PİRHA- DİSK Basın İş İstanbul Şubesi, İstanbul ve Ankara’da ev baskınlarıyla gözaltına alınan gazeteciler için basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Hiçbir güç halkın haber alma hakkını engelleyemez, Özgür Basın’ı zapturapt altına alamaz. Gazeteci arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
İstanbul, Ankara ve Urfa’da 23 Nisan Salı günü 9 gazetecinin yanında ev baskınlarıyla gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor. Meslektaşları, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, DİSK Dev-Yapı İş üyeleri, gazeteciler için bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
İlk olarak söz alan Gazeteci Nezahat Doğan, “Bu şaşırdığımız bir durum değil. Uzun yıllardır siyasal iktidarın yürüttüğü politikalarla daha sıkıntılı bir süreçle karşı karşıyayız. Hem görsel yayın yapan Medya Tv ve Strek Tv’nin ekipmanlarına el konulmaya çalışılması hem de İstanbul ve Ankara’da ev baskınlarıyla gözaltına alındılar. Dün 24 saat kısıtlılık getirildi. Avukatlarla bile görüştürülmediler. Bu gözaltıları ve tutuklamaları hepimiz çok iyi biliyoruz. Bir tarafta yanı başımızda sürdürülen savaş öte yanda medyaya olan bu operasyonlar hakikatlerin gün yüzüne çıkarılmasını engellemek için ilk önce gazetecilere yönelik saldırılar yapılmıştır. Bu saldırıların en basında özgür basın çalışanları hedef alınıyor gazetecilik suç değil bu hukuksuzluklara sessiz kalamayız. Ne olursa olsun arkadaşlarımızın yanında olacağız. Ape Musa’lardan bugünlere kalemlerimiz yere düşecek ne de kameralarımız kararacak” dedi.
“ÖZGÜR BASIN EMEKÇİLERİNİ SERBEST BIRAKIN”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) İstanbul Milletvekili Özgül Saki ise “Resmi ideoloji dışında habercilik bu topraklarda iktidarlar tarafından hedef alınmıştır. Biz bu operasyonun ne Irak ziyaretinden, sömürgeci savaş hazırlığından, ne de kadın düşmanlığından bağımsız olmadığını düşünüyoruz. Yapılan suçtur derhal özgür basın emekçilerini serbest bırakın” ifadelerini kullandı.
“İKTİDARLAR HER ZAMAN GAZETECİLERE DÜŞMAN OLDU”
DEV-Yapı İş İstanbul Sekreteri Nihat Demir de “Bu ve bundan önceki iktidarlar gazetecilere her zaman düşman oldu. Kürt halkının diline, rengine düşman oldu. Ama hiçbir zaman kalemleri kırılmadı mücadele ediyorlar. Biz bu arkadaşlarımızı beton bloklar arasında ölen işçilerin haberlerini yaparken tanıyoruz. Onlar işçinin, emekçinin sesi oldu. Derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından basın açıklamasını DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu İzel Sezer okudu.
Sezer’in okuduğu açıklama şöyle:
“Gazetecilik değil, gazeteciliği engellemek suçtur! Türkiye’de neredeyse her güne basını hedef alan yeni bir baskınla uyanıyoruz. Bu baskı politikalarının güncel gerekçeleri farklı olsa da değişmeyen tek şeyin iktidarların basını, gazetecilik faaliyetlerini, halkın haber alma hakkını sistematik olarak ihlal etmesi olduğunu görüyoruz. Dün bir kez daha gazetecilere yönelik bir operasyonla güne uyandık. İstanbul ve Ankara’da evlere yapılan baskınlarla Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Esra Solin Dal ile Mehmet Aslan, MA eski muhabiri Doğan Kaynak, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile Özgür Basın emekçileri Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş ve gazeteci Erdoğan Alayumat gözaltına alındı.
Yine basını hedef alan her operasyonda olduğu gibi, soruşturma süreci avukatlardan ve basından gizlenerek yürütülmekte, suçlamalar sır gibi saklanmaktadır. Şimdilik öğrenebildiğimiz 2 yıl öncesine dayanan bir soruşturma olduğu yönünde.
Türkiye’de alışık olduğumuz ancak alışmayacağımız gazetecilere yönelik baskıya Avrupa’nın da eşzamanlı olarak dahil olduğunu görüyoruz. Avrupa’nın başkenti sayılan Belçika’nın Brüksel kentinde Stêrk Tv ve Medya Haber Tv stüdyolarına da polis gece yarısı baskın yaptı. Türkiye’yi andıran bu baskında yayın materyallerinin tahrip edildiği kamuoyuna yansıdı.
Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da basın kurumları ve gazetecilere yönelik baskınların Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye yönelik olası askeri operasyona ilişkin diplomatik temasların yoğunlaştığı bir dönemde yaşanması dikkat çekici. Bu da “Savaşta önce gerçekler öldürülür” politikasına işaret etmektedir. Avrupa’da da Kürt basın kurumlarını hedef alan baskınlar yeni bir tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. Şimdiye kadar Türkiye’de gazetecilere yönelik baskı ve tutuklamalar karşısında basın özgürlüğüne ilişkin endişelerini belirtmekle yetinen Avrupa Birliği ülkelerinin tıpkı Türkiye’de olduğu gibi “terör” bahanesiyle medya kurumlarına yönelik baskınları, baskıları artıran bir rol oynayacaktır. Bu basın ve gazetecilik faaliyetlerine yönelik kısıtlamaların devletler arası pazarlık konusu yapıldığının da bariz bir işaretidir. Dolayısıyla Kürt basın kurumlarını hedef alan bu baskın, Avrupa’nın ifade ve basın özgürlüğü normlarının bizzat Avrupa ülkeleri tarafından ihlal edildiğini göstermektedir. Bu Türkiye’de halihazırda zor koşullarda yürütülen gazetecilik faaliyetine yeni bir darbedir.
“GAZETECİLİĞİN ENGELLENMESİ SUÇTUR”
Bizler DİSK Basın İş ve meslek örgütleri olarak bir kez daha ifade etmek isteriz ki gazetecilik değil, gazeteciliğin engellenmesi suçtur. Halkın haber alma hakkı, haber üretim süreci suç konusu yapılamaz. Anayasa, yasa ve Avrupa normları, gazetecilik faaliyetlerini değil, engellenmesini suç saymaktadır. Yine ifade etmek isteriz ki hiçbir güç halkın haber alma hakkını engelleyemez, Özgür Basın’ı zapturapt altına alamaz. Gazeteci arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.”
PİRHA/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.