PİRHA- Gazetecilerin yaşadığı sorunlara kamera tutan ‘Haberin Ardındakiler’ belgeselinin yönetmeni Gazeteci Diren Keser, popülerliğin dışında kalan gazetecilerin toplum tarafından sahiplenilmediğini, bu amaçla da böyle bir belgesel çektiğini söyledi. Keser, “Gazeteciler yaptıkları işten kaynaklı olarak uğradıkları şiddet karşısında yalnız bırakılıyor. Bu yalnız bırakma hali de kamuoyunun hakikatle buluşmasında bir engel oluşturuyor” dedi.
Türkiye’de gazeteciler düşük ücretler, güvencesiz çalışma, sansür, otosansür, mobbing gibi sorunlarla boğuşurken aynı zamanda yargı kıskancında hakikatin peşinde koşmaya devam ediyor. Tüm bu zorluklar içerisinde kamuoyuna doğru haberi ulaştırmak için mücadele eden gazeteciler, sarmalandıkları şiddet çemberinde bir de yalnız bırakılma duygusuyla baş başa kalıyorlar.
Tüm bu sorunları göstermek için ‘Haberin Ardındakiler‘ belgeselini çeken Gazeteci Diren Keser, PİRHA‘ya konuştu.
“POPÜLER OLMAYAN GAZETECİLER SAHİPLENİLMİYOR”
Kendisi de gazeteci olduğu için yaşanan sorunların birebir tanığı olan Diren Keser, tüm bunları kamuoyunda görünür kılmak amacıyla ‘Haberin Ardındakiler’i çektiğini ifade etti.
Popülerliğin dışında kalan gazetecilerin toplum tarafından sahiplenmediğini, bu amaçla da böyle bir belgesel çekmeyi amaçladığını dile getiren Keser, “Popüler olan gazeteciler küçük de olsa bir sorun yaşadıkları zaman birçok demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri kıyamet koparıyorlar ama popüler olmayan gazeteciler halkın haber alma hakkı doğrultusunda hareket etmelerine rağmen aynı değere nail olamıyorlar. Mahkemeye tek başına gidiyorlar, şiddete maruz kaldıklarında sahip çıkılmadığı için tek başına o şiddet uygulayanlarla karşı karşıya gelmek zorunda kalıyor. Dava süreçlerinde sahipsizsizlik dizboyu. Bu sebeple bedel ödeyen gazetecilerin yaşadıklarını göstermek istedim” dedi.
“YERELDE GAZETECİLİK DON KİŞOTLUK”
Keser, İstanbul ve Ankara dışındaki kentlerde gazetecilik yapan meslektaşlarının yeteri kadar görünür olmadığını; özellikle yerelde çalışan basın mensuplarının birçok sorunla karşılaştığını belirtti. Yerelde gazetecilik yapmayı ‘Don Kişotluk’ olarak tanımlayan Keser, “Yel değirmenlerine karşı mücadele yürütüyorlar ve o coğrafyanın sesi olmaya çalışıyorlar. Ama ana akım gazetecilik kisvesi altında kendine ‘muhalif’ diyen gazeteciler de dahil olmak üzere bir bütün olarak bu bölgeyi, bu insanları görmezden geliyorlar. Biz de Haberin Ardındakiler ile görünmez olanı görünür kılmaya çalıştık” diye konuştu.
Gazeteciliği ölüm ve tutuklanma pahasına yapanların yalnız bırakıldığının altını çizen Keser, şunları söyledi:
“Demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendikalar her gün yanı başında olan, seslerini duyuran gazeteciler yaptıkları işten kaynaklı olarak uğradıkları şiddet karşısında çok dayanışma içerisinde bulunmuyorlar, yargı kısmında bir süreç yürütmüyorlar. Bu yalnız bırakma hali de kamuoyunun hakikatle buluşmasında bir engel oluşturuyor. Toplumun haber alma hakkının önündeki en büyük engel, iktidar ve iktidar güçlerinin ortaya çıkarmış olduğu ötekileştirme, şiddet gibi dalga. Buna karşı yapılması gereken şey, halkın haber alma hakkını sağlayan gazetecilere sahip çıkmak. Ama maalesef ki sahip çıkılmıyor.”
HABERİN ARDINDAKİLER İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİNDE
Diren Keser, artan baskılara ve tüm sorunlara rağmen gazetecilerin haber peşinde koştuğunu vurgulayarak, var olan sorunların çözülmesi noktasında bir araya gelmenin, dayanışmanın ve örgütlenmenin önemine dikkat çekti.
Haberin Ardındakiler‘inin gösterimi, İşçi Filmleri Festivali kapsamında 18 Ekim Cuma günü saat 18.30’da Haçova Kültür Derneği’nde yapılacak. Ardından saat 19.15’te belgesel ile ilgili söyleşi gerçekleştirilecek.
Diren Keser, Mersin’de olan herkesi belgesel gösterimine ve söyleşiye davet ederek, sözlerini sonlandırdı.
Yoruma kapalı.