PİRHA – Eğitim-Sen 2 Nolu Şubesi, KHK ile ihraçlara karşı yaptıkları eylemin 105. haftasında OHAL komisyonunun hukuki niteliğinin tartışmalı olduğu belirtilerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlalidir ve suçtur” denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) binlerce kamu çalışanın ihraç edilmesini ve açığa alınmasını protesto ettiği oturma eyleminin 105. haftasında basın açıklaması yaptı.
105. Haftada devam eden eylemde yapılan açıklamayı Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç okudu. Kılıç, 32 ay 15 gündür hiç bir yasal süreç işletilmeden işlerinin ellerinden alındığını belirtti.
“55 BİN 714 BAŞVURUYA RET”
OHAL İnceleme Komisyonu’nun 3 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla komisyona yapılan 126 bin 120 başvurudan 5 bin 250’si kabul ettiğini, 65 bin 156’sı ret olmak üzere toplam 70 bin 406 başvurunun karara bağlandığını kaydeden Kılıç, 55 bin 714 başvurunun incelenmesine devam edildiğini kaydetti.
İktidara çağrıda bulunan Hasan Ali Kılıç, “Siyasal iktidar uluslararası sözleşmelere, anayasamıza ve yasalarımıza uymak ve bu hükümler çerçevesinde görevlerini yürütmek zorundadır” dedi.
“İHRAÇ EDİLENLER YAPILAN İHBARLARDAN HABERSİZ”
Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Komisyon oluşum şekli, yetkisi ve aldığı kararlar itibariyle AİHS, Avrupa Sosyal Şartına, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesine, ILO sözleşmelerine açıkça aykırıdır. Nitekim Avrupa Konseyi yetkilileri yakın zamanda benzer uyarılarda bulunmuş, gidişatın devam etmesi halinde etkili iç hukuk mekanizması olarak kabul edilmeyeceğine dair ihtarda bulunduklarına dair basında haberler yer almıştır.
Komisyon “iltisaklı” olmayı keyfi ve iktidarın kadrolaşma hedeflerine uygun şekilde, istihbarat örgütlerinden, kurum yetkililerinden, yereldeki iktidar partisi yöneticilerinden gelen bilgiye, asılsız ihbarlara göre yorumlamakta, buna göre kararlar vermektedir. “İltisak” kavramı idari ve ceza hukukumuzda olmayan bir kavramdır. Masumiyet karinesine ve lekelenmeme hakkına aykırıdır. Hele hele de kişinin kendisini savunma araçlarının olmadığı, şeffaf ve adil bir yargılanma sürecinin işlemediği bir mekanizma tarafından iddia edilmesi hukuki bir faciadır.
İhraç edilenler kendileri hakkında yapılan asılsız ihbarlar, istihbarat bilgileri ve “kurum kanaatinden” de bihaber durumdadırlar. Siyasi iktidarın ihbarcılığı teşvik etmesi ve ihbarlara itibar etmesi nedeniyle işyerlerinde kimsenin kimseye güvenmediği, sürekli bir gerginlik halinin yaşandığı, çoğu kurum idarecilerinin çalışanları adım adım takip ederek bir açığını yakalayıp bunun üzerinden görevde yükselmeye çalıştığı korkunç bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu durum çalışma barışını ortadan kaldırmıştır ve sürdürülebilir değildir.”
“OHAL KOMİSYONU LAĞVEDİLMELİ”
“OHAL komisyonunun kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesi hukuksuzdur” diyen Kılıç, OHAL komisyonun hukuki niteliğinin tartışmalı olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlali ve suç olduğu vurgulandı.
OHAL komisyonunun derhal lağvedilmesi gerektiği çağrısında bulunan Hasan Ali Kılıç, haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmesi gerektiğini kaydetti.
Kılıç, mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.