Alevi Haber Ajansi

Dersim Tertelesi’nin 87. yılında, Ankara’da anma yapıldı -VİDEO

PİRHA-Ankara’da, Dersim Tertelesi’nin 87. yılında yaşamını yitirenler anıldı. Yapılan açıklamada, ” Yaklaşık olarak iki yıl süren askeri operasyonlarda on binlerce Alevi Kürt katledilmiş, binlercesi sürgün edilmiş, çocukları evlatlık verilmiştir. İnancımızın son kalesi düşürülmüş ve ardından  kültürel  soykırım hayata geçirilerek bu soykırım günümüze kadar sürdürülmektedir” denildi.

 

Ankara Dersimliler Derneği, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Ankara Varto Kültür ve Dayanışma Derneği; Dersim Tertelesi’nin 87. yılı anmasında ortak açıklama yaptı. Ortak açıklamayı kurumlar adına  Dersimliler Derneği Eş Başkanı Hüseyin Arat okudu.  Anma Çerağ uyandırmanın ardından Dara duruş ile devam etti.
“DERSİM 37-38 SOYKIRIMINI UNUTMADIK”
Hüseyin Arat’ın okuduğu açıklamada, Dersim Katliamının,Koçgiri’den Dersime en büyük, en kanlı Alevi katliamı olduğu vurgulanarak şu ifadeler yer verildi:
“Tam 87 yıl önce Cumhuriyet tarihinin Koçgiri’den Dersime en büyük en kanlı Alevi katliamı Dersim Harekatı gerçekleşti.  Reya Haq Kızılbaş Kürt olan Dersimliler, egemen Osmanlı-Türk devlet geleneği ile çelişen yaşam tarzları, sosyal-siyasal ve kültürel kimlikleri nedeniyle sistemli olarak baskı ve asimilasyon altında yaşamış, bu nedenle de devletin planlı imha politikasının hedefi olmuşlardır. Devlet, 4 Mayıs 1937’de Bakanlar Kurulunda ‘Tunceli Tenkil Harekatı’ kararı alarak binlerce kadın, erkek, yaşlı ve çocuğun katledilmesinin fermanını vermiştir. Yaklaşık olarak iki yıl süren askeri operasyonlarda on binlerce Alevi Kürt katledilmiş, binlercesi sürgün edilmiş, çocukları evlatlık verilmiştir. İnancımızın son kalesi düşürülmüş ve ardından  kültürel  soykırım hayata geçirilerek bu soykırım günümüze kadar sürdürülmektedir.
“HAKLARIMIZI ALMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ”
 Alevi katliamları, topraklarımızın tamamında sadece Dersim ile kalmamış, ardından Maraş, Sivas,  Çorum, Madımak ve Gazi gibi birçok yerde devam etmiştir. Bu aklın günümüz temsilcileri hala aynı inkâr ve imhacı tavırlarında ısrar ediyor. Öyle ki pervasızca haritadan şehirler silerek, ekolojik kırımlarla, inanç yerlerimize, ziyaretlerimize  saldırılarla ve kadın kırımlarıyla soykırımlarına devam ediyorlar. Aleviler ve tüm ötekileştirilenler bunun karşısında çaresiz değiller, örgütlü güçlerini yükselterek, talep eden değil hesap soran olmak durumundadırlar. Nasıl ki Seyit Rıza diz çökmediyse bizler de zulmü ebedi mirası olarak bırakan nahak aklın ürünü devletin karşısında dik durup haklarımızı almak için mücadelemizi yükseltmek zorundayız. Soykırımı, devlet aygıtlarını ellerinde bulunduran kadrolar yapmıştır. İnsanlık suçunu işleyenler hesap vermek zorundadırlar. Ocaklarımızın, halkımızın gaspedilen topraklarımızın sürgünlere mecbur bırakılan canlarımızın haklarının tahkimi ve bedelini ödemek zorundadırlar. İnsanlık suçu işleyenlerin tüzel veya fiziki kişiliklerinin hepsi uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır”
“DERSİM’İN ADI İADE EDİLMELİDİR”
Ortak basının metinin ardından Arat, taleplerini şöyle sıraladı:
“Dersim’in adı iade edilmelidir. Seyitlerimizin mezar yerlerini açıklayın ve ailelerine teslim edin. 1937 soykırımını kabul edip yüzleşerek Dersim halkından özür dileyin. Başta Dersim ismi olmak üzere köy ve mezra isimlerini iade edin. Dersim’in kayıp kızları ve çocukların akıbetini açıklayın. 1937’de Elazığ İstiklal Mahkemelerinde mahkûm edilen canlarımızın akıbetini açıklayın. Genelkurmay, TBMM soykırım dönemi arşivlerini açın ve açıklayın. Ocaklarımızdan, ziyaretgâhlarımızdan, suyumuzdan, coğrafyamızdan ellerinizi çekin! Hiçbir şeyi unutmadık, hiç bir şeyi affetmedik”
“TÜM ÖTEKİLER SESLERİNİ DAHA GÜR ÇIKARMALI”
DEM Parti Van Milletvekili Sinan Çiftyürek, “Ben Kürdistan tarihinin, Anadolu tarihinin katliamlar tarihi olduğunu düşünmekteyim. Devlet kendisini iyi şey üzerinden kurdu; tek mezhep, tek ırk. Anadolu ve Kürdistan yıllar boyunca halklar ve inanclar bahçesi oldu. O bahçeyi kurutmak için elinden geleni yaptılar” dedi.

 

“DEVLETİN YÜZLEŞME SÜRECİNE GİRMESİ GEREKİYOR” 

DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, “Toplum bir yüzleşme sürecine girdi. Devletin de bir yüzleşme sürecine girmesi gerekiyor. Türkiye’de yalan tarih ile yüzleşmesi gerekiyor. Aleviler ve tüm ötekileştirilenler seslerini daha gür çıkarsınlar” şeklinde konuştu.

“HER ALEVİ SOYKIRIMIN TANIMINI BİLMELİ” 

2 Temmuz Sivas Katliamında kardeşi Gülsüm Karababa’yı kaybeden Hüseyin Kababa ise “Kendini ifade edemeyecek haline getirmektir soykırım. Her Alevi soykırımın tanımını bilmek zorunda” dedi.
“DERSİM KATLİAMI İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR”
Ankara Dersimliler Derneği Başkanı Çiğdem Camkıran ise “Dersim insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Hala asimilasyon devam etmektedir. Yüzleşmemiz lazım, unutmamız lazım, taleplerimizi dile getirmemiz gerekiyor.” dediç
“PİRLERİMİZİN MEZAR YERİNİ SÖYLEMİYORLAR”
Son olarak söz alan DAD Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak, “ÇEDES politikaları katliamlardan ayrı düşünülemez. Hala asimile etmeye çalışıyorlar. Hala pirlerimizin mezarlarının yerini söylemiyorlar. ÇEDES projesi sadece Alevilerin sorunu değildir, bilimsel eğitim isteyen herkesin sorunudur” dedi
Okunan ağıtların ardından anma, çerağ sırlanması ve lokmaların pay edilmesi ile sona erdi.
PİRHA/ANKARA
Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak