Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Ankara Şubeleri, yaptıkları ortak açıklamada, 15 Ağustos’ta Antalya’da gözaltına alınan Eğitim-Sen Genel Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu ile diğer üyeleri Saim Atılgan ve Selman Karasu’ya ilişkin basın toplantısı yaptı.
Ortak açıklamayı okuyan Eğitim Sen 2 No’lu Şube Kadın sekreteri Canan Çalağan, gözaltına alınan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.
KEYFİ VE HUKUKSUZ UYGULAMALAR
Kadınlar ve emekçiler olarak AKP iktidarı dönemi boyunca sık sık antidemokratik uygulamalarla üyelerinin hukuksuzca gözaltına alındığını belirten Çalağan, 15 Ağustos Cumartesi günü Eğitim sen Derya Yulcu ile diğer üyeleri Saim Atılgan ve Selman Karasu’nun hukuksuzca gözaltına alındıklarını hatırlattı.
Türkiye’nin uzun süreden bu yana yürütülen keyfi ve hukuksuz gözaltı uygulamalarına sahne olduğunu söyleyen Çalağan, “İktidar KHK’lerle işten atıp susturamadığı arkadaşlarımızı gözaltıyla susturabileceğini düşünmekte ve gözaltılarına her gün yenisini eklemektedir” dedi.
Çalağan şunları belirtti:
“Toplumu bütün olarak baskı altında tutarak iktidarını sürdürmeyi hedefleyen tek adam rejimi, KHK’lerle işten atıp susturamadığı arkadaşlarımızı gözaltıyla susturabileceğini düşünmekte ve gözaltılarına her gün yenisini eklemektedir. İktidar tek adam rejimini sürdürme pahasına hukuksuzluğu bir yöntem olarak kullanıp baskı rejimini arttırırken, hukuk da iktidarın yedeği gibi çalışmakta ve trajikomik fezlekelerle gözaltı uygulamalarına onay veren bir makam olmanın dışına çıkmamakta, kendi yasalarını bile çiğnemektedir.
“EĞİTİM-SEN HEDEF HALİNE GETİRİLMİŞTİR”
Pandemiyle birlikte eğitimin var olan sorunlarına yeni sorunların eklendiği bu zamanda Eğitim-Sen’in kadın sekreterinin gözaltına alınması sermayeyi öne çıkaran eğitim politikalarının da bir sonucudur. Sermayenin çıkarları göz önünde bulundurularak pandemi karşısında gerekli tedbirleri almayan iktidar bugün de milyonlarca öğrenci ve eğitim emekçisini ilgilendiren okulların açılışı ile ilgili sermayeden yana eğitim takvimini açıklamıştır. Bununla ilgili çalışma yürüten, eleştiri ve önerilerini sunan Eğitim Sen ise hedef haline getirilmiştir. KESK olarak demokratik, bilimsel, anadilde eğitim mücadelemizden geri adım atmayacağımızı bir kez daha tekrarlamak istiyoruz.
Kazanımlarımıza yönelik saldırıların arttığı bu günlerde mücadele yürüten kadınları ve kadın kurumlarını hedef alarak kadın mücadelesini durduracağını düşünen bu zihniyet bizlerin hak gaspları karşısında durmayacağını, gözaltı ve tutuklamaların bizlere geri adım attıramayacağını bilmelidir.
“AKP KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARINDA ISRARINI BİR KEZ DAHA GÖSTERMEKTEDİR”
Türkiye’nin birçok kentinde meydanlarda, mahallelerde kadınlar kazanımlarına karşı yürütülen saldırılara direniyor, örgütleniyor, tek ses haline geliyor. Eğitim-Sen Merkez kadın sekreterinin gözaltına alınmasını kadın mücadelesine dönük saldırılardan ayrı tutmuyoruz. AKP hükümeti 2011 yılında ilk imzacısı olduğunu söyleyerek övündüğü İstanbul Sözleşmesini bugün tartışmaya açarak kadın düşmanı politikalarında ısrarını bir kez daha göstermektedir. KESK yıllardır emek mücadelesi ile kadın mücadelesini bir arada yürüten bir konfederasyon olarak her dönem sistemin hedefi haline gelmiştir. Biz KESKli kadınlar mücadelenin bir bütün olduğunu emeğimize, kimliğimize sahip çıktığımızı bir kez daha belirtiyoruz. Emeğimiz, kimliğimiz, bedenimiz bizimdir. Hiçbir saldırı mücadelemizde geri adım attıramaz.
“ARKADAŞLARIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN”
Haksız hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan ve tutuklanan tüm arkadaşlarımızın mücadelesine sahip çıkıyoruz. Merkez kadın sekreterimiz ve üyelerimiz şahsında sendikamıza ve mücadelemize yönelik saldırılara asla boyun eğmeyeceğimiz bir kez daha ifade ediyor, arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.