PİRHA- Koçgiri Katliamı’nın 100. yıldönümüne ilişkin açıklama yapan Dersim İnşa Kongresi, “Osmanlı döneminde Alevi Kürtlere karşı yürütülen dönüştürme, olmazsa yok etme operasyonları inanç kimlikli hesaplar üzerinden yürütülürken, Jön Türkler buna etnik kimlikte ekleyerek bütün Kürtlere karşı bir soykırım ve imha hareketine dönüştürmüştür” dedi.
Koçgiri Katliamı’nın 100’üncü yılında yaşamını yitirenleri anan Dersim İnşa Kongresi, “Koçgiri katliamının faili devleti, onun tetikçisi sakallı Nurettin ve Topal Osman’ı lanetlerken, bu hunhar, insanlık düşmanı katliamın kurbanlarını saygıyla anıyoruz” mesajı paylaştı.
Dersim İnşa Kongresi (DİK), Koçgiri Katliamı’nın 100’ncü yılı dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Koçgiri Katliamı’nda izlenen yöntemlerin soykırım denemesi olduğuna değinilen açıklamada, katliamın devamı olarak köy boşaltmaları-yakmaları, katliamdan kurtulanları dağlara sürerek açlık yoluyla ölüme mahkum etme, sağ kalanları yerinden yurdundan edip zorla sürgüne yollama yönteminin soykırımın en ağır kriterleri kategorisinde yer aldığına vurguda bulunuldu.
Katliam ve soykırım politikalarının olmayan ‘İsyan,’ ‘Başkaldırı’ gibi bahaneleri ile kamufle edilerek haklı çıkarılmaya çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, uluslararası güçlerin sessizliği ve desteğini arkasında gören soykırımcı sistemin bu politikayı bir yüz yıl boyunca sistematik devam ettirdiğine işaret edildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“SOYKIRIM, BAŞKALDIRI-İSYAN UYDURMASI İLE ÖRTÜLMEK İSTENDİ”
Bütün Kürt katliam ve soykırımları devletin tercihi ile gerçekleştirilmiştir. ‘’Başkaldırı,’’ ‘’İsyan’’ vb. işlenen insanlık suçlarına örtü olarak kullanılan uydurma buluşlardır. Ne Dersimin Koçgiri yerleşkesinde, nede Mameki havzasında isyan, baş kaldırma hareketi olmamıştır. Osmanlı döneminde Alevi Kürtlere karşı yürütülen dönüştürme, olmazsa yok etme operasyonları inanç kimlikli hesaplar üzerinden yürütülürken, Jön Türkler buna etnik kimlikte ekleyerek bütün Kürtlere karşı bir soykırım ve imha hareketine dönüştürmüştür.
Koçgiri katliamı, bir soykırım denemesidir. Yapılan katliamda izlenen yöntemlerin tümü soykırım kriterleriyle örtüşüyor.
Köyleri boşaltma, yakma, katliamdan kurtulanları dağlara sürerek açlık yoluyla ölüme mahkûm etme, sağ kalanları yerinden yurdundan edip zorla sürgüne yollama ve sürgünde bölgelere serpiştirme yöntemi bir topluluğu ortadan kaldırma amaçlıdır ve soykırımın en ağır kriterleri kategorisinde yer alır.
“KAMUYO VE ULUSLARARASI GÜÇLERİN SESSİZLİĞİ KATLİAMI CESARETLENDİRDİ”
Türk devleti Kürt katliam ve soykırım politikasını olmayan ‘İsyan,’ ‘Başkaldırı’ gibi yalanlarla kamufle ederek soykırım ve katliamlarını haklı çıkarmaya çalıştı. Uluslararası güçlerin sessizliği ve kendi toplumunun desteğini arkasında gören soykırımcı sistem, bu politikayı bir yüz yıl boyunca sistematik devam ettirdi.
Devlet eliyle planlanıp ve uygulanan ikinci soykırımdır Dersim soykırımı. Birincisi Ermenilere karşı 1915 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Dünya ve iç kamuoyunun sessizliği devleti yeni soykırım ve katliamlara cesaretlendirmiştir. Ermeni soykırımına karşı sessizlik nasıl ki Kürt soykırımına yol açtıysa, Koçgiri katliamı karşısında Kürtlerin sessizliği, Çewlik(Şıx Sait), Ağrı-Zilan, Sosan ve Dersim soykırımına yol açmıştır.
Dersimin Koçgiri yerleşkesinde işlenen insanlık suçunun faillerini insanlık karşısında hesap vermeye mecbur etmekle mümkündür. Koçgirinin hesabı sorulmadan, Çewliğin, Zilan’ın, Sason’un ve Dersimin soykırım hesabı sorulamaz!
Koçgiri katliamının faili devleti, onun tetikçisi sakallı Nurettin ve Topal Osman’ı lanetlerken, bu hunhar, insanlık düşmanı katliamın kurbanlarını saygıyla anıyoruz.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.