PİRHA –Yeni yıl yaklaşırken milyonlarca emekçinin gözü asgari ücrete çevrildi. Derinleşen ekonomik kriz, artan kiralar ve temel ihtiyaçlara gelen zamlar, “Asgari ücret ne olmalı?” sorusunu daha da yakıcı hale getirdi. Mevcut ülke koşullarında insanca bir yaşam için asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini Dersimli yurttaşlara sorduk. Yurttaşlar, “Asgari ücret hayatta kalma değil yaşama hakkı olmalı. En az kırk bin lira olmalı” dedi.
Son yıllarda ülkedeki ekonomik koşulların giderek ağırlaşması, geçim, barınma ve beslenme sorunlarını yurttaşların en temel gündemi haline getirdi. 2025 yılının bitmesine az bir süre kala yeni yılda asgari ücretin ne kadar olacağı belirsizliğini korurken, yurttaşlar yaşamın gerçek maliyetine dikkat çekti.
“KIRK BİN LİRA DA KURTARMAZ AMA ALTINA DA DÜŞMEMELİ”
Asgari ücretin en az kırk bin lira olması gerektiğini söyleyen Ali Gündüz, yaşanan geçim krizini rakamlarla anlattı:
“Kırk bin liradan aşağı olmaması gerekiyor. Çünkü bir kira parası yirmi ila yirmi beş bin lira arası, faturalarla birlikte en az otuz bin lira gider oluşuyor. Kırk bin lira da kurtarmaz da verebilecekleri en uygun ücreti söylüyorum. Asgari ücret için otuz beş bin lira normal ise hani biraz dengeleri buluşturacak şekilde olması gereken de kırk bin liradır. Onun dışında da sadece asgari ücret olacak iş değil. Genel piyasanın dengelenmesi lazım. Piyasa dengelenmediği sürece bu problem sürekli olacak. O da sistemle ilgili, çürümüş sistemde sorun var.”
“GEÇİNEMEDİĞİM İÇİN EK İŞ YAPIYORUM”
Geçim sıkıntısının insanları ek iş yapmaya zorladığını söyleyen Hasan Ali Ulu ise yaşanan yoksulluğun toplumsal boyutuna dikkat çekti:
“En kötü ihtimal kırk bin lira olması lazım. En düşük emekli maaşının yirmi bin liradan aşağı olmaması lazım. En düşük maaş olarak on iki bin lira alan var, beş bin lira alan var. Bunu demek istiyorum işimiz kötü. Köşelerde yatıyoruz. Ek iş yapıyorum bak şurada çalışıyorum. Hadi gel işin içinden çık. Sokakta yatar millet. Ne yapsın? Otel köşelerine bak orada yatıyorlar. İhtiyarlar bir araya gelsin, emekliler bir araya gelsin miting yapsın. Ya da oturma eylemi yapsınlar.”
“ASGARİ ÜCRETLİ DEĞİLİM AMA ONLARI ANLIYORUM”
Asgari ücret almamasına rağmen geçinmekte zorlandığını ifade eden Yeter Sönmez, ücretlerin yaşamın gerçekleriyle örtüşmediğini belirtti:
“Bugünkü ekonomik şartlarda bana göre en az altmış bin lira olması gerekiyor. Ondan aşağısı kurtaramaz. Çünkü zaten kiralar yirmi beş bin lirayı bulmuş bildiğiniz gibi. Ben asgari ücretli değilim ama acıyorum onlara. Benim sadece eşim çalışıyor ama kendi işi. Yine de biz geçinmekte zorluk çekiyoruz. O yüzden onların halinden anlıyorum. En az altmış bin lira olmasını talep ediyorum.”
“ET YEDİ YÜZ LİRAYSA ASGARİ ÜCRET DE BUNA GÖRE OLMALI”
Hayat pahalılığına dikkat çeken Metin Aslan ise temel gıda fiyatları üzerinden değerlendirme yaptı:
“Günümüzün şartlarında bir kilo et yedi yüz lira olursa, bir ekmek on beş liraya çıkarsa buna göre de asgari ücrette artış olması gerekir. En azından elli bin lira olması lazım. Benim fikrim bu. Yetkililer her halde bunu düşünürler.”
“KİRA VERENLER İÇİN HİÇ KURTARMAZ”
Asgari ücretin en az elli ila altmış bin lira olması gerektiğini savunan Saime Durmuş, özellikle kira ödeyenlerin yaşadığı zorluğa işaret etti:
“En az elli, altmış bin olacak ki geçim olsun. O da biraz zor, yani kurtarmaz da. Ama artık öyle diyelim. Hele hele kira verenlere hiç kurtarmaz. Valla geçim çok zor.”
“ASGARİ ÜCRET İNSANLARI ÇÖPTEN EKMEK TOPLAMAYA MECBUR BIRAKMAMALI”
İşsizliğin ve yoksulluğun yaygınlaştığını söyleyen Hıdır Yıldız, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirterek çok zorlandıklarını söyledi.
Asgari ücretin bir “hayatta kalma” değil, “insanca yaşam” ücreti olması gerektiğini vurgulayan Nuri Balca ise şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkede yaşayan, çalışan, üreten insanların da düzenli bir yaşama hakkı var. Yani asgari ücret en azından o insanların çöpten ekmek toplamama veyahut da başkasına muhtaç olmama şeklinde olması gerekir. Dini olarak da, insanlık olarak da asgari ücret, ayakta kalma mücadelesi veren insanlara layık olacak düzeyde olmalıdır. Şimdi bir normal günlük ihtiyaçları düşünelim, evi olmayanı düşünelim, hastası olanı düşünelim. Yani bunları göz önünde tutarak belirlenmesi daha iyidir. Ya şimdi işverene göre ayarlanma yapılır. O farklı bir şey. Ben ona bir şey diyemem. Fakat önemli olan işverene o verimi veren insanları ayakta tutabilmektir. Kırk bin lira normaldir, asgari ücret o da. Ben normalde asgari ücretin üstünde aldığım halde geçinemiyorum.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.