Alevi Haber Ajansi

Dersim’de katliamlar lanetlendi: Hafızamız en büyük direnişimizdir!-VİDEO

PİRHA- Dersim’de Emek ve Demokrasi Platformu, 12 Mart 1995’te yaşanan Gazi Katliamı, 16 Mart 1978’de ki Beyazıt Katliamı ve 16 Mart 1988’de yaşanan Halepçe Katliamlarına dair basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan DEM Parti Dersim İl Eş Başkanı Özcan Ateş, “Ezilen halklara ve toplumsal muhalefete yöneltilen devlet şiddetine karşı koyacak en güçlü direniş araçlarından biri hafızadır. Devletin şiddet ve cezasızlık düzenine karşı, hafızamız bizim en büyük direnişimizdir” dedi. 

Dersim Emek Ve Demokrasi Platformu, Gazi Mahallesi, Beyazıt ve Halepçe katliamlarını lanetledi, hayatını kaybedenleri andı ve katliamcı zihniyetlere karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Sanat Sokağı’nda gerçekleşen açıklamayı kurumlar adına DEM Parti Dersim İl Eş Başkanı Özcan Ateş okudu.

“HAFIZANIN SİLİNMESİNE İZİN VERMEK SUÇA ORTAK OLMAKTIR”

Tarih boyunca yaşanan katliamlarda devletin cezasızlık politikasının sürekliliğine işaret eden Ateş, “Beyazıt’ta, Halepçe’de, Gazi’de, Qamişlo’da yaşananlar, faillerin korunması ve adaletin sağlanmamasıyla bir “devlet geleneği” hâline getirilmek istenmiştir. Mart ayında gerçekleşen bu katliamlar, farklı coğrafyalarda yaşanmış olsa da, ezilen halklara ve toplumsal muhalefete yöneltilen devlet şiddetinin ortak bir parçasıdır. Bu nedenle, bu katliamları anmak yalnızca geçmişi hatırlamak değil, bugün ve yarın için ortak bir mücadeleyi büyütmektir. Ancak biliyoruz ki hafızanın silinmesine izin vermek, suça ortak olmak demektir. Unutulan her katliam, tekrar yaşanma riskini içinde barındırır. Katliamları unutmamak, unutturmamak ve sorumluların yargılanmasını talep etmek, geçmişin olduğu kadar bugünün ve geleceğin de mücadelesidir” dedi.

“HAFIZAMIZ EN BÜYÜK DİRENİŞİMİZDİR”

Ateş, “Devletin şiddet ve cezasızlık düzenine karşı, hafızamız bizim en büyük direnişimizdir” diyerek şöyle devam etti:

“Katliamların sorumluları tetiği çekenler ya da bombayı yerleştirenlerle sınırlı değildir. Onları koruyan, davaları sürüncemede bırakan, delilleri karartan, toplumun hafızasını yok etmek için çabalayan tüm mekanizmalar bu suçun bir parçasıdır. Adaletsizlik yalnızca mahkemelerde değil, medyada, siyaset sahnesinde ve eğitim sisteminde de örgütlü bir biçimde yeniden üretilmektedir. Bu yüzden adalet arayışımız hukuki olduğu kadar toplumsal bir mücadeledir. Ezilen halklara ve toplumsal muhalefete yöneltilen devlet şiddetine karşı koyacak en güçlü direniş araçlarından biri hafızadır. Unutmayı reddetmek, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de mücadelesini vermektir. Devletin şiddet ve cezasızlık düzenine karşı, hafızamız bizim en büyük direnişimizdir.”

“HAFIZAYI KORUMAK, ÖZGÜR GELECEĞİ İNŞA ETMENİN ÖNEMLİ ADIMI”

Katliam faillerinin korunması ve adil yargılamaların yapılmamasının yeni katliamların önünü açtığını ifade eden Ateş, “Maraş, Çorum ve Sivas’ta cezasız bırakılan katiller, Gazi başta olmak üzere birçok katliama zemin hazırlamıştır. Gerçek sorumlular yargılanıp hesap verene kadar mücadelemiz sürecektir. Bir kez daha vurguluyoruz: Adalet, unutmayanların ve unutturmayanların mücadelesiyle kazanılır. Hafızayı korumak, yalnızca geçmişin acılarını hatırlamak değil, aynı zamanda adil ve özgür bir geleceği inşa etmenin en önemli adımıdır. Unutmak, faillerin yeniden güç kazanmasına ve adaletsizliğin kök salmasına hizmet eder. Ancak bizler, halkların hafızasını, ortak mücadelesini ve dayanışmasını büyüterek bu düzene karşı koymaya devam edeceğiz” diye belirtti.

PİRHA/DERSİM

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.