedir.”
“EĞİTİM KURUMLARI CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ”
Yeni dönemde de eğitimcilere yönelik saldırıların devam ettiğini söyleyen Baksı, “Eğitimde siyasal kadrolaşma uygulamalarının yukarıdan aşağıya doğru organize bir şekilde gerçekleştirilmesi, okullarda yaşanan şiddetin artması, eğitim emekçilerine yönelik çeşitli saldırı ve tehditlerin sürmesi gibi uygulamalar, tıpkı ülke genelinde olduğu gibi, okullarımızın ve üniversitelerin fiilen kışla ya da cezaevi haline getirilmesine neden olmuştur” dedi.
“BİLİMSEL, LAİK, ANADİLDE EĞİTİM”
Eğitimde artık somut adımların atılması gerektiğinin altını çizen Baksı sözlerine şöyle devam etti:
“Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması için somut adımlar atılmalı, eğitimde ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir. Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, karma, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelemizi arttırarak sürdüreceğimiz bilinmelidir.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.