Alevi Haber Ajansi

Dersim İnşa Kongresi, ‘Tunceli Tanıtım Günlerine’ ilişkin açıklama yaptı

PİRHA-İstanbul’da düzenlenen ‘Tunceli Tanıtım Günlerine’ ilişkin bir açıklama yapan Dersim İnşa Kongresi, “Devlet, Dersim’de Alevi Kürt kimliğinden arındırılmış yeni bir ‘siyaset’ ve ‘ticaret’ sınıfını egemen hale getirmek istiyor. Kürtsüz, Alevisiz bir Dersim yaratılmak isteniyor. Bu bir suçlama değil, gerçek durum tespitidir” ifadelerini kullandı. 

Dersim İnşa Kongresi (DİK), 28 Aralık 2021 ile 2 Ocak 2022 tarihlerinde İstanbul Yenikapı’da düzenlenen “Tunceli Tanıtım Günleri” etkinliği ve sonrasındaki tartışmalara yönelik bir açıklama yayımladı. DİK, açıklamasında “Devlet, Dersim’de Alevi Kürt kimliğinden arındırılmış yeni bir ‘siyaset’ ve ‘ticaret’ sınıfını egemen hale getirmek istiyor. Kürtsüz, Alevisiz bir Dersim yaratılmak isteniyor. Bu bir suçlama değil, gerçek durum tespitidir” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“28 Aralık 2021-2 Ocak 2022 tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Tunceli Belediyesi ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) İstanbul Yenikapı’da orijinal adıyla ‘Tunceli Tanıtım Günleri’ düzenledi. Etkinlik bitti ancak tartışma halen devam ediyor. Konuya ilişkin farklı çevreler görüşlerini açıkladılar.
Dersim İnşa Kongresi (DİK) olarak bizde; yaşanan ve halen devam eden tartışmalar neticesinde görüşümüzü açıklamayı bir zorunluluk olarak görüyoruz.

“DERSİM’İN DEĞERLERİNE KARŞI POLİTİKALAR SÜRMEKTEDİR”

Karşı karşıya olduğumuz sorun bugünün meselesi değil, dünün devamıdır. Tarihsel süreç içinde yaşananlar irdelendiğinde nasıl bir gerçekle karşı karşıya olduğumuz anlaşılacaktır. Rayber Sey Rıza ve arkadaşlarını darağacına gönderen İstiklal Mahkemesi’nin savcısı Hatemi Şahanoğlu, ‘’Bu dava genç Tun(ç)eli’nin Dersim’e karşı açtığı tarihi bir davadır. Vereceğiniz karar genç Tun(ç)eli’nin ebediyen yaşamasına, çıban başı olan Dersim’in tarihin çöplüğüne atılmasına neden olacaktır.’’ diyordu.

Devletin bugün de Dersim’e bakış açısı budur ve değişmemiştir. Bu politika, günümüzde Dersim’in temel değerlerine karşı yeni bir formatta ve sistematik bir şekilde sürdürülmektedir. Dr. Nuri Dersimi ile başlayan ve Sey Rıza ile devam eden Dersim halk önderlerini itibarsızlaştırma kampanyası sıradan bir olay değildir.

Dersim’i kimliksizleştirmenin öncelikli yolu belleğini silmekten geçtiğini planın stratejik aklını oluşturanlar gayet iyi bilmektedir. Dil, inanç, kültür, ziyaret, coğrafya, kutsal mekanlar, Sey Rıza ve Dr. Nuri Dersim’i hedef seçmeleri tesadüf değildir. Bu değerler zayıfladığında ya da yok edildiğinde geriye “Dersim” diye bir yer kalmayacaktır. Kalsa bile o Dersim Rayber Sey Rıza’nın Dersim’i ve binlerce kefensizlerimizin uğruna can verdikleri Dersim olmayacaktır.

“DERSİM’DEKİ SORUN DERİN VE TARİHSELDİR”

Koçgiri’den Xınıs-Gımgım’a Dersim’in geniş değerler yelpazesi içinde; Kırmanciye, dil, Raa Heq, Düzgın Baba, Munzır Baba, Ocaklar, Rayber Sey Rıza, Use Seydi, Cıve Gej, Fındık Axa, Alişer Efendi, Sahan Ağa, Zarife Xatun, Dr. Nuri Dersimi, Sey Qaji, Sılo Qız, Dr. Şivan, Hüseyin Cevahir, Ali Haydar Yıldız, Mazlum Doğan, Sakine Cansız, Haydar Işık ve diğerleri vardır. Bunların temsil ettiği, uğruna hayatlarını verdikleri temel değerlere sahip çıkmak; mirasımız, güvencemiz ve çıkış yolumuzdur.

Dersim’deki sorun derin ve tarihseldir. Uzlaşma, çelişki ve çatışma alanının İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle sınırlandırılması sorunun tamamının gözden kaçmasına neden olacaktır. Sorunun daha büyük, kapsamlı ve ideolojik olduğu açıktır. İstanbul neden değil, sonuçtur. İstanbul’da düzenlenen ‘Tunceli Tanıtım Günleri’ etkinliğinde ortaya çıkan tablo da bir yanlışlık sonucu çıkmamıştır.

Bazı çevrelerin ‘eksiklik’ olarak gördüğü durum bize göre bilinçli bir tercihin sonucudur. Dersimli diğer kurumlar, siyasi çevreler yok sayılmış ve bu organizasyona ortak edilmemiştir. Yapılan itiraz, eleştiri ve önerilerin bu gerçeği görerek yapılmasının sağlıklı olacağına inanıyoruz. Eleştiriler, ‘’Sey Rıza’nın resmi neden afişin sonuna konuldu’’ yerine, Sey Rıza’nın inkâr edildiği yerde, ‘‘Dersim değerlerinin o afişte ne işi var’’ şeklinde olmalıdır. Dersim’in bir ticari markaya dönüştürülmesi kabul edilemez. Karşı çıkılması gereken boyutlar öncelikli olarak bunlardır.

“ALEVİ KÜRT KİMLİĞİNDEN ARINDIRILMIŞ YENİ BİR SİYASET EGEMEN HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR”

Sonuç olarak; bir kez daha vurguluyoruz. Devlet, Dersim’de Alevi Kürt kimliğinden arındırılmış yeni bir ‘siyaset’ ve ‘ticaret’ sınıfını egemen hale getirmek istiyor. Kürtsüz, Alevisiz bir Dersim yaratılmak isteniyor. Bu bir suçlama değil, gerçek durum tespitidir. Bu konseptin uygulama görevi ise Doğu Perinçek ve Ergenekon’a verilmiştir. Amaç Dersim ile Kürdistan’ın bağını koparmaktır. Devlet bu amaca uygun alan açıyor ve rol veriyor. Munzur Üniversitesi’ne verilen rol, Tunceli Cem Evi’nin neredeyse bir devlet kurumuna dönüştürülmesi açıklayıcı birer örnektir. Türk-İslam sentezini egemen hale getirmek istiyorlar.

Bütün değerlerimizin, coğrafyamızın ve ziyaretlerimizin ‘turistik’ alanlara çevrilmesinin temelinde de bu amaç yatmaktadır. Burada alınması gereken tutum hangi siyasi çevre olursa olsun devletin tuzağına düşmemesidir. Dersim’in tarihsel kimliğine sahip çıkmak, korumak ve geliştirmek öncelikli görev olmalıdır. Özerk ve özgür Dersim ancak bu yolla inşa edilir.

Dersim İnşa Kongresi olarak; yeryüzünde yaşayan bütün Dersimlilere açık çağrıda bulunuyoruz: Coğrafyamız, kutsal topraklarımız, insanlarımız, dilimiz, kültürümüz ve ziyaretlerimiz büyük bir saldırı ve kuşatma altında. Bu temelde bütün Dersimlileri devletin her türlü inkâr ve imha saldırılarına karşı ortak mücadele etmeye davet ediyoruz!

Wesbo Kırmanciye!
Wesbo Kurmancîye!
Wesbo Dersim!”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak