PİRHA -Zorunlu din dersi uygulamasını PİRHA’ya değerlendiren Sinemillioğlu Ocağı Piri Süleyman Deprem, hala din dersinin zorunlu olmasının ucube bir durum olduğunun altını çizdi.
AKP hükümetinin eğitim politikaları her geçen gün tepki topluyor. Eğitim sisteminin gittikçe gericileşmesi ve zorunlu din dersi uygulamasının hala devam etmesi Alevileri kaygılandırmaya devam ediyor.
Zorunlu din dersi uygulamasını PİRHA’ya değerlendiren Sinemillioğlu Ocağı Piri Süleyman Deprem, hala din dersinin zorunlu olmasının ucube bir durum olduğunun altını çizdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’de zorunlu din dersi uygulamasına derhal son verilmesini istediği kararı hatırlatan Deprem, “Türkiye, AİHM kararına uymayı garanti eden bir ülke olmasına rağmen, zorunlu din derslerinin hala yürürlükte olması çelişkiden öte ucube bir durumdur” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZA KENDİLERİNE AİT OLMAYAN HURAFELER ÖĞRETİLİYOR”
Okullarda din dersinin kaldırılmasının zorunlu bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Deprem, “Çocuklarımızın ısrarla kendilerine ait olmayan hurafelerle yetiştirilmesine müsaade etmememiz gerekiyor. Bunun için tüm demokratik yolların, tüm girişimlerin değerlendirilmesi ve kullanılması gereklidir. Bu bir haktır, hak verilmez alınır” diye konuştu.
AİHM NE DEMİŞTİ?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’de zorunlu din dersi uygulamasına derhal son verilmesini istedi. Kararın emsal teşkil ettiği belirtildi. AİHM, eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara’dan davacı olan 14 Türk vatandaşının 2011’de açtığı davada kararını açıkladı.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) eğitim hakkıyla ilgili maddesinin ihlaline hükmetti. Mahkeme, oy birliğiyle aldığı kararda, Türk hükümetinden “zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini” istedi.
Kararda, Türkiye’de din ve ahlak kültürü kitaplarının içeriğinde yapılan son değişikliklerin “yetersiz” olduğu belirtilip devletin dini konularla ilgili düzenlemelerde “yansız ve tarafsız olma yükümlülüğü” hatırlatıldı. AİHM, din ve ahlak kültürü kitaplarında Türkiye’de çoğunluğun ait olduğu Sünni İslama daha fazla yer ayrılmasının “beyin yıkamak” olmadığını belirtmekle birlikte, Alevi inancının özellikleri dikkate alındığında, ebeveynlerin çocuklarında okul ile kendilerine has değerler arasında bir “bağlılık çatışması” yaratabileceğini düşünmekte haksız olmadıklarına kanaat getirdi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.