PİRHA- 4 Mayıs 1937’de Bakanlar Kurulu kararı ile başlatılan Dersim Katliamı’nın üzerinden tam 86 yıl geçti. Dersim Katliamı tanığı Mirali Çetin, “Dersim’in her yerine muhtarlar aracılığıyla insanları topluyorlar ve hepsini toplu bir şekilde öldürüyorlar. Öyle bir vicdansızlıktı ki çocukların, kadınların, yaşlıların ellerini bağlıyorlardı, herkes ağlıyordu” dedi.
4 Mayıs Dersim 1937-1938 Tertelesi’nin üzerinden tam 86 yıl geçti. Dersim Tertelesi sıradan bir katliam değildi. Resmi rakamlara göre 16 bin, resmi olmayan rakamlara göre 72 bin kişi katledilmiş, binlerce insan sürgün edilmiş ve binlerce Dersimli çocuk, özellikle kız çocukları evlatlık verilerek ailelerinden koparılmıştır. Dersim’in kendine özgü yaşam tarzı, siyasi, sosyal ve kültürel kimliği ortadan kaldırılmak istenmiştir. Dersimlilerden ve Türkiye toplumundan resmi olarak özür dilenmesi talepler arasında bulunuyor.
4 Mayıs 1937 Dersim Katliamı süreci 25 Aralık 1935 tarihli Tunceli vilayetinin hakkındaki raporla başlamış ve son olarak 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla tedip ve tenkil içeren askeri operasyona dönüşmüştü.
1938 Dersim Katliamı’nda Hozat’ın Ağzunik köyünde olan ve 89 yaşında Hakk’a yürüyen Dersim Katliamı tanığı Mirali Çetin o dönem yaşadıklarını PİRHA’ya anlatmıştı.
“HOZAT’IN BÜTÜN KÖYLERİ KATLİAMDAN GEÇTİ”
“Atatürk 7 paşayı Dersim’e göndermiş, paşalardan birisi ‘ben 7 yılda Dersim’i hizaya getirim’ demiş. Atatürk de ‘sen git Dersim’i katliamdan geçir demiş’ diyen Mirali Çetin, “Bütün köyleri asker sarıyor Ağzunik köyünü kırımdan geçiriyor, insanları dereye götürüp hepsini kurşuna diziyorlar. O dönem Hozat’ın bütün köyleri katliamdan geçti. Benim bütün akrabalarım katliamdan geçti. Bütün köyler katliamdan geçerken Hozat’ta sadece Koçan aşireti kalıyor. O da devlete direnen silahlı bir aşiret olduğu için kırımdan geçmeyen tek aşiretti diyebilirim. Dersim’in her yerine muhtarlar aracılığıyla insanları topluyorlar ve hepsini toplu bir şekilde öldürüyorlar. Hozat’ın Tavuk köyünde kadın ve çocuk çok öldürülüyor ama orada Hüseyin Çavuş diye biri varmış sağ kalanların bir kısmını o gelip kurtarmış. Öyle bir vicdansızlıktı ki çocukların, kadınların, yaşlıların ellerini bağlıyorlardı, herkes ağlıyordu” dedi.
Nuray ATMACA-Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.