Alevi Haber Ajansi

Divriğililer altın madenine karşı yürüdü: Siyanürlü altın istemiyoruz-VİDEO

PİRHA-Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde yöre halkının tüm tepkilerine rağmen altın arama sondaj çalışmaları protesto edildi. Divriği Kültür Derneği, Mursal’da bulunan altın madenine karşı düzenlediği yürüyüş ve basın açıklamasıyla madene olan tepkilerini bir daha haykırdı.

Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde yöre halkının tüm tepkilerine rağmen 3 Eylül’de altın arama sondaj çalışmaları başlatıldı.

Divriği Kültür Derneği, bugün Mursal’da bulunan altın madenine karşı düzenlediği yürüyüş ve basın açıklamasıyla madene olan tepkilerini bir kez daha haykırdı.

Divriği Kültür Derneği’nin öncülük ettiği yürüyüşe ve basın açıklamasına birçok çevre ve yöre derneği, siyasi parti temsilcileri, Demokratik Alevi Derneği Eyüp Şubesi’nden Hüseyin Özcan ve Divriğililer destek verdi.

“Toprağıma, suyuma, sağlığıma, Divriği’ye dokunma” pankartı açıldığı eylemde “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine”, “Divriği’nin üstü altından değerlidir”, “Diren Divriği”, “Doğa bize muhtaç değil biz doğaya muhtacız”, “Toprağıma, taşıma, yaşam hakkıma dokunma”, “Diren Mursal”, “Mursal’da dokunma”, “Ölümün gölgesinde özgür yaşanmaz”, “Divriği’de doğa ve tarih katliamına hayır”, “Toprağına, suyuna, memleketine sahip çık”, “Dost dost diye nicesine sarıldım benim sadık yarim kara topraktır”, “Doğa gençlere kuvvet, yaşlılara hikmet verir”, “Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz” yazılı dövizler taşındı.

Sık sık “Siyanür kanserdir siyanüre hayır”, “Toprağıma, suyuma Divriği’ye dokunma”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Direnen direnen kazanacağız”, “Siyanür ölümdür yaşamı savun”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Siyanürlü altın istemiyoruz”, “Diren Divriği bu halk seninle”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.

İlçe meydanından yürüyüşe başlayan Divriğililer çarşıdan geçerken alkışlar ve ıslıklarla karşılandı.

İlçe merkezinden Divriği’nin girişindeki hastaneye kadar yürüyüş yapıldı. Hastane girişinde araçlarla Mursal köyüne giden Divriğililer burada pankart ve dövizlerini yeniden açarak sloganlarına devam ettiler. Mursal Köyü’nün girişinden Ozan Ali Kızıltuğ’un mezarına kadar sloganlar ve alkışlar eşliğinde yürüyen kitle basın açıklamasını burada gerçekleştirdi.

BÖLGE DİVRİĞİ’NİN YAŞAM KAYNAĞI

Burada tüm katılımcılar adına basın metnini Mursal Köyü’nü temsilen Aşur Eylen okudu.

Divriği’nin binlerce yıllık geçmişe sahip bir medeniyetler mirası olduğuna vurgu yapan Eylen, Divriği’nin bağrındaki tüm demir cevherini ülkeye sunduğunu belirtti.

Divriği’nin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Eylen, madenin yapılmak istendiği bölgenin Divriği’nin su kaynağı olan bir bölge olduğunu, Divriği’nin içme ve tarımsal sulama suyunun bu bölgedeki barajdan sağlandığını ifade etti. Bölgede tarımsal üretim ve hayvancılığın yapıldığını söyleyen Eylen, “Divriği’nin yaşam kaynağıdır, can damarıdır. Bu faaliyet ilçemize ve bölgeye telafisi mümkün olmayan acılar yaşatacaktır. Bu acının tüm ülke tarafından hissedilmesini, feryadımızın duyulmasını istiyoruz. Çünkü Divriği’nin bu ülkenin her hanesinde sağladığı demir ile hakkı vardır” dedi.

“BÖLGE İNSANSIZLAŞACAK”

Bu altın madeninin durdurulmadığı taktirde Divriği İçme Suyu Projesi’nin çöpe gideceğini ifade eden Eylen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Altının sondajlarla aranması sırasında sondaj kimyasallarının fay kırıklarından yer altı sularına karışması ile içme sularının kirlenme riski vardır. Ayrıca işletme sürecindeki delme ve patlatmalar ile ortaya çıkan toz ve gürültü Mursal dahil bölgedeki köyleri artık yaşanılamaz hale getirecek ve bölge insansızlaşacaktır. En önemlisi altının topraktan ayrıştırılması sırasında kullanılan siyanürün toprağa sızması, su kaynaklarına karışması ise telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.”

“YAŞAMIMIZI SAVUNACAĞIZ”

Divriğililer olarak siyanürle altın aramaya karşı olduklarını dile getiren Eylen, “Yaşamımızı, suyumuzu, toprağımızı savunacağız. Bir ton toprakta muhtemel bir gram altını bulmak için, vazgeçilmez yaşamsal bir değerlerimiz olan doğamızın, suyumuzun, sağlığımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

SONDAJ YAPILAN BÖLGE HAVZAYA 200 METRE MESAFEDE

Maden Tetkik Arama (MTA) ekiplerinin Temmuz ayının sonunda köye girme girişimlilerinin Divriğililer tarafından engellendiğini hatırlatan Eylen, MTA ekiplerinin 3 Eylül gece yarısı saat 04:00’te jandarma korumasında girdiklerini belirterek şöyle devam etti:

“3 Eylül 2018 tarihinde Mursal Köyü Tüzel Kişiliği tarafından Divriği Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bilirkişi vasıtası ile delil tespiti talebi yapılmıştır. Yine Mursal Köyü Tüzel Kişiliği tarafından 10 Eylül 2018 de Sivas İdari Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması istemi ile Sivas Valiliği aleyhine dava açılmıştır. 8 Ekim’de Harita Mühendisi’nin bilirkişi raporu, 15 Ekim’de de Çevre Mühendisi’nin bilirkişi gelmiştir. İçme ve Kullanma Suyu Havzalarının Korunması Yönetmeliği’ne göre maden arama ve sondaj noktasının 300 metreden az bir mesafede olması gerekirken bu rapora göre sondaj yapılan noktalardan biri havzaya 200 m mesafededir. Bu durum bile çalışmaların durması için yeterlidir.”

“RANTÇI YAKLAŞIM ASLA KABUL EDİLEMEZ”

“Eğer toprağın altındaki ekonomik değer üzerindekinden fazlaysa maden işletilebilir” şeklindeki kültürel değerden, doğadan uzak, rantçı yaklaşımın asla kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Eylen, “Bizler yurttaş olarak toprağımıza, havamıza, suyumuza, sağlığımıza, yaşamımıza doğrudan saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu girişimi reddediyoruz ve anayasadan, evrensel insan haklarından aldığımız meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanacağız” şeklinde konuştu.

“BU TOPRAKLARIN ÜZERİNDE YAŞADIK ALTINA DA GÖMÜLMEK İSTİYORUZ”

Yabancı sermayeli maden şirketlerinin menfaatine olan ve toplumda telafisi mümkün olmayan yaralar açacak bu sömürge madenciliğine karşı olduklarını haykıran Eylen, buna karşı direneceklerini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu direniş siyaset üstü, inanç üstü bir direniştir. Bu bir insanlık davasıdır, var olma davasıdır. Bu mücadelede tüm duyarlı kamuoyunu ve tüm Divriğilileri yanımızda görmek istiyoruz. Biz bu toprakların üzerinde yaşadık altına da gömülmek istiyoruz. Biz Divriği’yi geçmiş medeniyetlerden emanet aldık, geleceğe, çocuklarımıza, torunlarımıza emanetleri ile birlikte miras olarak bırakmak kararlılığındayız. Atalarımızın bize bıraktığı bu aziz hatıraya saygı gösterilmesini istiyoruz. Bizim madenimiz kirlenmemiş yüreklerimizde. Bu ses bizim, bu davet bizim, bu topraklar hepimizin.”

“ÇOK YANLIŞ BİR PROJE”

Eylen’in arkasından Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök söz aldı. Gök, buradaki altın madeni sorununu sadece Mursal’ın sorunu olarak görmenin sorunu küçülttüğünü, bu sorunun Divriği’nin sorunu olduğunu kaydetti. Altın madeni projesinin Divriği’deki içme suyu sorununun üzerine sorun eklediğini söyleyen Gök, “Bu proje çok yanlış bir projedir” dedi. Gök, birlikte mücadele etmek gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

“ÇETİNKAYA’NIN HER TARAFINDAN ZEHİR AKIYOR”

Çetinkaya Beldesi Eski Belediye Başkanı Gazi Şentürk de, Çetinkaya’da bulunan maden ocağından dolayı yaşadıkları sorunları anlattı.

“Çetinkaya’nın her tarafından zehir akıyor. Bazı insanlar işe alınarak ödüllendirildi. Ama sularımız zehirlendi. Çetinkaya”an Fırat’a kadar balıklarımız ve geyiklerimiz ölüyor. Meyve ağaçları hep kurudu. Hastalıktan geçilmiyor. Hayvanlar telef oluyor” diyen Şentürk, daha önceden halka bunların olabileceğini anlattıklarını ancak halkın anlamadığını şimdi ise hayvanları telef olmaya başlayınca halkın da anlamaya başladığını kaydetti. Şentürk, herkese duyarlı olma çağrısında bulundu.

PİRHA/SİVAS

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak