PİRHA – 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı müfredatının açıklanması tepkileri beraberinde getirdi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan PİRHA’ya konuştu. Aydoğan, “Müfredatın şuan ki ders içeriklerinin tümünde bilimi değil dini referans alan ve bunu tek din, tek mezhep üzerinden inşa eden bir süreç yaşıyoruz. Eğitim-Sen olarak buna karşı sokaklarda olmaya, bilimsel eğitimi savunmaya devam edeceğiz” dedi.
HABERİN VİDEOSU
Açıklanan yeni eğitim müfredatına tepkiler gelmeye devam ediyor. 2012’de 4+4+4 sistemi ile yeni müfredata eklenen ‘Cihat’ kavramı ile eğitim giderek dinselleştiriliyor.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan konuya ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Müfredat meselesiyle birlikte tekrar eğitim sistemine ilişkin onlarca tartışma başladığını belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan, müfredat meselesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
“4+4+4 YASASIYLA EĞİTİM GİDEREK GERİCİLEŞTİ”
2012’de 4+4+4 yasasının hayata geçirildiğini ve bununla birlikte eğitimin giderek gericileştiğini ifade eden Aydoğan, “Özellikle 2012 Nisan ayında 4+4+4 yasasının hayata geçirilmesi ile birlikte eğitimde gericileşme, bilimi tamamen ret eden ve dini referanslara dayandırılan eğitim sistemi inşası yaşıyoruz. Aynı zamanda gerici olduğu kadar da piyasacı, devlet okullarına ayrılmayan kaynakların bütçelerin özel okullara ve sermayeye ayrıldığına da bu süreçte tanık olduk” dedi.
2012’de yaşanan tartışmalarda Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan Aydoğan, “Hatta o zamanki tartışmalarda buna ilişkin itiraz olduğunda o dönemin başbakanı Recep Tayip Erdoğan o gün de tüm sermaye gruplarına ‘Bu yasayı en çok sizler için çıkartıyoruz o yüzden buna ilişkin itirazlarınızı sonlandırın’ şeklinde açıklama yapmıştı” dedi.
“4+4+4 İLE OKULLARDA DİNİ YAPILANMALAR DAYATILDI”
2012’de 4+4+4 ile okularda dini dayatmaların olduğunu vurgulayan Feray Aydoğan, “4+4+4’ün başından bu yana çocukların yasal olarak 9 yaşından filen okul öncesinden itibaren başının ve bedeninin kapatılması, okullarımızda, kütüphaneler, laboratuvarlar yokken mescitlerin açılması, yine 2012’den bu yana M.E.B ile yapılan tüm protokollerin Diyanet İşleri Başkanlığı ve ENSAR, İHH, TURGEV, Anadolu Gençlik Derneği gibi onlarca dini yapılanmalarla yapılmasını, çocuklarımıza ilişkin dayatmaları okullarımızda yaşıyoruz” diye konuştu.
Aydoğan, konferanslar, sempozyumlar, hac, umre yarışmalarıyla onlarca etkinlik adı altında çocukların okullarda yine M.E.B eliyle ve protokolleriyle cemaatlere teslim edildiğini belirtti.
“TÜM DERSLERİN SON HALİNİ DİYANET’İN HAZIRLADIĞI KOMİSYON VERİYOR”
Müfredatın şu anki ders içeriklerinin tümünde bilimi değil dini referans alan ve bunu tek din, tek mezhep üzerinden inşa eden bir süreç yaşadıklarını ifade eden Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan, “Müfredatın tamamının dinsel referanslara yönelik bir içerik düzenlemesini görebiliyoruz. Şu an tüm derslere ilişkin son hali Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı bir komisyon belirliyor. Yani din hizmetleri komisyonu fizik dersinin de son halini veriyor, müzik dersine de son halini veriyor” dedi.
Aydoğan, “Evrim dersini Suudi Arabistan’dan sonra müfredattan çıkaran ikinci ülke olarak maalesef dünya tarihine geçmiş durumdayız” dedi.
“ÖĞRENCİLER DİN DERSİ SEÇMEYE ZORUNLU BIRAKILIYOR”
2012’den bu yana öğretmen atamalarında ilk üçün içinde din dersi öğretmenlerinin bulunduğunu kaydeden Aydoğan, şöyle konuştu:
“Şu anda liselerde seçmeli derslerle birlikte çocuklarımız, İmam Hatip Lisesi olmayanlar bile 15 saat din dersi eğitimi alıyorlar. Seçmeli adı altında alınan dersler de zorunlu hale getirilmiş durumda. Çünkü akademik derslere ilişkin branş öğretmenleri atamaları yapılmadığı için okullarımızda da bol sayıda din öğretmeni olduğu için bir mantık dersini, bir felsefe dersini seçmek istese de bizim öğrencimiz öğretmen olmadığı için yine din dersi seçmeye zorunlu bırakılıyorlar. Suudi Arabistan’ın şeriat okutulan bölümlerinde dahi maksimum 10 saate yakın din eğitimi verilirken bizim şu an orta okullarımızda ve düz liselerimizde bile 15 saat gibi bir din dersi eğitimi veriliyor.”
Milli Eğitim Bakanı’nın ve birçok AKP’li vekilin de savunduğu ‘cihat’ kavramının öğretilmesine tepki gösteren Feray Aydoğan, “Cihat, bir ibadet olarak gösterilmiş durumda ve ‘cihat’ın Türk dil kurumundaki birçok sözlük ve birçok kaynağa baktığımızda din uğruna yapılan savaş şeklindeki tanımı çok açık olmasına rağmen hala bu tanımı esnekleştiren bir ifade ve dil dayatılıyor” dedi.
“BU MÜFREDATIN KALIPLARINI KABUL ETMİYORUZ”
Bundan önce de Eğitim-Sen’in “Çocukları karanlığa teslim etmeyeceğiz” diye birçok eylem yaptığını söyleyen Aydoğan, “Önümüzdeki dönemde bu müfredatın kalıplarını kabul etmiyoruz” diyerek okul öncesinden başlayıp eylemler yapacağız. Aydoğan, tüm Eğitim-Senli öğretmenler olarak bilimi, sanatı, felsefeyi, sporu yani çocuklarımızın kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir müfredatı fiilen okullarımızda, derslerimizde ve iş yerlerimizde hayata geçirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM”
15 Temmuz sürecinde okulların ve eğitim sisteminin cemaatlere teslim edilmesinin ne kadar büyük acı sonuçlar doğurduğunu gördüklerini kaydeden Feray Aydoğan, “Şu an farklı farklı cemaatler adı altında bu süreç bizzat Milli Eğitim Bakanlığı eliyle devam ettiriliyor. Yine son çıkan yasa ve yönetmelikte kamu arazilerinin kamu kaynaklarının ve bütçelerinin 49 yıllığına bedelsiz Diyanet oluru ile EMSAR, İHH, TURGEV, Anadolu Gençlik Derneği’ne hibe edilmesi süreci de önümüzdeki dönem için çok tehlikeli bir süreçtir” dedi.
Eğitim-Senlilerin bilimsel eğitimi savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan, iş yerlerinde, sokaklarda velilerle birlikte tüm bu sürece ilişkin mücadeleyi hep birlikte öreceklerini belirterek, mücadele çağrısında bulundu.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.