PİRHA- Pir Zeynel Kete, Munzur gözeleri, Ovacık vadisi başta olmak üzere, Rêya Heq Alevi inancı için kutsal kabul edilen mekanların turizm, maden arama çalışmaları, taş ocakları çalışmaları kapsamında rant alanına açılmasını Dersimlilerin kabul etmeyeceğini belirtti. Kete, “Dersimlilerin yüzünü kendi ocaklarına çevirerek, kutsal mekanlarının darına durarak, direnen inanç gerçekliğinden güç alarak, ya Xızır deyip rızasızlığa karşı durmaları gerekiyor” dedi.
Son dönemlerde Dersim coğrafyasına yönelik çeşitli şirketlerin rant çalışmaları bir biri ardına başlatılıyor. Doğa ve inanç alanlarının talanına yol açacağını belirten Dersim kurumları ve Dersimliler sesini yükseltiyor.
“ASIL AMAÇ, RÊYA HEQ ALEVİ İNANCININ DİRENEN SON KALESİNİ KENDİ HAKİKATİNDEN UZAKLAŞTIRARAK DENETİM ALTINA ALMAKTIR”
Konuya dair PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Demokratik Alevi Dernekleri Adana Şubesi Eş Başkanı Şeyh Çoban Ocağı Pirlerinden Zeynel Kete, Dersim’in Rêya Heq Alevi inancın son halkası olduğuna dikkat çekerek, “Dersim’in tarihsel hafızasına, antik inancına, ağırlıklı olarak aryenik kültürüne, kutsal topraklarına, ziyaretlerine, nişangahlarına, ziyaretlerine, herda devreşe, mekane Duzgun’a, evliyalara, embiyalara, devreşlere, ocâklar diyarına, kutsallarına, Rêya Heq Alevi inancının serçeşmesine, direnen inanç gerçekliğine, direnen halk gerçekliğine, diline, kültürüne yönelik kırım hala devam etmektedir. Asıl amaç, Aryenik kültürün, Rêya Heq Alevi inancının direnen son kalesini kendi hakikatinden uzaklaştırarak denetim altına almaktır.
Kete, şöyle devam etti:
“Yaşadığımız demi devranda, Alevî süreklerinin günümüzde yaşadığı sorunların anlaşılması, nedeninin, niçininin, nasılının bilinmesi için Cumhuriyet modernitesininin ötekilere yönelik politikalarını bir daha gözden geçirmeleri gerekiyor. Bütün bu yaşananlar bir sürecin sonucudur. Aleviler ve özelde Dersimliler kendilerine dayatılan, zorla giydirilen çağdaş, uygarlık, modernlik gömleğini niye giydiklerini, kimler tarafından niçin giydirildiğini, kendilerine nelere malolduğunu, kendilerinden neleri alıp götürdüğünü bilince çıkarmazlarsa, bu gömleği nasıl çıkaracaklarını öğrenemeyecekler.”
“RÊYA HEQ ALEVİ COĞRAFYASI, YENİDEN ŞARK ISLAHAT PLANI VE BİR TERTELE İLE KARŞI KARŞIYA”
Dersim’e yönelik; tedip ( hizaya getirme), tenkil (cezalandırma), tehcir (göçertme), tasfiye (etkisizleştirme, ortadan kaldırma) siyasetinin çeşitli araçlarla ve yöntemlerle hala devam ettiğine dikkat çeken Kete, şunları vurguladı:
“Özellikle son dönemlerde Dersim’in kutsal mekanlarına yönelik, çeşitli kalkınma ajanslarının, şirketlerin çalışmaları, rant alanına açılması , turistik tesislerin yapılması, bu rant projeleri ile ilgili çalışmaların yapılması Rêya Heq Alevi coğrafyası, herda devreş, mekane Duzgunun yeni bir kırımla karşı karşıya olduğu manasına gelir. Yeniden şark ıslahat planı, yeniden bir tertele ile karşı karşıya. Bölge insansızlaştırılacak, yüzlerce aile binlerce nüfus yerinden edilip göçe zorlanacaktır. Madem işsizliği önlemek için yapılacaksa, istihdam alanı yaratılacaksa, ekolojik dengeler gözetilerek, halkın kutsalları korunarak, yöredeki halkla beraber, kararlar ortaklaşa alınarak, tek taraflı değil halkın iradesi esas alınarak, tarafsızlığı bilinen birden fazla özerk bilimsel kurumdan öneriler alınarak, hiçbir şey gizlenmeden çalışmalar yapılabilinir. Bu tip etkinlikler ve istihdam alanları için uygun olacak birçok yer bulunur. Neden kutsal mekanlar? Neden SİT alanları? Kutsal alanlar söz konusu olduğunda niye Dersim’in Ocak pirlerinin önerileri esas alınmıyor? Halkın işsizliği, açlık bahane edilerek, on binlerce yıllık kutsallarımız yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Açlık işsizlik insanların bir hakikati midir? Karınca bile kendine bir iş bulurken, aç kalmazken kâinatın aynası olan insanın aç kalması insanın hakikatine uygun mudur?”
“DEVLET DERSİMLİLERE İŞ ALANI AÇACAKSA ÖNCELİKLİ OLARAK, KHK’LİLERİ GÖREVİNE İADE ETSİN”
“100 yıl önce Dersim’in nüfusu bugünkü nüfusundan kat ve kat fazla iken kimse açlıktan ölmüyordu ve herkesin bir gayreti vardı” diyen Kete, sözlerine şöyle devam etti:
“Nüfus bu kadar azalırken, teknoloji bu kadar gelişirken, üretim araçları yenilenirken, tarımda ve hayvancılıkta yeni yöntemler ve teknolojiler varken, gençliğin büyük bir kesimi okumuş üniversite bitirmişken işsizlik neyin nesi? Devlet Dersimlilere iş alanı açacaksa öncelikli olarak, KHK ile görevinden uzaklaştırılan kamu çalışanlarını görevine iade etsin, binlerce üniversite mezununa alanları ile ilgili iş versin. Önce buradan başlanabilir. Ayrıca köye geri dönmek isteyip kendi köylerinde toprakları üzerinde varlığını devam ettirmek isteyen binlerce aile vardır, bunlara yasal imkanlar tanınarak serbestlik ortamı oluşturmak ile işe başlanır.”
“DERSİMLİLER YÜZÜNÜ KENDİ OCAKLARINA ÇEVİREREK RIZASIZLIĞA KARŞI DURMALARI GEREKİYOR”
Dersim’in, Rêya Heq Alevi inancının direnen son kalesi olduğunu belirten Kete, şunları söyledi:
“Özellikle Munzur gözeleri, Ovacık vadisi merkezli olmak üzere, Rêya Heq Alevi inancı için kutsal olarak kabul edilen mekanların turizm, maden arama çalışmaları, taş ocakları çalışmaları “istihdam” adı altında doğal yapısının bozularak, rant alanına açılması Dersimlilerin kabul edeceği bir şey değildir. Doğa tahakküm altına alınarak, doğa üzerinde yaşamını devam ettiren cümle can etkisiz hale getirilmek isteniyor. Dersimliler, tarihsel anlamsallığından, toplumsallığından, inançlarından uzaklaştırmaya zorlanmaktadır. Yane Rêya Heq Alevi inancı ve kutsal mekanları coğrafyaları anlamsal intihara sürüklenmekte ve ölümle yüz yüze bırakılmaktadır.
Dersimlilerin yüzünü kendi ocaklarına çevirerek, kutsal mekanlarının darına durarak, direnen inanç gerçekliğinden güç alarak, ya Xızır deyip rızasızlığa karşı durmaları gerekiyor. İkrar ve rızalığı esas alan, ahlaki ve politik bütün güçleri, inançların demokratik damarını savunanları, emek, barış, demokrasi, insan hakları mücadelesi verenleri, toplumsal ekoloji savunanları bu yaşananlara karşı demokratik bir çerçevede mücadele etmeleri gerektiğine inanıyorum.”
Diren KESER/ADANA
Yoruma kapalı.