PİRHA – Eğitim Sen, “2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” raporunu açıkladı. “Eğitime ayrılan kamusal kaynaklar azalıyor” denilen raporda özel okul sahiplerinin günümüzde daha fazla desteklendiğine dikkat çekildi. Açıklamalarda Alevi imam hatip lisesinin getireceği tehlikelerin de altı çizildi.
Haberin videosu
Eğitim Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında eğitimin mevcut durumu tüm detayları ile ortaya konuldu. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim mücadelemiz sürecektir” diyerek nasıl bir eğitim öğretim süreciyle karşı karşıya gelindiğini şu cümlelerle açıkladı:
“EĞİTİME AYRILAN KAMUSAL KAYNAKLAR AZALIYOR”
“Tüm bu karanlık tabloya rağmen kamusal, bilimsel eğitimi kazanma mücadelesine devam ediyoruz. Fakat öğrencilerin gençliği çalınmaya devam ediyor. Kamusal eğitim her geçen gün yok oluyor. ‘Paran kadar eğitim’ durumu artıyor. Kamu okullarına, yurtlarına ayrılmayan eğitim bütçe kaynaklarının eğitim yatırımları yerine özel okullara çeşitli adlar altında transfer edilmesi ülkenin tüm yurttaşlarının vergilerinin, emeğinin kamu yararına aykırı bir şeklide kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca devletin asli sorumluluğu olan kamusal eğitim hakkının en temel ilkelerinden birisi eğitimin herkes için eşit koşullarda ulaşılabilir olmasının sağlanmasıdır. Anadilinde eğitim sorunu devam ediyor. Öğretmenler kölelik düzeyinde çalıştırılıyor.
“ZORUNLU OKUL İHTİYAÇLARI CEP YAKIYOR”
Yüzde 40 oranında zam söz konusu. Her geçen yıl istikrarlı bir şekilde artan eğitim harcamaları, giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir. Herkese eşit ve parasız eğitim ilkesi ve kamusal eğitim anlayışı terk edilerek benimsenen piyasacı eğitim politikaları, eğitim hizmetinin bedelinin hizmetten yararlananlar tarafından ödenmesini, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedefleyerek toplumdaki sınıf farklılıklarını daha da belirgin hale getirmektedir.”
“ÖĞRENCİLER UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK KULLANILIYOR”
Feray Aytekin Aydoğan, mesleki ve teknik lise öğrencilerinin durumlarına da dikkat çekerek, “Bu okullardaki öğrenciler ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Öğrenciler 4 gün organize sanayi bölgelerinde çalıştırılıp sadece 1 gün okula gidiyorlar. Çocuk işçiliğini yasalaştırıp suç işliyorlar. Hükümet yetkilileri kendi çocukları için bu uygulamaları kabul ediyorlar mı? Çocuk hakkı ihlali olan bu uygulamaya son verilmelidir” dedi.
“EĞİTİMDE DİNİ KUŞATMA SÜRMEKTE”
Aydoğan, MEB’in, çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak protokoller imzaladığına da değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okullara her türlü ibadethaneyi açacağız demişlerdi. Biz o zamanda da okulların kamusal alan olduğunu ve hiçbir ibadethanenin okullarda bulunamayacağını söylemiştik. Laboratuvarların, kütüphanelerin, spor salonlarının olmadığını her okulda mescit dayatıyorlar. Aileleri farklı inançlara sahip öğrencilerimiz bu mağduriyeti, ötekileştirmeyi bir insan hakkı ihlali olarak yaşamaya devam ediyor. Alevi imam hatip lisesi de varolan müfredattan bağımsız olmayacaktır. Orada da tamamen tek tipçiliği dayatan, farklı inanç ve kimlikleri yok sayan bir müfredat hayata geçirilecektir. Kesinlikle karşı olduğumuz bir uygulamadır.”
“DİNİ VAKIFLARLA YAPILAN PROTOKOLLER SONLANDIRILMALIDIR”
Eğitim Sen olarak MEB’e 10 temel uyarıda bulunduklarını söyleyen Aydoğan, sözlerini şu cümlelerle noktaladı:
-Tüm öğrencilerimizin eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz eğitimden yararlanmasını sağlayacak bütçe planlaması yapmak MEB ve siyasi iktidarın sorumluluğudur.
-Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimizi çırak olmaya özendiren politikalardan vazgeçilmelidir.
-Yargı kararları uygulanmalı; Diyanet, dini vakıf ve dernekler ile yapılan protokoller sonlandırılmalıdır.
-Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ nün ‘özerk’ yapısına son verilmelidir.
-Anadolu liselerinde ikili eğitimden kaynaklı oluşabilecek güvenlik, sağlık, beslenme gibi sorunlara yönelik MEB önlem ve çözümler üretmelidir.
-2019-2020 eğitim öğretim yılında LGS sınavına girecek 1. 800 000 öğrencinin mağduriyet yaşamaması için gereken önlemler alınmalıdır.
-Proje okulları uygulaması sonlandırılmalıdır.
-Sözleşmeli, ücretli, güvencesiz çalışma biçimlerine; mülakat uygulamalarına son verilmelidir. Öğretmen açığı kadar atama acilen yapılmalıdır.
-Öğretmenlerin statüsü, çalışma koşulları, hakları, işe alım ve istihdam biçimine kadar her konuda öğretmenlerin söz ve karar hakkı gözetilmelidir.
-Hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız hala MEB çalışanıdır. MEB eğitim emekçilerine sahip çıkmalı, yaşanılan mağduriyetlere ilişkin sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir.
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.