PİRHA- Antalya’dan Hacıbektaş ilçesine gidip Hacı Bektaş Veli Dergahı’na niyaz olup avlusunda muhabbet cemi yürütmek isteyen Alevilere güvenlik görevlilerinin ve ilçe emniyet müdürünün müdahale ettiği duyuruldu. 7 Ağustos’ta yaşanan engellemeyi anlatan Yol hizmetkarı Mustafa Sazcı “Saz ile söz ile aşk ile yapılan bir hizmete edepsizce müdahale ettiler” dedi.
Alevilerin, Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda cem yapması, saz eşliğinde deyiş söylemesi hala yasak.
7 Ağustos’ta Antalya’dan Hacıbektaş ilçesine dergaha niyaz olmaya giden Abdal Musa Derneği Eşit Başkanları Gülçin Akça ve Süleyman Demir ile dernek yöneticileri ve Kızıldeli Ocağı Yol Hizmetkârı Mustafa Sazcı’nın da aralarında olduğu Alevilerin, Dergahta Abdallarla muhabbet edip, deyiş söylemelerinin engellendiği öğrenildi.
“SAZ İLE, SÖZ İLE, AŞK İLE YAPILAN BİR HİZMETE EDEPSİZCE MÜDAHALE EDİLDİ”
Kızıldeli Ocağı Yol Hizmetkârı Mustafa Sazcı, kilitli olan Kadıncık Ana’nın Evi’ne niyaz olduktan sonra dergahın avlusuna geçtiklerini, burada muhabbet etmek isterken güvenlik görevlilerinin müdahale ettiğini şöyle anlattı:
“Kadıncık Ana Sultan’ın kapısı sürekli kilitli olan makamına niyaz olup tekrar Mehmet Turan Dede ile hasbihal etmek üzere dergâha doğru sazlarımız ile yola koyulduk. Yolda çoğu ocağımızın da talibi olan Abdalların olduğu bir grup, uzun süredir cem görmediklerini, eğer dergâhın avlusunda muhabbet bağlarsak memnun olacaklarını söylediler. Biz de Mehmet Turan Dede, Süleyman Demir Baba ve diğer canların olduğu bir grup ile ilk avluda (Ücler Çeşmesi) oturup deyiş söyleyen canlara ayıp olmasın diye meydan evinin ve aslanlı çeşmenin olduğu orta avluya gidip oturduk. Canların toplanması ile birlikte bir deste bağlama arzusu ile saza pençemizi vurduk ancak Kültür Bakanlığı’nın dergâhta güvenlik görevlisi olarak gönderdiği kişi, Alevi Dergâhında Halveti zikirine alışık olmalı ki saz ile söz ile aşk ile yapılan bir hizmete edepsizce müdahale etti.
“SESİMİZİ, SAZIMIZI BASTIRMAK İSTEDİLER”
Aşıkların, ışıkların kabesi olan dergâhta hizmet yürüten bizlere ‘Yok, burada böyle şeyler yapamazsınız’ diyerek sesimizi, sazımızı bastırmak istedi. Kendi dergâhımızda, kendi mekânımızda; erenlerin, evliyaların, aşıkların, sadıkların, dervişlerin, muhiplerin kabesinde hizmet yürüten bizlerin bu gibi şeyleri yapabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin alması gerektiğini söyledi. Aksi takdirde dergâhı boşaltmazsak zor kullanacaklarını söylediler. Bizler de ‘Ferman padişahın, dağlar bizimdir’ diyen Dadaloğlu’nun, boyun eğmemeyi bize salık veren Kalender Şah’ın, Hamdullah Çelebi’nin düsturu ile ellerinden geleni ardına koymamalarını söyledik. Daha önceden konuşulmuş olacak ki bir dönem ve halen ‘İç güvenlik sorunu’ olarak görülen Aleviliği yaşatmak isteyenleri gözaltı ile tehdit etmek üzre Hacıbektaş İlçe Emniyet Müdürü olduğunu söyleyen şahıs ve beraberinde bir grup polis, dergâha girdi.
Onlar tehditlerine devam ederken Mehmet Turan Dede elimizdeki sazı alıp, dertli döşüne niyaz ederek başladı:
“Kaf u nûn hitabı izhâr olmadan
Biz bu kâinatın ibtidasıyız
Kimseler vasıl-ı didar olmadan
Ol “kabe kavseyn”in “ev edna”sıyız.”
15 YAŞINDAKİ ABDAL ÇOCUĞU GÖZALTINA ALMIŞLAR
Mürşid-i Kâmil Harabi Baba’nın bu Hakikat kelamının dergâhta yankılanması rahatsız etmiş olacak ki bir anda celallenip çevrede bizleri dinleyen Abdallara saldırdılar. O sırada fakirin telefonu ile kayıt alan 15-16 yaşlarındaki bir Abdal gencini ise ite kaka kimlik ibraz edememesini bahane göstererek tüm engellemelerimize rağmen gözaltına aldılar. Oradaki güvenlik görevlileri belkide İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeyi referans alarak engellediler, saldırdılar ancak peki ya bizim içimizdeki rayberlere, Hınzır Paşalara ne demek gerek?”
“KARARLI OLMAMIZ LAZIM”
Mustafa Sazcı, Alevi kurumlarının el konulan dergahların istenmesi ve laik eğitim konusundaki eylemlerinin sürekli olması gerektiğini aksi taktirde yapılanların saman alevi gibi söneceğini belirterek, kararlı olunması gerektiğine dikkat çekti.
Sazcı, “Alevi gençlik mücadelesinin potansiyel enerjisini de kanalize ederek mücadeleyi menziline eriştirebiliriz. Bunu yapamazsak dün dergâhtan kovulduk, bugün ‘ceylanı, aslana yedirdik’, yarın ise Yunus gibi ‘Hünkâr’ı’ da elimizden alacaklar. İhtiyacımız olan, Hacıbektaş Belediye Başkanı olan zatın “Esmer vatandaşlar” olarak ötekileştirdiği Abdalların itikatı ve didar-ı Hünkâr’a varmaktaki kararlılıkları” ifadelerini kullandı.
PİRHA/ANTALYA
Yoruma kapalı.