PİRHA- Dr. Zeynep Ardıç, şu anki sürecin ‘negatif barış ’ekseninde ilerlediğini söyleyerek, barışın kalıcı olması için bunun ‘pozitif barış’ aşamasına taşınması gerektiğini vurguladı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nin kongresini toplayarak silah bırakma ve kendini feshetme kararı alması, Türkiye’de yıllardır süregelen çatışma ortamının sona erebileceğine dair güçlü bir umut yarattı. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu gelişme, yeni bir barış sürecinin kapılarını aralarken, sürecin nasıl şekilleneceğine dair tartışmalar da hız kazandı.
Barış süreci üzerine PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Dr. Zeynep Ardıç sürecin mevcut yapısıyla “negatif barış” aşamasında ilerlediğini belirtti. Ardıç’a göre, silah bırakma kararı önemli bir eşik olmakla birlikte, kalıcı ve kapsayıcı bir barışın inşası için demokratikleşme, hukukun üstünlüğü ve toplumsal bütünleşmeyi içeren daha katılımcı bir yaklaşım şart.
“DEMOKRASİ, BARIŞIN TEMEL YAPI TAŞIDIR”
Barışın yalnızca çatışmasızlık durumu olmadığının altını çizen Zeynep Ardıç, “Mevcut süreçte çatışma halinin sona erdirilmesi, örgütün silah bırakması ve kendini tasfiye etmesi üzerine yoğunlaşıldığını görüyoruz. Bu anlamda, dar kapsamı içinde bakıldığında süreç belli ölçüde başarılı görünebilir. Ancak barış yalnızca çatışmasızlık durumu değildir. Pozitif barış, çatışmayı doğuran yapısal nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması, eşit yurttaşlık ve birlikte yaşama kültürünün inşası bu sürecin temel taşlarıdır” diye konuştu.
“SÜREÇ KATILIMCI BİR ŞEKİLDE İLERLEMELİ”
Sürecin bundan sonraki aşamaları için de önemli uyarılarda bulunan Ardıç, DDR (Silahsızlanma, Tasfiye ve Yeniden Entegrasyon) sürecine dikkat çekerek, “Silah bırakmakla bitmiyor. Bu, hem bireyler hem de toplum açısından uzun ve hassas bir süreç” dedi.
Dr. Zeynep Ardıç, sürecin katılımcı bir şekilde yürütülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Kararların yalnızca dar bir aktör grubu tarafından değil, ilgili tüm paydaşların görüş ve katkılarıyla alınması gerekir. Bu konuda eleştirisi, talebi, beklentisi olan herkesin görüşlerini özgürce ifade edebileceği bir zemin inşa edilmelidir. Ancak bu şekilde negatif barıştan pozitif barışa geçilebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.