Alevi Haber Ajansi

Dersim’de barış çağrısı: Güven somut adımlarla inşa edilir-VİDEO

PİRHA – Dersim Demokratik Kurumlar Platformu tarafından “Barış ve Demokratik Toplum Buluşması” başlığıyla düzenlenen halk buluşmasında, barış süreci, demokratik toplum inşası ve siyasal çözüm tartışıldı. Dersim Grand Şaroğlu Oteli’nde yapılan etkinliğe TJA aktivisti Ayla Akat Ata, Av. Suzan Akipa ve 33 yıl sonra cezaevinden tahliye edilen Çetin Arkaş katıldı.

Buluşma, DEM Parti Dersim İl Eş Başkanı Özcan Ateş’in açılış konuşmasıyla başladı. Açılışın ardından yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Etkinlik, konuşmacıların değerlendirmeleri ve katılımcıların katkılarıyla devam etti.

“DEMOKRATİK TOPLUM BİR TOPLUMSAL PROJEDİR”

İlk konuşmayı yapan Av. Suzan Akipa, barış ve demokratik toplum sürecinin tesadüfi değil, ideolojik ve politik bir tercih olduğunu vurguladı. Akipa, Kürt sorununun çözümüne ilişkin yürütülen tartışmaların uzun soluklu bir sürecin parçası olduğunu belirterek, “Yaklaşık bir buçuk yıllık bir süreçten söz ediyoruz. Bu süreç içerisinde sınırlı da olsa çeşitli görüşmeler yapıldı. Avukat görüşmeleri ve 13 Ekim’de Sayın Abdullah Öcalan’la yapılan görüşme bunlardan bazılarıdır” dedi.

Akipa, Abdullah Öcalan’ın söz konusu görüşmelerde başta kadınlar olmak üzere, gençlere ve siyasi tutsaklara selam gönderdiğini aktararak, demokratik toplum tartışmasının merkezinde toplumsal bir proje bulunduğunu ifade etti. Bu projenin, ulus-devlet anlayışına karşı demokratik toplum modelini esas aldığını dile getiren Akipa, “Burada mesele devleti dönüştürmeye zorlayan, demokrasiyi ve insan haklarını esas alan bir toplumsal mücadele hattıdır” diye konuştu.

“DİL KÜLTÜR VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ GÜVENCE ALTINA ALINMALI”

Demokratik toplumun, farklı kimliklerin ve inançların yasal ve anayasal güvence altına alınmasını hedeflediğini belirten Akipa, dil hakkı, kültürel haklar ve inanç özgürlüğünün kamusal alanda tanınmasının bu sürecin temel başlıkları arasında yer aldığını söyledi. Kürt halkının ve farklı inanç gruplarının yüzlerce yıldır süren direnişinin bu taleplerle doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etti.

Akipa, barış sürecinin ilerleyebilmesi için Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının kritik bir eşik olduğuna dikkat çekerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “umut hakkı” kararını hatırlattı. Türkiye’nin bu kararı uygulamakla yükümlü olduğunu vurgulayan Akipa, “Umut hakkının tanınması ve avukat görüşmelerinin düzenli hale gelmesi, demokratik toplum sürecinin ilerleyebilmesi açısından zorunludur” dedi.

Cezaevlerindeki hak ihlallerine de değinen Akipa, binlerce siyasi tutsağın özgürlüğünden ve demokratik siyasete katılma hakkından mahrum bırakıldığını belirtti. 2024 yılı içerisinde cezaevlerinde çok sayıda tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Akipa, 2025 yılına girilirken de bu tablonun değişmediğini söyledi.

Konuşmasının sonunda, barış sürecinin kendiliğinden ilerlemeyeceğini vurgulayan Akipa, “Bu süreçlerin sunduğu olanakları toplumsal bir güce dönüştürmek zorundayız. Barış, refah ve özgürlük ancak örgütlü bir toplumsal mücadeleyle mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM HUKUKİ VE SİYASAL ZEMİNDE İNŞA EDİLECEK”

Etkinlikte ikinci olarak söz alan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, çözüm sürecinin artık ertelenemez bir aşamaya geldiğini belirterek, bugüne kadar direnen bir halk gerçekliğinin bulunduğunu vurguladı. Akat Ata, barış ve demokratik çözüm sürecinin merkezinde kadınların yer aldığını ifade ederek, “Çünkü savaşın en ağır yükünü kadınlar taşıdı. Bu nedenle biz kadınlar olarak bu sürecin doğrudan içindeyiz” dedi.

Halkın tarihsel direnişine dikkat çeken Akat Ata, “Bu halk diz çökmez. Kaybettiklerimizin hatırası ortadayken, taleplerimizden vazgeçmemiz mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Çözüm için bir kapının aralandığını söyleyen Akat Ata, bugüne gelinen noktanın kendiliğinden oluşmadığını vurgulayarak, “Kimse durup ‘mazlumun hakkını teslim edeyim’ demedi. Bugün çözümü konuşabiliyorsak, bu verilen bedeller sayesindedir” diye konuştu.

Çözümün ancak hukuk ve siyaset zemininde mümkün olacağını belirten Akat Ata, “Bu süreci hukuku yeniden inşa ederek hayata geçireceğiz. Bunu da siyasal mücadele alanında, demokratik yollarla yapacağız” dedi.

“ORTADOĞU YENİDEN DİZAYN EDİLİYOR”

Son olarak konuşan Çetin Arkaş ise, 2013–2015 yılları arasında yürütülen sürecin bir oyalama süreci olduğunu belirterek, İmralı’ya yapılan görüşmelerde son derece saygılı bir biçimde karşılandıklarını söyledi. Sürecin 7 Haziran’dan sonra bozulduğu yönündeki değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Arkaş, “Süreç zaten bozulacaktı. Bunun alametleri çok daha önceden verilmişti” dedi.

Öcalan’ın beş yıl öncesine kıyasla düşünsel olarak çok daha değiştiğini vurgulayan Arkaş, çok daha derinlikli, coşkulu ve hazırlıklı bir noktada olduğunu belirtti. Bu durumun kapsamlı araştırmaların ve çözümlemelerin sonucu olduğunu ifade eden Arkaş, bu nedenle sürecin karşı taraf açısından artık “oynanabilir” olmaktan çıktığını söyledi.

Dünyada yeni bir dizayn sürecinin yürütüldüğünü belirten Arkaş, bu sürecin Ortadoğu’yu da kapsadığını ifade etti. Yeni Ortadoğu dizaynının İsrail ve Arap ittifakı temelinde gerçekleştirildiğini söyleyen Arkaş, bu ittifakın Ortadoğu’yu yeniden şekillendirerek yeni bir bölgesel yapı oluşturmayı hedeflediğini dile getirdi. Bu düzene karşı çıkan ülkelerin etkisizleştirildiğini belirten Arkaş, geriye sorun olarak kalan son ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.

“BAHÇELİ BU DEĞİŞİMİN FARKINDAYDI”

2023 seçim gecesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Ortadoğu’da çok şey değişecek, umarım Türkiye değişmez” sözlerini hatırlatan Arkaş, bu açıklamanın yaşanan sürecin farkında olunduğunu gösterdiğini ifade etti.

Arkaş, 2023 seçimlerine kadar AKP–MHP ittifakının temel amacının Kürdistan özgürlük mücadelesini tasfiye etmek olduğunu savunarak, bunun başarılamadığını söyledi. Kürtlerin her alanda direnerek bu planı boşa çıkardığını dile getiren Arkaş, tüm bu süreç boyunca dünyanın sessiz kaldığını ifade etti.

“MHP BEKA EKSENLİ AKP SEÇİM ODAKLI YAKLAŞIYOR”

Ülkenin gidişatını net biçimde gören Devlet Bahçeli’nin bir çıkış yaparak bu durumu tersine çevirmek istediğini söyleyen Arkaş, MHP’nin sürece yaklaşımını “ülkenin bekası” temelinde değerlendirdiklerini belirtti. AKP’nin ise sürece daha çok seçim odaklı baktığını hissettiklerini ifade etti.

“Biz devlete güvenin demiyoruz, hiçbir zaman da demedik” diyen Arkaş, güvenin ancak karşılıklı ve somut adımlarla inşa edilebileceğini vurguladı. Bu süreci gerçekçi bir zeminde, somut gelişmelere bakarak değerlendireceklerini ifade eden Arkaş, devletin atması gereken adımları da sıraladı.

Arkaş, siyasi tutsakların serbest bırakılması, kayyum uygulamalarına son verilmesi, antidemokratik uygulamaların terk edilmesi ve demokratik yasaların hayata geçirilmesi halinde güven ortamının tesis edilebileceğini söyledi.

“BARIŞ ANCAK YÜZLEŞMEYLE OLUR”

Barışın ancak yüzleşmeyle mümkün olacağını vurgulayan Arkaş, “Biz kendi geçmişimizle ve kendi kesimimizle yüzleşmeye hazırız. Devlet de hazır olmalıdır, Türk halkı da buna hazır olmalıdır. Ancak böyle bir barış inşa edilebilir” diye konuştu.

Kürtlerin demokratik bir cumhuriyetle entegre olmaya hazır olduğunu belirten Arkaş, bunun dışındaki seçeneklerin düşünülemeyeceğini söyledi. İktidar açısından demokratikleşmenin bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Arkaş, bu nedenle demokratikleşmede ayak diretilmemesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin Kürtlerin desteğini almadan yoluna devam edemeyeceğini dile getiren Arkaş, aynı durumun Ortadoğu için de geçerli olduğunu belirtti. “Ortadoğu’da var olmak isteyen hiçbir güç, Kürtlerin olmadığı bir seçeneği düşünemez” dedi.

“KURMAK İSTEDİĞİMİZ İTTİFAK BİR DEMOKRASİ İTTİFAKIDIR”

Kurmayı hedefledikleri ittifakın bir demokrasi ittifakı olduğunu ifade eden Arkaş, bu ittifakın demokratik değerler ve ilkeler temelinde şekilleneceğini söyledi. İdeolojilerine ve paradigmalarına güvendiklerini vurgulayan Arkaş, bu güvenden hareketle politikada esnek olabildiklerini belirterek, bunun yürüttükleri mücadelenin ve siyasal hattın temel dayanaklarından biri olduğunu ifade etti.

Son olarak Arkaş, önümüzdeki dönemde sürecin hep birlikte sahiplenilmesi gerektiğini belirterek, “Kendimize olan inanç ve güvenle barışı, yeni dönemi inşa edelim. Biz her şeye hazır olacağız, her türlü olasılığı düşünüp gerçekçi olacağız, tedbirli olup bunları gözeteceğiz” dedi.

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.