Alevi Haber Ajansi

Dersim Tertelesi’nin 88. yılında Ankara’da anma yapıldı -VİDEO

PİRHA-Ankara’da, Dersim Tertelesi’nin 88. yılında yaşamını yitirenler anıldı. Yapılan açıklamada, ”Katliamı yapanlardan hesabı sorulmadı. Aksine bütün siyasi iktidarlar, inkâr ve imha siyasetiyle katliamın sürdürücüsü oldular” denildi.

Ankara Dersimliler Derneği ve Dersim 37/38 Ortak Bellek Platformu, Dersim Katliamı’nın 88’inci yıldönümünde “kefensiz yatanlarımızı unutmuyoruz” diyerek anma programı düzenlendi. Anma, çerağ uyandırılmasın ardından dara duruş ile devam etti.
Basın metnini, Ankara Dersimliler Derneği Başkanı Çiğdem Camkıran okudu.

“DERSİM’DE ÖTEKİLEŞTİRMENİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNDEN BİRİSİ ALEVİ-KIZILBAŞLIKTIR”

Dersim Tertelesi ‘nin Cumhuriyet tarihin en karanlık olaylarından birisi olduğunu belirten Çiğdem Camkıran şunları kaydetti:

” O gün devletin en üst mercileri tarafından verilen kararlarla kentin, köylerin, dağların isimleri değiştirilmiş, sosyal ve kültürel kırımla sürdürülmüştür ve halen de sürdürülmeye devam etmektedir. Katliamın yapılmasına kadar devlet otoriteleri tarafından hazırlanan hemen bütün raporlarda açıkça görülmektedir ki Dersim’de sorun ya da düşman olarak kodlanan kimlik, yani ötekileştirmenin en önemli özelliklerinden birisi Alevi-Kızılbaşlıktır. Dersim’in etnik, inançsal ve sosyal konumu dikkate alındığında, onlarca insanın öldürülmesiyle, kız çocuklarının askerlere küçük yaşta verilerek jenerasyonun devamının engellenmesiyle, kalanların zorla başka yere sürgün edilmesiyle, günümüze kadar gelen travmasıyla bu katliamdır.”

“KATLİAM İLE YÜZLEŞİLMEDİ”

“Dersim’de 37- 38 yıllarında, Birleşmiş Milletlerin 1948’de tanımını yaptığı soykırım kriterleri uygulanmıştır” diyen Camkıran şunları ekledi:

“Bu sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur ve bu fillerin her biri Dersim 37-38 da yaşanmıştır.
Bu acıyla yüzleşilmedi. Katliamın üzerindeki sis perdesi kaldırılıp gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması sağlanmadığı gibi, sorumlulardan hesabı da sorulmadı. Aksine bütün siyasi iktidarlar, inkâr ve imha siyasetiyle katliamın sürdürücüsü oldular. Dersim halkı ve kurumları yıllardır bu katliamın bütün yönleriyle aydınlatılması ve hesabının sorulması için mücadele ediyorlar ve mücadelelerini sürdürmeye devam edecekler.”

“SEYİT RIZA İLE ARKADAŞLARININ MEZAR YERLERİ AÇIKLANSIN”

Katliamda yaşamını yitirenleri saygı ile anarak taleplerini sıralayan Çiğdem Camkıran, “Bozulan adaletin sağlanması için devlet arşivlerinin açılarak yüzleşilmesini, 4 Mayıs’ın Dersim Tertelesi günü olarak kabul edilmesini, Dersim isminin iade edilmesini, sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesinin ve Seyit Rıza ile arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını talep ediyoruz. Yüzleşmeyle bir daha aynı olayların yaşanmaması için alınacak önlemlerle iyileşmesi mümkün olduğunu hatırlatıyoruz” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mamak İlçe Başkanı Mustafa Kartal, sadece anmalar ile yetinmeyerek ötekileştirilenlerin bir araya gelerek öz savunmalarını oluşturmalarının önemine vurgu yaptı. Kartal, “Osmanlı Dönemi’nde de, Yavuz Dönemi’nde de Alevilere katliamlar yapılmıştır. Ancak Cumhuriyet Dönemi’nde katliam defalarca kez yapılmıştır. Biz öz savunmamızı oluşturmak zorundayız. Bunu başaramazsak yeniden katliamlar yaşarız. Demokratik toplumu inşa edebilmek için bizim, yani ötekileştirilmişlerin kendi öz yönetimlerini, öz savunmalarını oluşturmaları gerekiyor” diye konuştu.

“ÇOK İNSANSI TALEPLERİMİZ VAR”

Ankara Dersimliler Derneği Eş Başkanı Hüseyin Arat, “Amacımız kim tazelemek değil, hafızaları yenilemektedir. Seyit Rıza’nın yaşı küçültülerek, oğlunun ise yaşı küçültülerek idam ediliyor. Üstün koru özürler duyduk. Biz berrak bir şey istiyoruz. Dersim’in adının iade edilmesi, köylerimizin isimlerinin iade edilmesi ve kaybettiğimiz canlarımızın yerlerini öğrenmek istiyoruz. Çok insanı taleplerimiz var” diye konuştu.

“KATLİAMLARI ENGELLEYECEK OLAN BİZİM ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDÜR”

Dersim 37/38 Ortak Bellek Platformu adına konuşan Bülent Akdağ ise şunları ifade etti:

“Bu katliamın gelecekte tekrar etmemesi ve hafızamızı yenilemek için bir araya geldik. Dersim Soykırım Kanunu’nun kabul edilmesi gerekiyor. Bu katliamları engelleyecek olan bizim örgütlülüğümüzdür. Taleplerimizi daha güçlü bir dil ile anlatmamız gerekiyor.”

“ACILARI ANLATABİLMEK GEREKİYOR”

Şair Mehmet Özer de, “Dersimli değilim, Alevi de değilim ama kalbi Dersimli olan biri olarak konuşuyorum. Sayıların vicdanı yoktur, kalbimi yoktur. Dersim’de yüzbinler öldü demek hiçbir ifade etmiyor. Acıları anlatabilmek gerekiyor. Biz diğer hakların acılarımıza ortak olmasını da sağlayabiliriz” diyerek Dersim’e ilişkin okuduğu şiir ile konuşmasına son verdi.

Anma, çerağın sırlanması ve lokmaların pay edilmesi ile sona erdi.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.