PİRHA – Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, Türkiye’de günde beş işçinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, “Sendikal örgütlülük sağlanmadığı sürece ölümlerin önüne geçilemeyecek” dedi.
İnşaat işçileri, ekonomik gerileme sebebi ile krizi en derin hisseden kesim haline geldi. Maaşlarını alamayıp, kötü koşullarda çalışan işçilerin eylemleri devam ederken iş kazalarının da ardı arkası kesilmiyor.
“EKONOMİK KRİZİN İLK VURDUĞU ALAN İNŞAAT; 700 BİN İŞÇİ İŞSİZ”
3. Havalimanı inşaatı direnişinde yaptığı konuşmanın ardından 2 ay tutuklu kalan Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, son altı ayda 700 bin civarında inşaat işçisinin işsiz kaldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“İnşaat işçileri normal zamanlarda da en dipte yaşadığı için belki ilk elden bu durumu hissetmedi. Birçok inşaat projesi durduruldu. İnşaat patronlarının üretim maliyetleri dolar kuruyla birlikte 2-3 katına çıktı. Bunun acısını, yükünü de işçilere çıkarmaya çalışıyorlar. Nasıl çıkartıyorlar; işçilerin üzerinde yansıyan işçi sağlığı iş güvenliği, yemek, barınma, maliyetlerinden kısarak hatta tamamını keserek işçi üzerine bu fatura edilmeye çalışılıyor.”
“2 MİLYONA VARAN KONUT FAZLASI MEVCUT”
Karabulut, ekonomik krizle birlikte ücret gasplarının da çok sık karşılaşılan bir durum olduğunu söyledi. İktidara yakın firmaların da ekonomik gidişat nedeni ile güçlük yaşadığını belirten Karabulut şunları aktardı:
“Ücret gaspları eskiden de oluyordu ama müdahale ettiğimizde çözebiliyorduk. Fakat son 6-7 aylık süreçte kolay kolay çözülmüyor. Çünkü artık para yok. Yandaş firmalar da ciddi sıkıntılar yaşamakta. Kamu ihalelerinde hak edişler verilmiyor. İşçilere ödeme yapmakta zorlanıyorlar. Bunu büyük şantiyelerin hemen hemen hepsinde yaşıyoruz. Otoyol inşaatlarında sayıları binleri bulan işçiler, işten çıkartıldı. İstanbul’da bir çok metro şantiyesi durdu. Bunu farklı nedenlerle açıkladılar ama işin özünde ekonomik kriz geliyor. Konut inşaatlarında da 2 milyona varan bir konut fazlası olduğu söyleniyor. Memleketin dört bir tarafı betona gömülmüş.”
“BİR YILDA 1923 İŞÇİ ÖLDÜ”
Karabulut’un altını çizdiği bir diğer konu başlığı ise iş cinayetleri oldu. Ülkede her gün en az 5 işçinin öldüğüne dikkat çeken Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her gün en az 5 işçi yaşamını yitiriyor. Devletin ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin tespit ettiği en az 1923 işçi arkadaşımız geçen yıl yaşamını yitirdi. Bunun da %30’u neredeyse inşaat işçisi. Büyük çoğunluğu toplum ve basından da gizleniyor. Kendi olanaklarımızla, yerel basın aracılığıyla bunları tespit etmeye çalışıyoruz. İnşaat patronları en fazla kârını düşünür. Bütün öncelikleri karlarından bir şey kaybetmemek olduğu için maliyetleri asgari düzeye indiriyorlar. Şantiyelerde Allaha emanet çalışma düzeni ile karşı karşıyız. Hal böyle olunca da kaza ve iş cinayetleri kaçınılmaz oluyor. Bu kaderi ancak örgütlü mücadele ederek sendikalaşarak değiştirebiliriz.”
“3. HAVALİMANINDA GEÇMİŞİ ARATMAYAN GÖRÜNTÜLER VAR”
İstanbul 3. Havalimanı’ndaki son durum hakkında da bilgi veren Karabulut, “Orada yaşananlar iş kolunun resmiydi” diyerek sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Orada taşeronlaştırma, ücret gaspı, iş cinayetleri, kölece çalıştırma ve daha birçoğu mevcut. İnşaat işçileri ya topluca öldüğünde ya da kalabalık direndiğinde gündeme geliyor. Orada servis sıkıntısı ile başlayan bir sorun görkemli bir direnişe sebep oldu. 40 bin kişinin çalıştığı şantiyede 30 bin kişi iş durdurmuştu. Ondan sonraki süreçte devlet, kimi göstermelik düzenlemeler yaptı. İşçiler, işlerine giderken yağmur, soğuk ve güneşin altında bekleyerek servise biniyordu. Sonra 25 metre karelik bir barınma yeri yaptılar. Koğuşlar ayda bir ilaçlanırken 15 güne indirdiler. Yemeklerde ise kısmi düzenlemeler oldu. Bu talepleri sadece havalimanındaki eylemle değil, diğer şantiyelerde de yaptığımızda elde edebiliyoruz. Koşulları iyileştirmenin yolu o alanda o iş yerinde örgütlü bir güç olmaktan geçiyor. Havalimanı direnişi ardından kısmi düzenlemeler yaptılar fakat bir ay geçmeden geçmişi aratmayan görüntülerle karşılaştık. Yağmur yağdığında koğuşlarımızı su bastı, bekleme alanlarında araçlar suyun altında kaldı. Sonraki süreçte 3 – 4 ay ücretlerini alamayan işçiler şantiyeden kapı dışarı edildi. Eylül’de havalimanında 40 bine yakın kişi çalışıyordu şu an 10-15 bin arası işçi mevcut. 1 Mart’ta yapılacak açılış sebebi ile yoğun baskı vardı. 1 Mart’a yetiştiremediler. Şimdi seçim sonrası 5 Nisan’da açılış yapılacağı söyleniyor.”
“SENDİKALI OLURSAK PATRONLARIN DEĞİL BİZİM SÖZÜMÜZ GEÇER”
Karabulut, açıklamalarında sendikalaşmanın önemine de vurgu yaptı. “Ücretimizin artırılması, insanca, güvenli çalışma koşullarının yaratılması için örgütlü olmalıyız” diyen Karabulut şunları aktardı:
“İşe giderken ‘bugün başıma ne gelecek’ kaygısı duymadan çalışmak için örgütlenmemiz lazım. Var olan deneyimlerimizden şunu çıkardık: Sendikanın olduğu şantiyelerde patronlar biraz daha kendilerini kontrol ediyor. İnşaat işçilerine çağrım; hayatta kalmak, insan gibi muamele görmek istiyorsanız sendikalı olun. Sendikalı olduğunuzda güçlü olursunuz. Patronların sözü değil, sizin sözünüz geçer.
Cebrail ARSLAN – Eren GÜVEN / ANKARA
Yoruma kapalı.