Denizli’de eski bir yayla yolu üzerinde 2013 yılında kadının özgücüyle kurulan Margarita Çiftliği’nde, erkeğin hakim olmadığı, sınırların, ırk ve dil ayrımının olmadığı, paranın geçmediği, takas usulü bir yaşamın sürdürüldüğü anayurt inşa ediliyor.
Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Helvacılar Mahallesi’nde eski yayla yolu üzerinde, 14.5 dönüm büyüklükte bir arazide kurulan Margarita Çiftliği’nde erkeğin hakim olmadığı, sınırların, ırk ve dil ayrımının olmadığı, paranın işlevsiz olduğu, takas usulü bir yaşamın sürdürüldüğü anayurt inşa ediliyor.
Doktorluk mesleğini bırakarak doğal bir yaşam arayışına giren 59 yaşındaki Margarita Dimitrova, 2013 yılının Mayıs ayından bu yana Buldan’ın doğal mimarisine uygun olarak taş, kerpiç ve ahşaptan inşa edilen evinde yaşıyor.
Margarita’da ısınma ihtiyacını ise odun sobaları ile gideren Dimitrova, dışarıdan hiç bir ürünü çiftliğine almazken, kendi giydiği kıyafetleri de dokuduğu bezlerden yapıyor.
Ay takvimi kullanılıyor
Margarita Çiftliği’nin misafirleri ise hiç eksik olmuyor. Çiftliğe gelen doğa gönüllüleri bostanda meyve-sebze topluyor, yerel tohumların üretiminden doğal tarımın yapımına kadar kolektif bir üretim ortaya koyuyor.
Elde edilen ürünler güneş yoluyla kurutulurken, bostandan çıkan ürünler gönüllüler ve ziyaretçilerle ücretsiz şekilde paylaşılıyor.
Margarita’nın su ihtiyacı ise dağlardan akan doğal kaynak sularından giderilirken, bostanın sulaması ise damla sulama yöntemi ile sağlanıyor.
Çiftlikte, zaman bile teknolojiden bağımsız hesaplanıyor, bu da Ay Takvimi’ne göre ayarlanıyor.
Takas usulü yerel tohumlar kullanılıyor
Çiftlikte 4 mevsim doğal tarımla üretim yapılıyor. Margarita’da inşa edilen serada ise kışlık ürünler yetiştiriliyor.
Bostanını takas usulü topladığı yerel tohumlarla yetiştiren Dimitrova, kirlenmiş toprağı ekilebilecek hale getirmek için 3 yıl emek harcadığını, azot bağlayıcı, potasyum ve magnezyum alan bitkilerle toprağı zenginleştirdiğini belirtti. Hibrit ve genetiği ile oynanmış tohumların kullanılmasını doğru bulmayan Dimitrova, genetiği ile oynanmış tohumların hem toprağa hem de insan sağlığına zarar verdiğini ifade ediyor.
Tavuklar traktör görevini görüyor
Margarita’da yetiştirilen hiçbir üründe kimyasal gübre ve ilaç kullanılmıyor. Yabani otların koparılmadığı Margarita’da toprağı sürmek ve çapalamak ise yasak. Margarita’da toprağı işleyen tek canlıların tavukları olduğunu söyleyen Dimitrova, şunları anlatıyor:
Toprağı sürmediğimiz için tavukları toprağa hem gübre vermesi hem de toprağı karıştırması için kullanıyoruz. Bostanında oluşturduğu tavuk kümeslerini iki haftada bir yerini değiştirerek tüm bostanın tavuklar tarafından karıştırılmasını sağlıyoruz. Tavuklar bir bakıma traktör görevi görüyor.
Kompost gübre kullanılıyor
Margarita Çiftliği’nde kompost gübre kullandığını aktaran Dimitrova, şöyle devam ediyor:
Kat kat bitki türleri ve çiftlikte bulunan iki eşeğimin dışkısını karıştırarak bir sene bekletiyorum. Bir sene sonucunda yaptığım kompost çürüyerek toprak haline geliyor. Sonra yaptığım bu kompostu bostanıma bırakıyorum. İstemediğim biyolojik otları çürümeye bırakarak bu şekilde ekolojik döngüyü sağlıyorum. İlk bu araziyi aldığımda burada hiç solucan yoktu. Şuan solucanlar var buda artık toprağın iyileşmeye başlandığının bir göstergesi.
‘Doğayla birleşmeyi istiyorum’
İnsanların, bitkilerin ve iklimin bütünleştiği bir doğal tarım istediğine dikkat çeken Dimitrova, Buldan’da takas usulü bir tarımı organize etmek için çaba harcadığını ifade ediyor.
Suni gübre ve model tarıma katılmadığı için çevresinde ki çiftçilerle uzak düştüğünü söyleyen Dimitrova, şöyle devam ediyor anlatmaya:
Yavaş olsun ama güzel olsun. Çünkü doğayı yeteri kadar bozduk. Doğanın bozulması yerine doğayı iyileştirip, doğayla birleşmeyi istiyorum. Bitki insan ve hayvanlar birlikte yaşayarak doğada doğal bir döngüyü sağlayabilir.
‘Bu erkek dünya yıkılmalı’
“Doğa’da kadın olmak çok harika bir duygu” diyen Dimitrova, bir erkek olmadan da kadının özgücü ile bir yaşam kurulabileceğini ifade ediyor.
Bir erkeğin olmadan bir anayurdun kurulmasının güzel fakat eksik olduğunu da belirten Dimitrova, şunları söylüyor:
Aslında kadın ve erkeğin birlikte yaşadığı bir yaşam olmalı. Çok güçlü bir sinerji yaratırlar. Şuan Margarita’da kadının baskın fakat iki uç kutup yerine bir dengenin oluşması gerektiğini düşünüyorum. Erkek ile kadının dengede olduğu barış ile yaşanan bir yaşam istiyorum. Ancak İlk önce bu erkek dünyanın yıkılması lazım.
Erkeğin hakim olmadığı bir anayurt
Dünyada var olan tüm insanların kendi anayurtlarına dönmesi gerektiğini aktaran Dimitrova, şunları söylüyor:
Erkeğin hakim olmadığı, sınırların, ırk ve dil ayrımının olmadığı, insanların anayurduna döndüğü ve paranın hakim olmadığı, takasın var olduğu bir anayurtta birlikte bir yaşam istiyorum. Böyle yerlerin aynı zamanda kapitalizmin tüketiciliğinin önüne geçeceğine de inanıyorum. Çünkü para açgözlülük ve kötülük getiriyor.
Kaynak: dihaber Haber: Gökhan Öner
gazetekarinca.com
Yoruma kapalı.