PİRHA-İnsanların dillerine ve kültürlerine sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Delil Hıdır, “Dilimizin geleceği konusunda endişeliyim. Şimdi Dersim’de bakıyorum, kimse dilimizi konuşmuyor. Ana dilimizde merhaba diyorum bana Türkçe cevap veriyorlar. Halkımız kendi dilini kendisine yasaklamış” dedi.
Delil Hıdır, 1955 yılında Dersim’in Hozat ilçesinin Mezra Sure (Kızıl Mezra) köyünde doğdu. 1980 yılındaki askeri darbeden sonra 1982 yılında Türkiye’deki siyasi baskı ortamından dolayı Dersim’den Avusturya’ya göç etti.
Delil Hıdır, Avusturya’ya gittikten sonra da ana dil ve kültür çalışmalarında çalışmalarına devam etti. Avusturya’da ‘Kengere Werê Wayê, Çemo Gaxand’, ‘Mekan Û Tılsım’ müzik albümleri ve ‘Kendi Diline Sığmayan Tarih’ adlı bir otobiyografik kitabı yayımlandı.
Sohbetimizin ikinci bölümünde Dersimli ozan Delil Hıdır ile uzun yıllar sonra Dersim’e geldiğinde gördüklerini ve ana dilin önemine dair PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
“AVRUPA’DA DÜŞÜNDÜĞÜM TEK ŞEY ANA DİLİMDİ”
24 yaşında Avusturya’ya gittiğini ve ara ara Türkiye’ye geldiğini belirten Delil Hıdır, “Avrupa’da kalsam da sabahtan akşama kadar tek düşüncem vardı o da ana dilimdi. Çalışmalarımın hepsi kendi ana dilimdedir. Bazen Tokat veya diğer yöre Alevileri diyor ki “Birkaç ezgi de Türkçe söyle, albümlerini alalım” Ben de diyorum ki; “Zaten Dersim’de herkes sevdasını Türkçe dile getiriyor bırakın ben de kendi ana dilimde söyleyeyim.” Bizden sonra gelenler acaba ana dilimize sahip çıkacak mı diye çok düşünüyorum. Dilimizin geleceğini düşündüğümde beni çok üzüyor. Dersim’de çok şey değişti eski dostluklar, sıcak ilişkiler kalmadı, insanlar çok yalnızlaştı. Eskiden ikrarlık, musahiplik, kirvelik vardı şimdi hiçbirinden eser yok. Mesela ben 5 aydır buralardayım. Aynı binada şu ana kadar kimse bana “sen nereden geliyorsun, kimsin?” diye sormadı bu durum beni çok olumsuz etkiliyor. Ben inançtan bahsettiğim zaman bazı dostlarım bana “sen nasıl devrimcisin” diye kızıyorlar. İnanç bizim kültürümüzdür, tarihimizdir ondan kopuk olamayız” dedi.
“BU TOPRAKLARIN TARİHİ ZENGİNDİR”
Eskiden sanatçıların ilham kaynaklarının günümüze göre farklı olduğunu ifade eden Delil Hıdır, “Bir şiir veya türkü yazdığında etrafındaki olaylar belirgin olurdu. Mesela bir çeşmeye gidiyordun, orada bir kadın su içtiğinde bu bir ilham olurdu. Örneğin bir ağaç görürdün ilgi çekici ağaç ise ondan esinlenip bir ezgi yazabilirdin. Bu toprakların tarihi zengindir, kökeni kuvvetli ve derindir. Bizde ateş, su, güneş, toprak kutsaldır. Munzur kültürümüz ve edebi birikimiz için çok önemlidir. Büyüklerimiz bu suyun üzerinde çok sayıda şiir yazmış ve ağıt yakmışlardır” diye belirtti.
“KİMSE DİLİMİZİ KONUŞMUYOR”
İnsanların dillerine ve kültürlerine sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Delil Hıdır, “Şimdi Dersim’de bakıyorum, kimse dilimizi konuşmuyor. Elazığ’da bizim mahallelere gidiyorum dilimizde merhaba diyorum ama bana Türkçe cevap veriyorlar. Bir kadın ekmek pişiriyordu yanına gidip Kırmancki konuştum ama kadın dilimizi bilmesine rağmen Türkçe cevap veriyordu. Halkımız kendi dilini kendisine yasaklamış. Şimdi Dersim’de bir minibüse binin daha çok Türkçe şarkılar çalıyor. Eskiden büyüklerimiz, sanatçılarımız ve ozanlarımız dilimizi iyi kullanırdı. Ancak bir süre sonra Türkçe, popüler hala getirildi. Türkçeyi iyi bilen, devrimcidir anlayışı ortaya çıktı ondan sonra bizim temelimiz bozuldu. Artık söylediğimiz klamları kimse anlamamaya başladı” diye konuştu.
Delil Hıdır sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Munzur suyu kenarında geldim size misafir oldum. Size çok teşekkür ediyorum. Xızır bu toprakları korusun sağlık ve huzur versin. Kötülük bizden uzak dursun. Hanemiz Hızır’a hane olsun.”
Nuray ATMACA-Cihan BERK/DERSİM
İLGİLİ HABERLER
>Dersimli Ozan Delil Hıdır: Katliamdan önce köyde mutluluk vardı, şimdi ise sadece keder (1)-VİDEO
Yoruma kapalı.