Alevi Haber Ajansi

Dersim’deki gazeteciler: 10 Ocak çalışan gazeteciler günü kutlanacak bir gün olmaktan çıktı

PİRHA-10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bu dönemde yayın yasakları, para cezaları, açılan davalar, gözaltı, tutuklama, sansür, oto sansürün gündemden düşmediği bir süreçte kutlanıyor. Dersim’de çalışan gazeteciler, mesleklerinin her geçen gün baskılanmaya devam ettiğini belirterek 10 Ocak’ın kutlanacak bir gün olmaktan çıktığını söylediler.

Dersim’deki gazeteciler Caner Aktan ve Orhan Kurul, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü değerlendirdi.

“GAZETECİLERİN HİÇBİR HAK VE ÖZGÜRLÜĞÜ KALMADI”

Yeni Dersim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Caner Aktan, gazetecilerin özgürlükleriyle birlikte özlük haklarını da kaybettiğini, bu nedenle 10 Ocak 1961 kazanımlarının aradan geçen 60 yıldaki kayıplarla birlikte 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününün “kutlanılacak” değil “anılacak bir güne” dönüştüğünü söyledi.

Aktan, “Eskiden meslek büyüklerimiz 10 Ocak’ı bir bayram olarak kutluyordu. Daha sonra özlük haklarına dönük saldırılarla birlikte bu bayram kutlama gününe dönüştü.” diyerek şunları aktardı:

“Bugün geldiğimiz noktada ise 10 Ocak kutlanacak bir gün olmaktan çıktı. Çünkü gazetecilerin hiçbir hak ve özgürlüğü kalmadı. Aynı durum Dersim’deki gazeteciler için de geçerli. Basın emekçilerinin sorunlarının başında işsizlik geliyor. Dersim’de iletişim fakültesi mezunu çok sayıda meslektaşımız var. Ancak son yıllarda sektörde yaşanan yüzde 70 daralma nedeniyle iş bulmakta zorlanıyor. Çalışanlar da sendikalı olmadıkları için hak ettikleri ücretleri alamıyor. Özgürlüklerimiz ayaklar altına alınabilir. Ancak bizim sözümüz var; gazetecilik görevimizi onurlu, erdemli ve teslim olmadan yerine getirip, kaybettiğimiz haklarımızı elde edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK BASKILANMAYA DEVAM EDİYOR”

Evrensel gazetesi Dersim muhabiri Orhan Kurul ise gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü doğrudan mesleğin kendisini hedef alan baskı, tutuklama, tehdit, sansür ve iş güvencesizliği altında karşıladığını söyledi.

Kurul, gazeteciliğin her geçen gün baskılanmaya devam ettiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Uluslararası basın kuruluşları da, Uluslararası Basın Enstitüsü’de, gazetecilerin sendikaları da gazeteciliğin kıskaca aldığını raporlarında ifade ediyorlar. Gazeteciler, faaliyetinden dolayı tutuklanıyor, basın toplantılarında muhalif gazeteciler sorularından dolayı azarlanıyor, tehdit ediliyor. Bu sorunları daha da uzatmak mümkün.

Özetle Türkiye’de gazetecilere, ‘gazetecilik yapmayın’ deniyor. Ancak bunun karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de inatla gerçeğin üstüne giden ve gerçekleri halka ulaştırmaya çalışan gazeteciler bu mesleği sürdürüyor.”

“DAHA CESUR BİR YEREL GAZETECİLİĞE İHTİYAÇ VAR”

Kurul, Dersim yerelinde gazetecilerin gerçeğe ulaşma yönündeki dayanışmasının gazetecilik mesleğini kolaylaştırdığını da ifade etti. Daha cesur bir yerel gazeteciliğe ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Kurul, “Daha iyi olabilir mi elbette ki olabilir, olmalı da. Gerçeklerin üzerine daha çok giden ve bunu cesurca yazmaya en çok ihtiyaç olunan dönemdeyiz. Ben, Dersim’de gazeteciler arasındaki dayanışmanın, bu mesleği yapmayı kolaylaştırdığını düşünüyorum. Bu dayanışmanın daha çok olması gerekliliğini de ekleyerek tabi ki. Dersim’de tarihi çok eskilere dayanan bir yerel gazetecilik geçmişi var. Oldukça önemli işler yaptıklarını da düşünüyorum. Ancak, özellikle resmi kurumlarla olan ilan ilişkileri, bazen otosansüre sebep oluyor. En önemli gelir kaynaklarının bu ilanlar olması ister istemez böyle bir etki oluşturuyor olabilir. Ama bu kentte yerel gazetelerden birinin geçmişte yaptığı haberlerden dolayı bir valiyi yerinden ettiği de biliniyor. Bu bakımdan daha cesur bir yerel gazeteciliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”

“GÜVENLİKÇİ POLİTİKALAR MESLEĞİ ZORLAŞTIRIYOR”

“Güvenlikçi politikalar ister istemez haber kaynaklarımıza da etki ediyor” diyen Kurul, bu politikalardan kaynaklı Dersim’de gazetecilik yapmanın kimi zorlukları olduğunu kaydetti. Kurul şu cümlelerle devam etti:

“Dersim kolluk güçleri tarafından kuşatılmış bir kent. Bu ‘güvenlikçi’ politikalar ister istemez haber kaynaklarımıza da etki ediyor. Kimi zaman, sokakta röportaj yapabilecek birini bulamadığımız zamanlar oluyor. Eylemleri izleyen gazetecilere para cezaları yazılıyor, soruşturma başlatılıyor. Bu da her yerde olduğu gibi bu mesleği  yapmayı zorlaştırıyor. Ancak, bu kentte gazetecilik yapan bütün gazeteciler Evrensel muhabiriyken gerçeğin peşinde giden ve katledilen Metin Göktepe’yi ve onun gazeteciliğini biliyorlar. Namık Tarancı’yı, Musa Anter’i, bölgede katledilmiş onlarca gazetecinin hayat hikayesi, tutuklanan gazetecileri biliyorlar ve tüm bunlar haber yazma konusunda da başka bir cesaret veriyor gazetecilere. Bu cesareti büyütmenin ve daha ileriye taşımanın oldukça önemli olduğu bir süreçten geçiyoruz.”

Cihan BERK/  Dersim

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak