PİRHA – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinden 9 ve 12 yaşındaki kız ve erkek çocukların evlenebileceğini açıklamasına tepki gösteren Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Aydın Deniz, “Pedofili ve tecavüzcüleri meşrulaştırma girişimi bile insanlık suçudur” dedi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Aydın Deniz, Gazete Peyik’te bu haftaki yazısında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, web sitesinde buluğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olduğunu belirtmesine, buluğ çağına girmiş olanların dinen nikahlanabileceğini açıklamasına tepki gösterdi.
Aydın Deniz yazısında, Diyanet’in evliliğin kişiyi zinadan koruduğunu ve insan neslinin devamını sağladığını savunduğunu belirtiği yazısında Diyanetin resmi web sitesinde nikahı tanımlayan şu açıklamasını hatırlattı:
“Kişinin gayri meşru ilişkiye girme tehlikesi bulunması halinde evlenmesi vaciptir’ diyen Diyanet, “Nikâhın, iki şahit huzurunda tarafların irade beyanında bulunmak suretiyle akdedilmesi gerekir. Buluğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın kendisinin nikâhlanabilmesi mümkün olmakla birlikte, velisinin de bulunması menduptur (yapılması daha iyi olan).”
Deniz, Diyanet’in bu açıklamasına çok sert tepki göstererek, “Böyle bir açıklamaya karşı çok şeyler yazmak istiyor insan ama insani duyguları yazıya dökememek gibi durumla karşı karşıya kalmakta can sıkıcıymış. Bir kız babası olmak ve böyle bir zihniyetin meşrulaştırma çabasına şahit olmak bile insanı çileden çıkartmaya yeterli. Pedofili ve tecavüzcüleri meşrulaştırma girişimi bile insanlık suçudur” diye yazdı.
“LAİK BİR DEVLETTE İMAM HATİPLER VE OKUL İÇİ MESCİTLER OLMAZ”
“Vergilerimi Diyanet’e helal etmiyorum” diyen Deniz şunları ifade etti:
“20 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılmasını isteyen Alevi kurumlarının hassasiyetlerini görmezden gelenler bu gündemle ilgili en küçük bir açıklama bile yapmamışlardır. Laik bir düzende devletin din kurumu olamaz. Laik bir devlette İmam Hatip Liseleri, okul içinde Mescitler ve zorunlu din dersleri olamaz. Bu ülkenin anayasasında her ne kadar laik ve hukuk devleti tanımı olsa da maalesef ki ne laik olmuş ne de hukuk işlemiştir. Laikliğin uygulanmadığı bir düzende böyle açıklamaların devletin resmi kurumları üzerinden yapılmasına kimse şaşırmasın. Bugüne kadar Türkiye laiktir laik kalacak sloganıyla oyalanmış bir toplum olarak ülkenin şartlarına göre uygulanan laikliğin yeniden tanımlanmasına ve uygulanmasına ihtiyaç vardır. Laikliğin gerçek anlamda uygulanması hem inançların özgürlüğü ve eşitliğini sağlayacak hem de siyasal iktidarın devlet kurumu aracılığıyla inançsal emirleri vermesinin önüne geçilecektir.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.