PİRHA- Depremzede Orhan Yeşilçay, “Yakınlarımdan kaybettiğim çok kişi var. Hala haber alamadıklarım var. Depremden sonra 4-5 gün hiçbir yetkili gelmedi. Bize bir anlamda ceza kesildi diyebilirim. Bu bilinçli yapıldı diye düşünüyorum. Hatay sol görüşlü bir yer. Seçimler de yaklaşıyor. Bundan dolayı oraya hükümet hiçbir şekilde el atmadı. Kendi imkanlarımızla birbirimizin yarasını sarmaya, yardımcı olmaya çalıştık” dedi.
Hatay Antakya’da depremden sağ kurtulan Orhan Yeşilçay, depremi ve deprem sonrasında yaşadıklarını PİRHA‘ya anlattı.
Depremden kurtulup Antalya’ya geldiğini, burada Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi’nde kaldığını belirten Yeşilçay, ailesinden ve yakınlarından çok kişiyi kaybettiğini aktardı.
Depremin ardından Antakya’da bulundukları bölgeye 4 gün boyunca tek bir yetkilinin bile gelmediğini de ifade eden Yeşilçay, yaşanan aksaklıklar ve gecikmeler nedeniyle çok insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Yeşilçay, Hatay’ın sol görüşlü olmasından kaynaklı yardımların gelmediğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.
“YAKINLARIMDAN ÇOĞUNU KAYBETTİM, HALA HABER ALAMADIKLARIM VAR”
Yeşilçay yaşadıklarına dair şunları anlattı:
“Depremden kurtuldum ve buraya sığındım. Şu anda durumum iyi. Yaram berem yok, biraz rahatladım. Ailemden kayıplarım var maalesef. Tanıdık dost çevreden bir sürü insanı kaybettik. Yakınlarımdan halam, amcamın oğlu, öz dayımın oğlu, onun kızı, hala oğullarımdan kendisi ve kızını kaybettim. Bunlar haber alabildiklerim tabi. Bunun dışında çok büyük sayıda sosyal medyada haberini aldığım tanıdıklarım, mahallelim, köylüm, şehirlim Antakya Hataylı bir çok insan var. Buraya çıkıp gelen, ülkemizin farklı yerlerine giden tanıdığım kurtulanlar var. Haber alabiliyorum bazen. Herkesten ve her an haber alamıyoruz. Ulaşabildiklerimiz var ulaşamadıklarımız var ama Hatay gerçekten en çok etkilenen bölgelerden biri.
“DEPREM ANINDA HAYATTA KALMA DÜRTÜSÜ DIŞINDA BİR ŞEY DÜŞÜNEMİYORSUNUZ”
Deprem anında yaşadığımız duygular genelde korku, sığınma, bir yere geçme gibi düşünceler oldu. Depremle birlikte yağmur da başladı. Soğuk, açlık bunlarla da mücadele ettik. Hayatta kalma dürtüsü dışında hiçbir şey düşünemiyorsunuz o anda. Bir yerlere geçebilme, bir yerlere sığınma, açıkta kalmama vs. Ben bu anlamda şanslıydım. Çünkü evim yol üzerinde ve karşımda çiftlik vardı. O alana geçmeyi başardığım için kurtuldum.
“BİLİNÇLİ OLARAK GÜNLERCE YARDIM EDİLMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Depremin ardından ben 4 güne kadar hiçbir yetkili kimseyi görmedim. Beşinci günde ulaşabildiğim şehir merkezinde sadece araçlara yön veren polisler ve asker panzerleri vardı. Bunun dışında da bir iki tane vinç gördüm şehir merkezinde. Bir de Antakya Köprübaşı’nda bir yardım tırı vardı. Köprübaşı’nda sıraya girenlere sanırım kumanya ya da su ve buna benzer bir şeyler veriyordu. Onun dışında bir şey görmedim. Bize bir anlamda ceza kesildi diyebilirim. Bu bilinçli yapıldı diye düşünüyorum. Hatay sol görüşlü bir yer. Seçimler de yaklaşıyor. Bundan dolayı oraya hükümet hiçbir şekilde el atmadı. Yardım gelmedi 4-5 gün. Biz hiçbir şey görmedik oralarda. İnsanlar kendi imkanlarıyla birbirlerine mahalleliye, konu komşuya yardımcı olmaya çalıştı. Herkes birbirini korumaya çalıştı, arabalarını aldı uzak bölgeye çıkmaya çalıştı, su verdi, yemeğini paylaştı.
“ALT YAPI VE ULAŞTIRMADA ÇOK BÜYÜK SIKINTILAR YAŞADIK”
Halkın kendisi ilk etapta sahiplenmeye, bir şeyler paylaşmaya başladı. Halk birbirine sahip çıktı. Zaten kurumlara ulaşmak mümkün de değildi. Antakya öyle bir enkaza dönmüş ki Antalya’nın tarihi birçok yeri de çökmüş. Biz devlet diyoruz ama ben devletten çok siyasi iktidarın ulaşmadığını düşünüyorum. Zaten devletin kurumlarını harekete geçiren de siyasi iktidarlardır. Siyasi iktidarlar tıkandığı için altyapıda, ulaştırmada çok büyük sorunlar yaşandı. Ne Hatay’a, Antakya’ya giriş yapılabiliyordu ne de Antakya’dan çıkış yapılabiliyordu. Biz 6 saatte kaplumbağa gibi Antakya’dan çıkmak için çabaladık sadece.
“BİZİ GETİRDİKLERİ OTEL UYGUN DEĞİLMİŞ, ORADA SAATLERCE BEKLETİLDİK”
Antalyalı bir firma 100 tane aracını deprem bölgelerine seferber ederek bizi buraya getirdi. AFAD’la da koordineli yaptı bunu. Depremzedeleri çıkarıp Antalya AFAD İl Müdürlüğü’ne kadar getirdi. Araçtan iner inmez de 34 kişilik listeyi yazılı olarak AFAD yetkililerine teslim ettim. Bizi otele alacaklarını söylediler ancak bizim gideceğimiz otelde aşılama olduğu için yer yok dediler. Orada inen afetzedeler bekletildi. Ben bir asker arkadaşımın yardımıyla onun evine sığındım, daha sonra da buraya Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’na geldim. Hayatta kalmayı böyle başardım. 5 gündür buradayım.”
“CEMEVİNDE DEPREMZEDELERİN HER TÜRLÜ İHTİYACI KARŞILANIYOR”
Cemevinde depremzedelerin her türlü ihtiyacının karşılandığını belirten Orhan Yeşilçay, “Buradaki insanlar mükemmel insanlar. Antalya HBVAKV yönetimi, başkanı ve Antalya Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği buna benzer bir iki kurum daha var. Bunlar sürekli depremzedelerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun bir çaba sarf ediyorlar. Eksikliklerimiz tabii ki var. Bu da çok doğal. Biz buraya tatile gelmemişiz. Her şeyin dört dörtlük olmasını bekleyemeyiz. Yönetim, üyeler, yardımseverler buraya lokma olarak getirip yardımda bulunan insanlar bayağı uğraşıyorlar. Hepsine tek tek müteşekkiriz. Yüreklerinden öpüyoruz bu güzel insanların. Tüm ülkenin başı sağ olsun diyorum” dedi.
“PASAPORT İÇİN BAŞVURDUM HARÇ PARASI İSTEDİLER”
Pasaportunun süresi bittiği için yurt dışına çıkamadan depreme yakalandığını söyleyen Yeşilçay, şunları kaydetti:
“Buradan da bir çağrı yapmak istiyorum, benim kendimle ilgili bir sıkıntı var. Ben depremden 5 gün önce 1 Şubat’ta yurt dışına bir şirkette inşaatta çalışmak için gitmek üzereydim ama pasaportumun süresi bittiği için yurt dışına çıkamadım. 6 Şubat gecesi saat 04.17.00’de depreme yakalandık. Pasaportumun müddeti bitmiş ancak depremden sonra geldiğim Antalya’nın Muratpaşa İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne başvuru yaptım. Bana harç ödemem söylendi. Bu çok zoruma gitti. Buradan bir çağrı yapıyorum; İçişleri Bakanlığı deprem bölgesindeki insanlara 1 yıllık pasaportu ücretsiz vermelidir.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.