PİRHA – İlkbahar aylarında işe koyulan domates üreticileri sonbaharda topladıkları ürünlerin para etmemesinden dert yanıyorlar. Yıllardır tarlasında domates üreticiliği yapan 71 yaşındaki İlyas Köse, “Bu hükümetten zere kadar memnun değilim, çünkü çiftçiyi batırdı. Çiftçiyi, besiciyi yedi kat yerin dibine götürdü” dedi. Bulgaristan’dan 90 ton saman getirilmesine tepki gösteren Köse, “Tarlalarımız bom boş duruyor. Mazotun pahalılığından dolayı ekip biçemiyoruz” diye konuştu.
HABERİN VİDEOSU
Tokat’ta geçmiş yıllarda üretilen domatesler 54 il’e salçası ise 4 ülkeye ihraç ediliyordu. 2017’de ise Tokat Ziraat Odası’ndan yapılan açıklamada Tokat bölgesinde çiftçi kayıt belgelerine göre yüzde 30 oranında domates ekim sahasının azaldığına dikkat çekilmişti.
Mayıs ayının 15’nde bahçeleri çapalamakla işe başlayan üreticiler, o zamandan bu zamana kadar çocuk gibi baktıkları ürünleri para etmeyince emeklerinin boşa gittiğinden dert yanıyorlar.
Tokat’ta yaşayan ve yıllardır domates üreticiliği yapan Söke ailesine PİRHA mikrofonunu uzattık.
71 yaşına rağmen kızgın güneşin altında domates toplayan İlyas Köse, yıllardır tarlalara domates ekerek hayatını geçindirdiğini söyledi.
Mayıs’ın 15’nde tarlayı ekmeye başladıklarını söyleyen Köse, “O zamandan bu zamana kadar çocuk gibi büyütüyoruz. Bunun gübresini, suyunu veriyoruz. Çapalıyoruz, ilacını veriyoruz” dedi.
Sabahın 6’sında kalkıp tarlanın yolunu tutuğunu belirten Köse, “Çiftçinin saati yok. Bazen kahvaltı bile yapmıyoruz. Bütün bir aile buraya bakıyoruz. Çiftçinin sadece tarlası var başka nereden geliri var. Sadece bunu gözlüyoruz. Ekmeğimiz, suyumuz, elektriğimiz, çayımız neyimiz varsa bunu gözlüyoruz. Ancak bu yıl elimizi ufaladık.”
“BU YIL FİDE VE GÜBRE PARASINI DAHİ ÇIKARAMADIK”
Bir zamanlar ürünlerin para ettiğini ancak bu yıl ektiği mahsulün fide ve gübre parasını dahi çıkaramadığını belirten Söke, mazot ve gübre fiyatlarından dert yanarak şunları söyledi:
“Şimdi her şey pahalılandı. Mazot pahalı, Gübre 85 lira. Şu tarlanın dönümünü 100 liraya sürüyorlar. Fidenin tanesi 500 kuruş. Para kazan hadi… Yetiştirdiğimiz domatesleri ise 400-500 liraya satıyoruz. Peki bu kış ne yiyeceğiz.”
HÜKÜMETTEN DESTEK YOK
“Hükmet destek veriyor mu?” diye sorduğumuzda ise hükumetten ‘çiftçiye destek yok’ diyerek şunları söylüyor Köse:
“Hükmet destek vermiyor. Bu yıl ürünler çok ucuz. Geçen sene 80 kuruş ile 1 liraydı. Bu sene 400-500 kuruş. O da bin bir tanesi anca geliyor almaya. Yani hükümetten çiftçiye destek yok. Artık niye vermiyorlar onu ben bilmiyorum. Her şeye veriyorlar ama çiftçiye destek vermiyorlar. Devletin emeğimizin karşılığını vermesi lazım. Yoksa çiftçi çöker. Bu hükumetten zerre kadar memnun değilim, Çünkü çiftçiyi batırdı. Çiftçiyi, besiciyi yedi kat yerin dibine soktu.”
“BULGARİSTAN’DAN SAMAN GELİYOR, MAZOT PAHALI TARLAMIZI EKEMİYORUZ
Öte yandan Bulgaristan’dan samanın ithal edilmesine de tepki gösteren Köse, “Bulgaristan’dan 90 bin ton saman getiriyor, sanki Türkiye’de ekecek tarlamız yok mu.Tarlalarımız bom boş duruyor. Mazotun pahalılığından dolayı ekip biçemiyoruz. Oradan alıyor 150 liraya bize satıyor 500 liraya” diye konuştu.
“ÜRÜNLER PARA ETMEYİNCE GÖÇ ETTİK”
İstanbul’dan Tokat’a tatile gelen Yeter Çetin de tarlaya ablasına yardıma gelmiş. Yıllarca Tokat’ta domates üreticili yapan Çetin, verim alamadıkları ve pahalılıktan dolayı İstanbul’a göç etmek zorunda kalmış. Yeter Çetin, “Bu işi yapmayı seviyorum. Verim alamadığımız için İstanbul’a göç etmek zorunda kaldık. Ürünlerimiz para etmedi, mazot fiyatları yükselince ekip biçmeyince göç ettik. Tekrar üretim olursa dönebiliriz” dedi.
Çetin, İç çekerek önceden kendi tarlasını ektiğini ancak şimdi ablasının tarlasına yardıma geldiğini söyledi.
“İYİ HÜKUMET OLMADIĞI İÇİN BİZ BU DURUMDAYIZ”
Sadık Şirin ise domates ve pancar üreticisi. “Başımızda iyi bir hükumet ve devlet olmadığı için bizler bu durumdayız” diyerek maliyetin pahallılığından dert yanıyor.
Şirin, “Bu domatesin kilosunun maliyeti bize 600 liraya geliyor. Ama biz domatesi 500 kuruşa veriyoruz. Bırak kazanmayı zararına satıyoruz. Akşama kadar topladığımız 50 kasa domates 500 lira yapıyor. Bu tarlada 5 kişi çalışıyor. 250 bin lira işçi parası dersen ki 50 liraya artık kimse çalışmıyor. 250 lira da bu tarlanın masraflarını karşılamıyor. Yani boşa çalışıyoruz.”
Atatürk’ün ‘köylü milletin efendisidir’ sözünü hatırlatan Şirin, “Bu hükumet döneminde köylü milletin efendisi değil kölesi oldu” vurgusunda bulundu. Şirin, son olarak hükumetten memnun olmadığını da dile getirdi.
GÜNEŞ DOĞMADAN BAŞLIYOR İŞE
Makbule Köse de güneşin altında çalışmanın hem zor hem de yorucu olduğunu söylüyor. Sabahın erken saatlerinde evden çıkan Köse, “40, 50 senedir evliyim geldiğimden beri tarlada çalışıyorum” dedi. Bütün günlerinin toprakla geçtiğini belirten Köse, “Güneş doğmadan geliyoruz, kasaları bitirince gidiyoruz. Eve gidince de yemek, bulaşık gibi işlerle uğraşıyorum. Salça yapıyorum. Ve tarlada çalışmamın yani emeğimin karşılığını da alamıyorum” diye konuştu.
Semra ACAR – Sevim KAHRAMAN / TOKAT
Yoruma kapalı.