Alevi Haber Ajansi

Dünya basınından Türkiye: Hükümet kendi çıkarları için Taliban’ı tanımaya hazır

PİRHA – 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde de Ortadoğu’da devam eden savaş iklimi dünya gündemindeydi. Teksas basınında, Afganistan’dan ABD’nin çekilmesi ile Çin, Türkiye ve Rusya’nın tutumları ve diplomatik gelişmeler yorumlandı. Kültür ve sanat haberleri yapan The News Art ise Osman Kavala’nın tutukluluğunu haberleştirdi.

War on the rocks sitesinde çıkan yazı, Türkiye’nin NATO ve ABD ile ilişkisini gergin ve muhalif olarak değerlendirdi. Haberin ilk paragrafı şu şekilde:

“Eski bir atasözü der ki “Düşmanımın düşmanı, dostumdur.” Ancak Taliban güçlerinin Afganistan‘ın büyük bölümünün kontrolünü Eşref Gani hükumetinin elinden alması, ABD ile ilişkileri genellikle endişe verici, sık sık da muhalif üç ülke için işleri zorlaştırabilir. Muhtemelen Pekin, Ankara ve Moskova liderleri ABD -ve NATO- destekli rejimin parçalanmasına göz yaşı dökmezler. ABD’nin yirmi yıllık Afganistan’da ABD’ye ve Batı’ya sempati duyan rejim yaratma misyonuna dair her türlü umutlarını da yitirdiler.

Ama Taliban’ın yükselişi her biri kendini bölgesel güç simsarları olarak gören Çin, Türkiye ve Rusya liderleri için kendi bölgelerinde de zorluklar yaratacak.

 Yazının devamında tek tek söz konusu ülkeler değerlendirilirken Türkiye için ise şu yorumlar yapıldı:

“Türkiye hükumeti kendi çıkarları için hızla Afganistan’daki değişen olaylara uyum sağladı. Taliban’ı tanımaya ve Kabil’in yeni lideri ile ilişki kurmaya hazır.”

Makalenin Türkiye ile ilgili bölümünün geri kalanı ise şöyle:

“Türkiye‘nin Washington ile angajmanı, Türk ordusunun on yıldan fazla bir süredir askerlerinin bulunduğu Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı‘nda muharebe dışı bir mevcudiyetini sürdürme talebi etrafında dönüyordu.
Bu askerler, ülkedeki tek uluslararası havaalanındaki uçuş operasyonlarını denetlemek de dahil olmak üzere, ABD’nin geri çekilmesinden sonra Afgan hükümetinin havaalanını yönetmesine yardımcı olacaktı.

Bu müzakerelerin başlangıcında, Türk hükümeti, misyonunu kalkındırmaya çalışmak için NATO ve ABD’den mali tazminat talep etti. Onu dış saldırılara karşı korumak için bir Amerikan muharebe kuvvetleri birliğinin üssünde kalmasını talep etti. NATO yetkilileriyle yapılan görüşmelere göre, Ankara ayrıca bir Avrupa mevcudiyeti talep etmiş ve hem Macaristan hem de Gürcistan‘a kuvvet konuşlandırmak için yaklaşmıştı.

Ankara ayrıca, havalimanı operasyonlarını devralma anlaşmasını tamamlamadan önce iki müttefiki Katar ve Pakistan ile birlikte çalışarak grubun desteğini kazanmak için Taliban ile müzakere etmeye çalıştı. Türkiye’nin Kabil’in düşmesinden önce Taliban ile ilişkisi, Ankara’nın Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesinin ardından aldığı politika kararlarının habercisiydi. Kabil’in düşmesinden bu yana, çekilmenin tamamlanmasının ardından havalimanını işletmek için Türk-NATO anlaşması çöktü. Ancak Ankara, Taliban liderliği Ankara ile çalışmakla ilgilendiğini ifade ederse, havaalanını işletmeyi ve teknik destek sağlamayı teklif ederek Taliban’a benzer bir anlaşma önerdi. Taliban, Ankara’nın üsteki askerleri tutma teklifini geri çevirdi ve Türk kuvvetleri 25 Ağustos‘ta çekilmeye başladı. Geri çekilmeye rağmen, Türk liderliği ülkede sivil bir varlığın sürdürülmesi konusundaki çıkarlarını korudu ve Taliban’ın uluslararası destekle havaalanında varlığını sürdürme konusunda Türkiye ile müzakerelere devam ediyor.”

Voice of America ise “Türk Yetkililer Göçmen Merkezlerinin Afgan Mültecilerle Dolu Olduğunu Söyledi” başlıklı haberi yayınladı. Yazıda, mültecilerin Türkiye’ye giriş hikayesine de yer verilirken, “Türk yetkililer de sınır dışı edilmelerinin haftalar veya aylar sürebileceğini söyleyerek, bundan sonra ne olacağını görmek için bekliyorlar. Türkiye’nin şu anda tamamı Afgan mültecilerle dolu 25 sınır dışı merkezi var ve sekiz tane daha inşa etmeyi planlıyor.” bilgisine yer verildi.

Van İl Mülteci Bürosu genel müdürü Cuma Omurca ile yapılan konuşmadan bölümler sunan haber, “İnsan hakları sorunları nedeniyle onları geri gönderemiyoruz” diyor. Ancak işler yolunda giderse normal sınır dışı etmeye devam edeceğiz” dedi.

The Guardian ise “Kıbrıs, Suriye elektrik santralinden Akdeniz petrol sızıntısına hazırlanıyor” başlığını attı. Gazete Kıbrıs’ı kuzeyinin Türk işgali altında olarak niteledi. “Türk işgali altındaki kuzey Kıbrıs’taki yetkililer, kıyı şeridine 20.000 ton petrolün yaklaştığını söylüyor” yazdı.

Ayrıca haber içeriğinde yer alan bilgiye göre Kuzey Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Cemaliye Özverel Ekinci yerel TAK haber ajansına verdiği demeçte, “Deniz ekosistemi için tam bir felaket” dedi. Devamında da Ekinci, “Bu sorun sadece Kuzey Kıbrıs’ı ilgilendiren bir sorun değil, Güney ile birlikte hareket etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

The Guardian’ın aktarımına göre, Suriye Elektrik Bakanı pazartesi günü hükümet yanlısı Al-Watan gazetesine sızıntının boyutunun iki ila dört ton arasında olduğunu söyledi. Bunun nedenini araştırmak için bir komisyon oluşturulduğunu da sözlerine ekledi.

Kuzeydeki derin dalış merkezinin başkanı Erol Adalier, petrol birikintisinin adanın kuzeydoğu Karpaz yarımadasına – kumlu plajlar ve yemyeşil tepelerden oluşan vahşi bir bölge – yaklaştığını söyledi.

Bloomberg ise “Türkiye Virüs Daralmasından Rekor Büyüme İle Geri Dönmeye Hazır” başlıklı haberine yer verdi. Haberin içeriğinde “BBVA Araştırma Büyük Veri Analizi başkanı Alvaro Ortiz, Türkiye’nin “sorunu büyüme değil, enflasyon” dedi. Hükümetin 2020’deki büyüme baskısı, para biriminin %20 oranında zayıfladığını ve tüketici enflasyonunun çift haneli olmasını sağladı. Bu yılki veriler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha düşük faiz oranları çağrıları sırasında fiyat istikrarını sağlamaya çalışırken Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcioğlu’nun karşılaştığı zorlukları ortaya koyuyor.” değerlendirmeleri yer aldı.

Times Now News gazetesi de “Türkiye’nin çevresel başarısızlığı” başlığı ile Türkiye’de Ağustos ayı boyunca yaşanan yangınlar incelendi. Türkiye Orman Bakanlığı’nın bu yıl bütçesinden yangınla mücadele için 193 milyon lira ayırdığı bilgisi verildi. Bu tutarın, bugünün döviz kurunda kabaca 22 milyon dolara denk geldiği paylaşıldı.

The Art Newspaper ise gündemine Osman Kavala’nın tutukluluğunu aldı. Yazı “Türkiyeli kültür aktivisti ve işadamı Osman Kavala, insan hakları örgütü Uluslararası Af Örgütü’nün “saçma” olarak nitelendirdiği bir davadan yaklaşık dört yıl hüküm giymesinin ardından Türkiye’de tutuklu bulunuyor.” şeklinde içeriğine başladı.

Yazının bir kısmı şu şekilde:

“Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Kavala, Ekim 2017’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. Gaziantep kentinden dönüyordu ve burada Almanya’nın kültürel sosyal yardım kuruluşu olan Goethe Enstitüsü personeli ile bir projeyi tartışıyordu. Hükümet yanlısı gazeteler, Kavala’yı terör örgütlerini finanse etmek ve Türk ordusunun bir bölümünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmeye çalıştığı Temmuz 2016’da darbe girişimini destekleyen bir suç örgütünü yönetmekle suçluyor.

Kavala’nın avukatları yaptığı açıklamada, Kavala’nın 1400 gündür tutuklu olduğunu söylüyor. Bu süre zarfında, üç ayrı suçlamayla yargılandı; ilk ikisi, 2013’te İstanbul Gezi Parkı’ndaki hükümet karşıtı protestoların organizatörü ve finansörü olmakla ilgiliydi. Kavala, Şubat 2020’de bu suçlamalardan beraat etti, ancak daha sonra “casusluk” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve onu 2016’daki başarısız darbe girişimiyle ilişkilendirildi.”

(HABER MERKEZİ)

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak